Yüzdeki sarkmalara medikal çözümler

Yüzdeki sarkmalara medikal çözümler

İlerleyen yaşla birlikte ciltte çizgiler, kırışıklıklar, sarkma ve çökme gibi kusurlar oluşuyor. Medikal estetik uygulamaları, bunlardan kurtulmak için cilde hacim ve gençlik kazandıran seçenekler sunuyor.

Yaşın ilerlemesiyle görünümdeki değişiklikler kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Ancak zamanı değişse de ortak olan bir şey var ki, ciltteki yıpranma herkesin ortak sorunu. Tabii genetik geçmiş, kişinin yaşam biçimi, iş yaşamı, güneşe maruz kalma süresi gibi etkenler ciltteki sorunları etkileyen faktörler… Dermatoloji Uzmanı Dr. Fügen Erdoğan Çekin, yaşlanmanın kişiden kişiye farklılıklar gösterdiğini belirterek “Kadın erkek fark etmez; herkeste zamanla ciltte yıpranmalar oluşur” diyerek cilt yaşlanmasını etkileyen faktörleri anlatıyor: “Nedenler iki ana grupta toplanabiliyor. Dış etkenlere bağlı yaşlanmaya genellikle cilde temas eden güneş ışığı, kullanılan ürünler ile soğuk ve rüzgar neden oluyor. Diğer tür olan yaşlanma ise engellenmesi çok zor olan ve kişinin genleri ile ilgili yaşlanmadır. Halk arasında ‘Hiç krem kullanmadı ancak cildinde bir kırışık yok’ tabiri bu tür yaşlanmalarda bahsedilendir.”

Cilt Lekelerinde Lazer Tedavileri

MENOPOZDA SARKMANIN ŞİDDETİ ARTIYOR

Cilt yaşlanması kırışıklık şeklinde olabileceği gibi sarkma olarak da kendini gösterebiliyor. Hangi tür yaşlanmanın olacağı zaman geçtikçe gözlemleniyor. Mimik kullanımına bağlı kırışıklıklar oldukça sık görülen ve çözümü çok rahat olan kırışıklıklar. Ancak özellikle göz kapağı ve yanaklarda bulunan sarkmalar tedavisi zor olan durumlar. Kişinin cildinin yapısı ve genetik özellikleri sarkmaların şiddetini ve oluşma zamanmı belirliyor. 20’li yaşlarda olabileceği gibi 50’li yaşlarda da olabiliyor. Özellikle kadınlarda menopoz sonrası sarkmaların şiddeti artıyor. Cilt sarkmaları cildin alt katmanlarında bulunan kolajen ve elastik liflerinin sayısının azalması ile kalitesinin bozulması ile ilgilidir. Cilt yaşlandıkça kolajen ve elastik tabakanın oluşturduğu ağsı tabaka eskisi kadar etkili olmaz. Esneklik ve sağlamlık sağlayan bu yapıda bulunan lifleri üreten hücreler de yaşlanıyor. Üretilen lifler düzgün şekillerde olmuyor. Bu değişime ek olarak dokuda bulunan hyalüronik asit azalıyor. Cilt altında bulunan yağ tabakası da inceliyor. Bu da sarkmayı daha belirgin hale getiriyor. Cilt sarkmaları özellikle yüzde kareleşme ve ovalliğin kaybı ile kendini gösteriyor. Özellikle göz kapaklarında görülen sarkmalar sadece kozmetik problem oluşturmaz. Aynı zamanda görüşü de engellediği için tıbbi problemlere de yol açıyor. Alt göz kapağı sarkmaları göz altlarında torbalanmaya neden oluyor. Burun kenarlarından ağız kenarlarına doğru inen çizgilerin belirginleşmesi ve derinleşmesi kişiyi olduğundan daha yorgun ve üzgün gösteriyor. Çene çizgisinin kaybolmasına bağlı gıdıdaki sarkmalar, doku kaybına bağlı kulak memesinde görülen sarkmalar kadınların küpe takmasını engelliyor.

