Yumurtanın Faydaları Ve Zaraları Nelerdir?
Yumurta
Yumurta denince akla ilk gelen şey, tavuk yumurtasıdır. Tavuk yumurtası, sayısız gıda ve yiyeceğin hazırlanmasında, dünyanın hemen hemen her mutfağında yaygın olarak kullanılır. Gıda endüstrisinin her şeyi paketleme ve her şeyi hazır hâle getirme macerası, evde yumurta kırmayı bile unutturacak hâle getirdi. Endüstri, yumurtanın elde edilmesi için tavuk türlerine ve yemlere müdahale etmenin yanı sıra, yumurtayı, pastörize ediyor ve yumurta tozuna dönüştürüyor. Hazır gıdalarda kullanılan, taze yumurtalar değil, pastörize edilmiş yumurta tozlarıdır.
Bazı çevrelerin, bazı çıkar odaklarına hizmet için yumurtayı kötülemeleri ya da zirveye çıkarmaları, yumurtanın değerini ne düşürür, ne de artırır. Ancak egemen gücün, onu çıkarları doğrultusunda araç olarak kullanması ile yumurtanın değerinin düşürüldüğü kesin. Yapılan araştırmalar, hiçbir insan müdahalesine uğramamış yumurtanın, en kaliteli proteinler ile insan için gerekli aminoasitleri’ yeterli miktarda içerdiğini gösteriyor. Aslında, yumurta; zengin için de, fakir için de, hem besleyici hem de pratik bir gıda. A, B, D ve E gibi birçok vitamini ciddi oranlarda barındırır. Özellikle öğrencilerin ve bekârların, en pratik yiyeceğidir.
Kimisi beyaz, kimisi de kahverengi kabuklu yumurtaları tercih eder. Kimileri kahverengi yumurtaların, daha sağlıklı olduğunu düşünür. Peki, iki renk arasındaki fark nedir? Yumurta neden çift renklidir? Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Yumurta kabuğu beyazdır ve kalsiyum karbonattan oluşur. Bazı kuşlar, yumurtalarını kamufle etmek ya da diğer kuşların yumurtalarından ayırt etmek için, kendi yumurtalarımı! dışını bir protoporfırin (protoporphyrin) pigment/boyası ile boyar. Bu renk oluşumu beslenmeye de bağlıdır. ‘Kahverengi yumurta daha sağlıklıdır’ şeklindeki yanlış bilgi, birçok ticari yumurta üreticilerini, kahverengi yumurta üretmeye iter ve bu nedenle de tavukları renkli yemlerle beslerler.
Yemlerden söz etmiştik. Yem, elde edilen yumurta açısından son derece önemlidir. Türkiyede son yıllarda, diğer hayvan yemlerinde olduğu üzere, tavuk yemlerinde de hayvansal atıklar kullanıldığı gibi, GDO’lu bitkiler de kullanılmaktadır. Biyogüvenlik Yasası ile buna resmen izin de verilmiştir. Yemlere GDO’lu bitkilerin karıştırılması durumunda, GDO’nun ete, süte ve yumurtaya geçmediğine dair iddia, tümüyle bir palavradır. Bunun bir palavra olduğunu Dr. Arpad Pusztai’nin485 deneyinde açıkça görüyoruz. Dr. Arpad Pusztai, bir grup fareye GDO’lu patates, başka bir gruba normal patates, başka bir gruba ise kardelen lektini patatesi, normal patatesle karıştırarak yedirir. İkinci ve üçüncü yani normal patates yedirilen farelerde, hiçbir olumsuzluk saptanmazken, GDO’lu patateslerle beslenen birinci grup hayvanların sindirim sisteminde ciddi hasarlar ve bağışıklık sistemin de bozukluklar saptanmıştır.
GDO yandaşı olmayan tarafsız çevrelerce yapılmış deneylerde görüldüğü üzere, hayvanların yediği GDO’lu yemler, hayvanların fizyolojisini etkilemektedir. Bozuk fizyolojiden, sağlam ürün çıktığını iddia eden biri varsa ya tedaviye muhtaçtır ya da bir çıkar odağının sözcülüğünü yapmaktadır. Yani, maalesef mısır, soya, yonca gibi bitkiler eklenerek elde edilen yemlerle beslenen tavukların yumurtaları, genetik açıdan tehlike arz eder. Günümüz tavukları da, diğer hayvanlar gibi yarış atma çevrilmişlerdir. Kimse, tavuğun bir canlı olduğunu umursamıyor. Tek dertleri, günde bir yumurta değil, daha fazla yumurta elde etmek. Yumurtlasın da nasıl yumurtlarsa yumurtlasın. Bugün tavuk üretim tesisleri, 24 saat boyunca kesintisiz aydınlatılarak, tavuğun sürekli olarak yumurta salgısı üretmesi sağlanır ve yumurtlama süreci kısaltılır. Bu durum, hem yumurta kalitesinin bozulmasına hem de yumurtanın sağlıksız bir ürüne dönüşmesine neden olur.
