Turinçgillerin Sağlığa Faydaları Nelerdir?
TURUNÇGİLLER VE “SÜPER FLAVONOİDLER”
BİRKAÇ TANE HAMSTER ALIN VE KOLESTEROLLERİNİ YÜKSELTMEK İÇİN ONLARI BİR SÜRÜ yağlı yiyecekle besleyin. Sonra yemlerine biraz “süper flavonoid” ekleyin ve bunun bol yağlı beslenme biçiminin etkilerini azaltacağını umun. Neden? Çünkü flavonoidler kolesterolü düşürüyorsa elinizde pazarlanabilir bir ürün var demektir. Daha da iyisi, süper flavonoidler portakal kabuğundan elde edildiği için bu “doğal” ürününüz ticari açıdan tümüyle cazip görünür. En azından hamsterlarda portakal kabuğu özü beklenen etkiyi yaratıyor. Gelecekte “polimetoksilli flavonların” (PMF) standartlaştırılmış bir versiyonunun kolesterolü yüksek olan insanlara tavsiye edilmesi kesinlikle muhtemel. Ama fazla acele etmeyelim.
Pek çok insana göre kolesterol kötü bir sözcük. Medyadan edinilen bilgilerden yola çıktığınızda yüksek kolesterol teşhisi konmuş kişilerin cenaze işlemlerine hemen başlamaları gerektiği gibi bir izlenime kapılırsınız. Yüksek kolesterolün kalp hastalıkları için bir risk faktörü olduğu doğrudur ancak bu, pek çok faktörden yalnızca biridir. Yüksek tansiyon, ailede kalp hastalığı olması, şeker, fiziksel aktivitenin olmaması ve kirli havaya maruz kalmak da bunda rol oynayan faktörlerdir. Aslında kalp krizi geçiren insanların yarısı normal ya da normalin altında kolesterol seviyelerine sahiptir. Yine de kolesterolünüz yüksek çıkarsa düşürmek için kesinlikle çaba göstermelisiniz. Ama nasıl? Doktorlar genellikle hemen reçete defterlerine uzanıp statin hapları için talimatlar karalamaya başlar. Bunlar, yüksek etkili ilaçlardır ancak yan etkileri de vardır. Kas ağrıları ve karaciğer sorunları olasılıklar dahilindedir ve ilacın maliyeti de hatırı sayılır derecededir. Bu nedenle insanlar daha nazik, hafif tedaviler arıyor, sentetik ilaçlardan çok daha güvenliymiş gibi algılanan “doğal” ürünlerden yarar sağlamayı umuyor. Gerçek, elbette ki, bir maddenin güvenli olmasının onun kaynağına değil moleküler yapısına dayandığıdır. Bir kimyager tarafından laboratuarda mı ya da doğa tarafından çalılıkların içinde mi yapıldığı önemli değildir. Önemli olan bu maddenin güvenli ve etkili olup olmadığıyla ilgili yürütülen çalışmalardan elde edilen sonuçlardır.
Doğal ürün formüllü besin takviyelerinin kolesterolü düşürdüğüne dair iddialar hiç de az değil. Guggul ağacından elde edilen guggulipidler gibi bazıları egzotik görünürken şekerkamışından elde edilen polikosanol ya da sarmısak-tan elde edilen allicin kulağa daha sıradan gelir. Bu tür ürünleri pazarlayanlar ellerindeki malların reklamını yapmak için arkalarına bilimsel çalışmaları alırlar. Ancak bilimsel çevrelerin vardığı ortak karara göre bu yöndeki kanıtlar oldukça zayıftır. Yine de gerçekten etkili olan doğal ürünlerle ilgili arayış devam ediyor ve bunun için haklı gerekçeler var. Her şeyden önce daha çok meyve ve sebze tüketen toplulukların kolesterol seviyelerinin daha düşük olduğu açık. Önemli olan şu: Kolesterolleri yağlı et gibi yiyecekleri tüketmedikleri için mi düşük? Yoksa bu, yedikleri sebze ürünlerinin içindeki kolesterolü gerçekten düşüren maddelerden mi kaynaklanıyor? Bu arayışların sonucunda çeşitli doğal maddeler ayrıştırılıp olası kolesterol düşürücü etkiler açısından incelendi. Bu maddelerin arasında turunçgillerin kabuğunda bulunan tangeretin, hesperidin ve naringin gibi polimetoksilli flavonlar (PMF) vardır. Bunlara özel ilgi gösterilmesinin nedeni nedir? Pek çok neden var. Öncelikle PMF’ler antioksidandır ve bu nedenle kolesterolün daha tehlikeli olan oksitlenmiş formuna dönüşmesini engelleme potansiyeline sahiptir. Aynı zamanda kültürü yapılmış hücrelerle ilgili çalışmalar, satin hapları gibi PMF’lerin kolesterol ve trigliseridlerin (kandaki yağlar) birleşmesini engellediğini ortaya koymuştur. Buna yalnızca Florida’da her yıl aşağı yukarı 700 bin portakal kabuğu atığı üretildiğini ve böylece PMF özü elde etmek için bolca hammadde sağlandığını da eklerseniz oldukça kârlı bir ürüne sahip olma olasılığınız var demektir. Tek yapmanız gereken bunun işe yaradığını kanıtlamaktır.
