Üvey Anne Gerçekçi Olmalıdır

Üvey Anne Gerçekçi Olmalıdır

Üvey anne ne kadar iyi niyetli ve ne kadar fedakar olursa olsun, kendisini üvey çocuklara sevdiremez. Bu onların nankör olduğu anlamına gelmez. Kendinizi o çocukların yerine koyarsanız, onları anlamanız kolaylaşır. Buna psikolojide “empati yapmak” diyoruz. Her çocuk, baştan, annesinin yerini alan yabancı bir kadına karşı kızgınlık duyar. Annesinden ayrı kalmanın verdiği tedirginlik ve güvensizlik duyguları içinde üvey anneye yakınlaşamaz. En iyi davranışlarını bile şüphe ile karşılar. Üvey annenin sevgisini hissetse dahi karşılık veremez. Yabancı bir kadını sevmekle öz annesine karşı nankörlük ettiğini düşünür. Öte yandan bazı ihtiyaçlarını kendi başına karşılayamadığını, üvey anneye muhtaç olduğunu, bu yüzden ona katlanmak zorunda olduğunu, babanın bu ihtiyaçlarını karşılayamadığını bilir. Kendini ortada bırakılmış gibi hisseder. Üvey anne tarafından eleştirilmeye, azarlanmaya katlanamaz. Odasına kapanır, gizliden gizliye ağlar. Babasını yabancı bir kadınla paylaşmak istemez. Üvey anneyi babaya yakın görünce kıskanır. İçten içe kin duyar. Babayla üvey anneyi birbirine düşürdüğü zaman sevinir.

Üvey Anne

Şimdi kendimizi bir de babanın yerine koyup, durumu onun açısından ele alalım. Evleneceği kadın veya kız için ne kadar araştırma yapmış olursa olsun, kalbinin bir köşesinde hep yeni eşinin çocukları sevip sevemeyeceğine dair bir kaygı vardır. Çoğu baba, çocuklarını üvey anneye ezdirmeme kararıyla ikinci evliliğe başlar. Bu yüzden üvey anne ile çocuklar arasındaki anlaşmazlıklarda tarafsız davranamaz. Ancak vicdanı yeni eşini incitmekten ve sevgisini kaybetmekten yana da değildir, ikilem içerisindedir. Çocukların tarafını tutsa eşi incinecek, eşinin tarafını tutsa çocukları incinecektir. Öz ve üvey çocukların bir arada olduğu durumlarda anlaşmazlıklar daha karmaşık bir hâl alır. “Ayırım yaptın, yapmadın!” tartışmaları başlar. Eğer çocuklar boşanma sonucu anneden ayrı kalmışlar ise, öz anneyi görüp geldikten sonra daha tedirgin, daha şımarık, daha söz dinlemez olurlar.

Zor olmakla beraber, konu yine psikoloji bilgisi ile çözülebilir. Çocuklu bir erkekle evlenmeye karar veren bir kadın, yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı, ne yapsa çocukların öz annesi gibi olamayacağını, onun yerini tutamayacağını bilmek durumundadır. Halk arasında bunu çok güzel anlatan bir deyiş var: “Üveyden öz olmaz, ipekten bez olmaz.” Bu gerçeği bilerek işe başlayan bir üvey annenin başarı şansı yüksektir. Ne yaparsa yapsın ilk başlarda çocuklar tarafından sıcak karşılanmayacağını bildiği için, çocukların tedirginliğini, güvensizliğini, hırçınlıklarını, nankörlük gibi görünen başkaldırılarını normal karşılar. Çünkü çocukların bu davranışlarıyla üvey annenin iyi niyetini sınadıklarını bilir. Kendisini onların yerine koyar, duygularını anlamaya çalışır.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir