Yeşil Çayla Kilo Verilirmi?
YEŞİL ÇAYLA KİLO VERMEK Mİ?
MEŞRUBAT ÜRETİCİLERİ NE YAPACAKLARINI BİLEMİYOR. ÜRÜNLERİ BESİN DEĞERLERİ bakımından git gide daha çok inceleme altına alınıyor ve sonuçlar hiç de iyi çıkmıyor. Okullar meşrubat satışını kaldırıyor. Halk, “boş kalori” içeren şeker yüklü içecekleri tüketme konusunda git gide daha dikkatli davranıyor. Şeker yerine yapay tatlandırıcı kullanmak pazarın sıkıntılarını giderecek bir çözüm gibi görünmüyor. Bunun en büyük nedeni bu maddelerin çözülmemiş güvenlik meseleleriye çevrili olduğuna dair yaygın (ve genellikle de gerekçesiz) bir algının olması. Boş kaloriler ya da sıfır kaloriler satışların patlamasını sağlamıyorsa “eksi kalorilere” ne dersiniz? Verdiği kaloriden daha fazlasını “yakmaya” neden olan bir içecek gayet çekici görünüyor. Coca-Cola şirketi yeni yeşil çay bazlı içecekleri Enviga ile piyasaya böyle bir ürün sürdüğünü iddia ediyor.
Coca-Cola’nın baş bilimadamı Dr Rhona Applebaum’a göre, “Enviga, kalorilerin yakılmasını arttırıyor ve bilimle doğanın mükemmel ilişkisini temsil ediyor.” Bu “mükemmel ilişki”ye bir göz atalım. Öncelikle kaloriler “yakıla-maz”. Kalori, bir şey değil, bir ölçüm birimidir. En basit tanımıyla bir besin kalorisi, bir kilogram suyun sıcaklığını 1 dereceye yükseltmek için gereken ısı miktarıdır. O halde “kalori yakma” ifadesi nereden çıkmıştır? Bir madde yandığında ısı yayar. Diyelim ki bir dilim pasta 300 kalori içeriyor olsun. Kalorimetre denen kapalı bir ortamda bunu yakınca 300 kilogram suyu 1 dereceye kadar ısıtmaya yetecek enerjiyi üretecektir.
Bizim bedenlerimiz de bu pasta dilimini “yakabilir”. Yani pastanın yağları, karbonhidratları ve proteinleri bir dizi kimyasal reaksiyonla ayrıştığında ya da metabolize olduğunda 300 kalori değerinde enerji açığa çıkar. Bu reaksiyonlar sonucunda ortaya çıkanları nefesimizle dışarı veririz ya da idrarımızla ve dışkımızla atarız. Üretilen enerji ise beden sıcaklığımızı korumak ve organlarımızla kaslarımızı çalıştırmak için ihtiyacımız olan gücü sağlamak için kullanılıp Mevcut ve kullanıma hazır olan kalorilerin tümünü “harcamazsak” bedenin besin bileşiklerini tümüyle “yakmasına” gerek yoktur. Geriye kalanlar depolanır ve bunun sonucunda kilo alımı gerçekleşir. Bir faaliyette bulunursak ihtiyaç duyulan enerjiyi üretmek için gereken reaksiyonları gerçekleştirmek üzere depolanan kaynaklara başvurulabilir ve alman kilo verilir. Buradan net olarak anlaşılan, kilo vermek için alınan besinlerin sağladığından daha fazla kalori harcanması gerektiğidir.
Üç porsiyon Enviga (bir porsiyonu 330 mililitredir) yalnızca 15 kalori içerir ancak Coca-Cola’ya göre bu içecek, metabolizmayı günde 60 ila 100 kalori üretmesi için uyarır. Isı biçiminde dışarı çıkarılan bu kaloriler, depolanan besinler bedenden atılan maddelere dönüştüğünde üretilir. Yani günde üç porsiyon Enviga içmek kilo kaybını sağlayacaktır. Gerçi şirket böyle bir iddiada bulunmamaya özen gösteriyor ama yine de kolay yoldan kilo verme beklentisinin ürünün raflarda kapış kapış gitmesini sağlamasını da umuyorlar tabii.
Bu yutturmacanın ardındaki bilimsel gerçeklere bakma zamanı geldi. 1999 yılında Cenevre Üniversitesi araştırmacılarının yeşil çayda bulunan bileşikler olan kateşinlerin katekol-o-metiltransferaz enzimini baskılamasını gözlemlediklerinde başladı her şey. Bu enzim, yağların oksidasyonunu ve ısı üretimini (termojenez) harekete geçiren norepinefrin adlı nörotransmiteri geriletir. Araştırmacıların ürettiği düşünceye göre norepinefrinin parçalanması engellenirse termojenezin artması gerekir ve bunun da kilo kaybına yol açması imkân dâhilindedir. Bu akıl yürütme, Uzakdoğulular’ın çok fazla yeşil çay tükettikleri ve nadiren aşırı kilolu oldukları gözlemiyle de bağdaşıyormuş gibi görünüyordu. O halde neden gönüllülere Uzakdoğuluların tükettiği kadar yeşil çay kateşinleri verilip enerji harcamaları gözlenmiyordu?