Hamsterlarda işe yaradığı kesin. Hastalıkları önleyen ya da iyileştirici özelliklere sahip olan doğal bileşimler üzerine uzmanlaşmış, Kanadalı bir şirket olan KGK Synergize’ın araştırma ekibi hamsterların beslenmesi üzerine yapılan çalışmayı sürdürmüş ve hayvanların yiyeceklerine tangeretinin katılmasının sonucu LDL seviyelerini (meşhur “kötü kolesterol”) yüzde 40’lara kadar düşürdüğünü bulmuştur. Herhalde bu, hamsterlar için geçerli. Peki, bizim için ne anlama geliyor? Portakal kabuğu yemiyoruz ama yine PMF’ler içeren portakal suyunu daha çok içmemiz için teşvik edilebiliriz. Ancak sorun şurada: Hamsterların aldığı süper flavonoidlerin miktarını yakalayabilmemiz için günde 20 bardak portakal suyu içmemiz gerekiyor. Bu arada “süper flavono-id” terimi, buldukları sonuçlardan dolayı desteklenen KGK Synergize şirketinin araştırmacıları tarafından üretilmiştir. O kadar büyük bir destek gördüler ki portakal kabuğu özü ve E vitamininin özel bir karışımı olan Sytrinol adında ticari bir ürün geliştirdiler.
Sytrinol’ün yüksek kolesterol tedavisi için etkili bir yöntem olduğunun kanıtlanması umut ediliyor. Başlangıç niteliğindeki bazı insan üzerine deneme çalışmaları iyimser sonuçlar verdi. West Ontario Üniversitesinde yürütülen bir çalışmada kolesterolleri yükseltilmiş katılımcılardan her gün 300 milig-ramlık (270 miligram polimetoksiflavon ve 30 miligram E vitamini) Sytrinol kapsülleri almaları istendi. Dört haftanın sonunda toplam kolesterollerinde (yüzde 20) ve LDL kolesterollerinde (yüzde 22) yüksek seviyede düşüş görülürken “iyi kolesterol” olan HDL’de artış meydana geldi. Ne yazık ki çalışmaya yalnızca 10 denek dâhil edilmişti. Bu, büyük sonuçlara ulaşmak için yeterli değil ancak daha büyük ve daha iyi çalışmalar ve daha çok araştırma yapmayı özendirmeye kesinlikle yeter. Özellikle de portakal kabuğu özünün hamsterlarda insüline karşı direnci azalttığının kanıtlandığını ve bunun diyabeti önlemeye yararlı olacağı anlamına geldiğini düşünürsek.
Kanserin önlenmesi için bile umut var. Laboratuar ortamında tangeretin insan meme kanseri hücrelerinin büyümesini engelliyor. Tıpkı yaygın bir şekilde kullanılan tamoxifen ilacı gibi. Ancak canlı hayvanlarda bileşim yalnızca koruma sağlamamakla kalmıyor, tamoxifenin önleyici etkisini de ortadan kaldırıyor. O halde tamoxifen tedavisi gören kadınların kolesterollerini turunçgil kabuğu ürünleriyle düşürmeye çalışmamaları gerekiyor. Diğerleri için turunçgillerin içinde bulunan flavonoidler umut vaad ediyor, her ne kadar onları “süper” sıfatıyla tanımlamak için henüz erken olsa bile.