Yumurtalar, farklı boy ve ağırlıktadırlar, büyüklüklerine göre ölçülendirilir ve sınıflanırlar. Geleneksel, Avrupa modern, ABD modern gibi ölçü birimleri vardır.
Prof. Dr. Hikmet Boyacıoğlu’nun aktardığına göre: “Kolin içeren yumurta, beynin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Yumurtanın faydaları saymakla bitmez. Yumurta konusunda, dünyanın farklı ülkelerindeki üniversitelerde, çeşitli araştırmalar yapılıyor. ABDde bir üniversitede yapılan araştırmada, kahvaltıda yumurta yemenin, vücut yağının kaybedilmesinde etkili olduğu belirlendi. Yağsız kas kitlesinin korunmasına yardımcı, ‘lösin aminoasidinin zengin bir kaynağı olan yumurta, vücut yağının yakılmasında önemli rol oynuyor. Bir adet yumurta, ortalama 50 gram olarak kabul edilebilir ve bir yumurtadaki besin değerleri ortalama; 70 kal, 6 gr. protein, 1,5 gr. yağ, 1 gr. karbonhidrat şeklindedir. Genel olarak yumurtanın sarısı, büyük oranda vitamin ve yağları, beyaz kısmı ise büyük oranda proteinleri içerir. Yumurtanın, protein emilimi bakımından en etkili tüketim şekli, rafadan olarak bilinmektedir.”
Salmonella, hem insan ve hem hayvanlarda hastalık yapabilen bir virüstür489 ve etlerin yanı sıra, yumurtalardan da geçebilir. Bunun için de, yumurta tüketimi önem kazanır. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketinin internet sitesinde yer alan bir habere göre: “Yumurta ve yumurta ürünleri de, salmonellanın yayılmasında etkilidir. Yumurtaya, folluktan veya kafesten dışkı bulaşabilir. Kabuğunda kırık olmayan yumurtaların, güvenli sayılması yanında, bazı çalışmalar bakterinin, yumurta kanalı girişinden enfeksiyona neden olduğunu göstermektedir. Evlerde yumurta tüketilirken, kaynamış yumurtalarda 7 dakika, çılbır için 5 dakika, yağda ise 3 dakika pişirme ile enfeksiyon riski ortadan kalkmaktadır. Yumurta kabuğunda yaklaşık 17 bin tane ‘bor’denen delikler bulunur. Bunlar, hava ve nem giriş/çıkışını sağlarlar. Yumurta paketlemesinde, yumurtalar önce yıkanarak yüzeydeki pisliklerden arındırılır. Yumurta kabuğunun yıkanması ise, bakteri yükünü azaltmasının yanı sıra, borların genişlemesine sebep olur. Daha sonra yağlama işlemine tâbi tutularak, yıkamadan dolayı açılmış olan borların yağ ile kapanması sağlanır. Eğer, satın alınan yumurta, evde hemen kullanılmayacaksa; buzdolabına koymadan önce yıkamak, kabuğun üzerindeki koruyucu tabakayı yok edip, borların genişlemesine sebep olacağı için, bulaşma riskini arttırır. Eğer yumurta yıkamadan kullanılırsa, yukarıdaki pişirme sürelerine uygun pişirildiği takdirde enfeksiyon riski yoktur.”
Peki çözüm
Küçük bir kümeste, yeteri miktarda tavuk ve horoz beslenebilir. Bu sayede, ihtiyaç olan yumurta ve tavuk yetiştirilebilir. İmkânı olanlar evinin bahçesinde, civcivlerini, şehirden almadığından emin oldukları bir köylüden, tavuğun kendisi tarafından, yani gurk tavuğun kuluçkası491 ile üretilmiş civciv veya tavuklar edinmelidirler. Bu tavuklara, kümeste sürekli mahkûm hayatı yaşatılmamalıdır. Hayvanlara zulüm olacak ve haklarını ihlâl edecek, hiçbir işkence yöntemi uygulanmamalıdır.
Dar bile.olsa, serbest dolaşacakları bir alanları olmalıdır. Tavukları çoğaltmak için horoz ve tavuk, tekraren kullanılmalıdır. Yem olarak buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi tahıllar verilebildiği gibi, verim için az miktarda keten tohumu yedirilebilir. Hiçbir bakım gerektirmeyen ve çok verimli bir bitki olan süpürge otu ekilerek, tohumu tavuklara verilebilir. Keten tohumu ve süpürge otu, diğer hayvanlara da yedirilerek sağlıklı beslenmeleri ve verim artışı sağlanabilir. Hatta bunların unları, evde yapılacak ekmek unlarına karıştırılmalıdır. Evleri, bunları yapmaya müsait olmayanlar varsa, köylerdeki bir yakınına civciv veya tavuk alarak (ve bunların gereksinimlerini karşılayarak), yumurta veya etlerinden pay alabilirler. Veya küçük ortaklıklarla serbest bir yerde, tavuk ve yumurta üreterek sağlıklı beslenebilirler. Tabiî ki, kendilerini sağlıklı ve helâl beslenmeye layık görüyorlar ise…