GÜNEŞTEN KAÇINMAK GEREKİYOR

Cilt sarkmalarında dikkat edilmesi gereken faktörler stres, sigara, alkolden uzak durmak, yeterli miktarda ve kaliteli uyku uyumak. Güneş ışığı kaçınılması gereken en önemli dış faktörlerden birisi. Son yıllarda kemik erimesi ile ilgili çalışmalar yapan bazı araştırmacılar güneş koruyucuların D vitamini eksikliği yaptığmı öne sürüyor. Ancak güneş koruyucuların kullanımı ile yüzde 100’lük bir koruma mümkün olamıyor. Bu kaçağın da D vitamini üretimi için yeterli olduğu düşünülüyor. Koruyucular, sadece güneşe çıkıldığında değil aynı zamanda gölgedeyken bile kullanılmalı. Ayrıca beslenmeye çok dikkat etmeli, bol bol su içmeli, gerekli vitamin ve antioksidan desteğini almalıyız. Özellikle Koenzim Q10 içeren vitaminlerin kullanımı önem taşıyor.

SARKMAYA VE CİLDE GÖRE MEDİKAL ESTETİK UYGULAMASI DEĞİŞİYOR

Dr. Fügen Erdoğan Çekin, ciltteki yıpranmaya ve kişinin cilt kalitesine göre başvurulacak yöntemlerin de değişebileceğine dikkat çekiyor. Çünkü bazı ciltlerde bakım kremleri hızla sonuç verirken bazı cilt yapılarında hiç etki göstermeyebiliyor ve krem yerine bazı müdahale seçenekleri işe yarıyor. Dr. Çekin, çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:

BAKIM KREMLERİ: Öncelikle kullanılan bakım kremleri doğru seçilmeli. Hastaların genel yaklaşımı doğru bir marka satın almak olmalı. Marka önemli ancak markaya ait doğru ürünü kullanmak daha da önemli. Evde kullanılan cilt bakım ürünlerini satın alırken mutlaka bir dermatolog tavsiyesine başvurulmalı. Özellikle sarkmalarda kullanılan ürünlerin içeriğinde kolajen ve elastik liflere etki eden C vitamini, destek dokuyu güçlendiren hyalüronik asit ve kolajen bulunmalı. Kök hücre içeren bakım ürünleri iyi birer destek. Peptid içerenler ise güçlü antiaging ürünleri.

DOLGULAR: Özellikle son yıllarda sadece boşalan yerleri doldurmak metodu geride kaldı. Dolgu, zayıf yüzlerde tercih edilmesi gereken bir yöntem. Yüzdeki sarkmalar dolgu ile toparlanabiliyor. Özellikle hyalüronik asit ile yüz şekillendirme doğal ama etkili bir yöntem. Dolgu maddesinin yüzün farklı bölgelere enjeksiyonu ile yüz ovali tekrar oluşturulabiliyor.

MEZOTERAPİ: Ağızdan alman vitaminlerin cilde geçişi oldukça az oluyor. Cilt için gerekli olan vitamin miktarı ise içilmesi imkansız bir doz. Bu nedenle cildin yapışma göre cilt içi işlemler daha hızlı ve etkili sonuç veriyor. Cilt için gerekli olan multivitamin kokteylleri, cilt yaşlanmaları ve sarkmalarda etkili. Yılda iki kez genellikle ilkbahar ve sonbaharda yapılan mezoterapiler soğuk ve güneşin deriye verdiği zararı bir süpürge gibi temizliyor. Ancak oluşmuş sarkmalarda üç-dört seanslık kürler de yapılabiliyor. Seçilecek ilaçlar cilt sarkmasının şiddetine, hastanm yaşma göre değişiyor. Ayrıca mezolifting de bir mezoterapi metodu olarak denenebilir.

Cilt sarkmasını tetikleyen faktörler

• Güneş ışınları

• Yaşın ilerlemesi (özellikle menopoz sonrası)

• Genetik

• Sık kilo alıp verme

• Sigara ve alkol kullanımı

• Stresli bir yaşam biçimi

• Uykusuzluk

• Sağlıksız beslenme (vitamin-mineralden az beslenme)