Alışıldık teknik, denekleri bir solunum odasına almaktır. Karbondioksit ve oksijen seviyelerinin gözlenmesi için hava giriş çıkışına izin verilen, tamamen yalıtılmış bir odadır bu. Bedendeki besinlerin “yanması” için oksijene ihtiyaç vardır, bunun sonucunda karbondioksit ve enerji (kalori) elde edilir. Oksijen alımı ve dışarı verilen karbondioksite oranla üretilen enerji miktarı bilindiğine göre 24 saat boyunca harcanan toplam enerji de belirlenebilir. 10 erkek gönüllü üzerinde gerçekleştirilen bu tarz bir deneyde her gün 375 miligram yeşil çay kateşini içeren kapsüllerin verildiği deneklerin enerji harcamaları 80 kalori kadar arttı. Bu, çok etkileyici olmamakla birlikte yine de bilimsel olarak anlamlı ve başka çalışmalar yapılmasını teşvik eden bir sonuç. Coca-Cola’nın Enviga’nın tanıtımlarında kullandığı da bu araştırmalardan biriydi. 15 erkek için kullanılıp Mevcut ve kullanıma hazır olan kalorilerin tümünü “harcamazsak” bedenin besin bileşiklerini tümüyle “yakmasına” gerek yoktur. Geriye kalanlar depolanır ve bunun sonucunda kilo alımı gerçekleşir. Bir faaliyette bulunursak ihtiyaç duyulan enerjiyi üretmek için gereken reaksiyonları gerçekleştirmek üzere depolanan kaynaklara başvurulabilir ve alman kilo verilir. Buradan net olarak anlaşılan, kilo vermek için alman besinlerin sağladığından daha fazla kalori harcanması gerektiğidir.
Üç porsiyon Enviga (bir porsiyonu 330 mililitredir) yalnızca 15 kalori içerir ancak Coca-Cola’ya göre bu içecek, metabolizmayı günde 60 ila 100 kalori üretmesi için uyarır. Isı biçiminde dışarı çıkarılan bu kaloriler, depolanan besinler bedenden atılan maddelere dönüştüğünde üretilir. Yani günde üç porsiyon Enviga içmek kilo kaybım sağlayacaktır. Gerçi şirket böyle bir iddiada bulunmamaya özen gösteriyor ama yine de kolay yoldan kilo verme beklentisinin ürünün raflarda kapış kapış gitmesini sağlamasını da umuyorlar tabii.
Bu yutturmacanın ardındaki bilimsel gerçeklere bakma zamanı geldi. 1999 yılında Cenevre Üniversitesi araştırmacılarının yeşil çayda bulunan bileşikler olan kateşinlerin katekol-o-metiltransferaz enzimini baskılamasını gözlemlediklerinde başladı her şey. Bu enzim, yağların oksidasyonunu ve ısı üretimini (termojenez) harekete geçiren norepinefrin adlı nörotransmiteri geriletir. Araştırmacıların ürettiği düşünceye göre norepinefrinin parçalanması engellenirse termojenezin artması gerekir ve bunun da kilo kaybına yol açması imkân dâhilindedir. Bu akıl yürütme, Uzakdoğuluların çok fazla yeşil çay tükettikleri ve nadiren aşırı kilolu oldukları gözlemiyle de bağdaşıyormuş gibi görünüyordu. O halde neden gönüllülere Uzakdoğuluların tükettiği kadar yeşil çay kateşinleri verilip enerji harcamaları gözlenmiyordu?
Alışıldık teknik, denekleri bir solunum odasına almaktır. Karbondioksit ve oksijen seviyelerinin gözlenmesi için hava giriş çıkışına izin verilen, tamamen yalıtılmış bir odadır bu. Bedendeki besinlerin “yanması” için oksijene ihtiyaç vardır, bunun sonucunda karbondioksit ve enerji (kalori) elde edilir. Oksijen alımı ve dışarı verilen karbondioksite oranla üretilen enerji miktarı bilindiğine göre 24 saat boyunca harcanan toplam enerji de belirlenebilir. 10 erkek gönüllü üzerinde gerçekleştirilen bu tarz bir deneyde her gün 375 miligram yeşil çay kateşini içeren kapsüllerin verildiği deneklerin enerji harcamaları 80 kalori kadar arttı. Bu, çok etkileyici olmamakla birlikte yine de bilimsel olarak anlamlı ve başka çalışmalar yapılmasını teşvik eden bir sonuç. Coca-Cola’nın Enviga’nın tanıtımlarında kullandığı da bu araştırmalardan biriydi.