• Cildin nemsiz kalması

• Çevresel toksinlere maruz kalma

RADYOFREKANS: Radyofrekans cildin ısıtılması ile bozuk kolajen ve elastik liflerin yok edilerek yeni ve sağlıklı liflerin oluşturulması mekanizmasına dayanan bir yöntem. Eskiden cildin ısıtılması sırasında cilt yanıkları oluşuyordu. Ancak son yıllarda geliştirilen soğuk radyofrekans cihazları ile cildin üst tabakaları korunarak daha derinlere inen etki sağlanıp yan etkiler engellendi. Radyofrekans sadece yüzde değil, özellikle gıdı ve kollarda oluşan sarkmalarda oldukça başarılı. Ancak yaşlanma devam eden bir süreç olduğu için tekrarlama tedavisi de yapılmalı. Genellikle önce üç-beş seanslık kürler yapılıyor. Bunu takiben yılda iki-üç kez önleyici tedavi uygulanmalı. Diğer yöntemlerle birlikte yapılabiliyor. Ancak derinin soğuması için altı saat beklemeli. Ayrıca bu tedavinin başarısı kullanılan makineye ve hastanın cilt tipine bağlı oluyor.

ULTHERAPİ: Ultrason ile cilt sarkmalarının tedavisinde son yıllarda başarılı sonuçlar elde edildi. Bu yöntem ile elastikiyetini kaybetmiş, sarkmış, kırışmış ciltler ve düşük kaşlar ameliyata gerek olmaksızın tedavi edilebiliyor. Enjeksiyonsuz ve tek seans uygulama ile oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor.

Son yıllarda yüz germe ameliyaüarma alternatif olarak düşünülüyor. Kişilerin öğlen tatilinde bile yaptırıp işine dönebilmesi, morluk olmaması, iyileşme sürecine ihtiyaç duyulmaması en büyük avantajları. Makineden çıkan ses dalgaları cilt içinde minik ama çok sayıda ısı hasarı yapıyor. Cilt bu hasarları iyileştirirken o bölgelere yeni hücreler yolluyor. Bu hasar onarılırken aynı zamanda cilt kendini yeniliyor. Uygulamanın hemen ardından toparlanmaya başlayan cilt istenen ideal görünüme üç ayın sonunda ulaşıyor. Tek bir uygulamanın ardından elde edilen sonuç en az bir sene boyunca korunuyor.

ÖRÜMCEK AĞI: Örümcek ağı son yıllarda adını sık sık duyduğumuz bir yöntem. Başarüı sonuçları olabildiği gibi başarısız sonuçları da görülebiliyor. Bu yöntemde üç tip ip kullanılıyor. Doğru hasta seçimi ve doğru ip seçimi önemli. Örümcek ağı, özellikle etli, dolgun ve sarkmış ciltlerde kullanılmalı. Zayıf yüzlerde sadece asma yapılabilir. Çentiksiz ipler sarkmalarda cildi sıkılaştırmak için kullanılırken yarım çentikli ve tam çentikli ipler cildi yukarıya çekmek için kullanılıyor.

İğneli bir işlem olsa da özel ameliyathane ortamına ihtiyaç bulunmuyor. Lokal anestezik krem ile rahatlıkla yapılabilir. Etkisi işlemden hemen sonra çıkıyor. Ancak maksimum etki aylar içinde belli oluyor. İpler erirken etkisi belirginleşiyor. Ameliyat ipi olarak kullanılan bu ipler işlemden sonra tamamen eriyerek o bölgede yara iyileşmesi ve genç hücrelerin istilası ile bunu takiben cilt yenilenmesi olarak sonuçlanıyor. İşlem 15-20 dakika sürüyor. İşlem sonrası özel bir dinlenme süreci yok. Kişi günlük yaşantısına devam edebiliyor. Genellikle yüz bölgesinde uygulansa da kol ve karın bölgelerinde de başarı şansı yüksek.

AMELİYAT: Bir grup hasta daha radikal çözümleri tercih ederek” ameliyat oluyor. Ameliyat olunacaksa özellikle kadınlarda menopoz sonrası beklenmeli. Çünkü en yoğun sarkmalar bu sürede görülüyor. Ancak ameliyat seçeneği son çare olmalı. Yaşlanmanın devam eden bir süreç olduğunu kabul edersek ameliyat öncesinde diğer yöntemler tercih edilebileceği gibi ameliyattan sonra da gereken işlemlerin yapılması ile daha iyi sonuçlar almıyor.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir