Prof. Tuncay Duruöz İle, Romatizmal Hastalıkları (Aksiyal Spondiloartrit) Konuştuk

Prof. Tuncay Duruöz İle, Romatizmal Hastalıkları (Aksiyal Spondiloartrit) Konuştuk

PROF. Dr. Tuncay Duruöz, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde FTR AD, Romatoloji Bilim Dalı Başkanı. Romatoloji, Fizik Tedavi ve Algoloji olmak üzere 3 uzmanlığı var. Paris’te romatoloji biliminde dünya ekolü olan Cochin Hastanesi’nde Romatoloji ihtisası ve Fransa’nın ilk rehabilitasyon merkezlerinden olan Raymond Poincare Hastanesi’nde Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ihtisasları yapmış, New York Üniversitesi (NYU) Bellevue Hastanesi’nde Prof. Bruce Cronstein’in kliniğinde romatoloji deneyimlerini artırmış bir hekim. Paris’te yaptığı bilimsel çalışmalardan biri dünyada çok ses getirmiş. Duruöz’ün geliştirdiği ‘Romatoid elde fonksiyonel değerlendirme ölçeği’ bugün dünyada “Duruöz Hand Index (DHI)” olarak biliniyor. 2000 yılında da uluslararası romatolojik verilerin standardizasyonu ve geliştirilmesiyle ilgili bilimsel çalışma grubu olan OMERACT’m genç araştırmacı ödülünü almış. Duruöz’ün 2003 yılında kurduğu Ankilozan Spondilit Hasta Derneği (ASHAD) 2005 yılında Ankilozan Spondilit Uluslararası Federasyonu’na (ASIF) üye olarak kabul edilmiş. Duruöz 2009 yılından bu yana bu uluslararası federasyonun yönetim kurulunda yer alıyor. Uluslararası spondiloartrit çalışma grubu olan ASAS ve uluslararası sedef ve psöriatik artrit çalışma grubu GRAPPA’nın da ilk Türk romatolog üyesi. 100’den fazla yayınlanmış bilimsel çalışma, kitap bölümü ve makalesi bulunan Duruöz’ün bel ağrıları için geliştirdiği İstanbul Bel Ağrısı Skalası da uluslararası bilinilirliği olan diğer bir ölçek. Uluslararası federasyonlarda aktif görev alan ve bir hekim olarak çok sayıda başarıya imza atmış olan Prof. Tuncay Duruöz ile, romatizmal hastalıkları konuştuk…

Aksiyal Spondiloartrit nedir? Dünyada ve Türkiye’de ne kadar kişiyi etkilemekte?

Aksiyal Spondiloartrit özellikle omurgayı tutan kronik, romatizmal bir hastalıktır. En önemli özelliklerinden biri omurganın leğen kemikleriyle birleşme eklemleri olan sakroiliak eklemleri etkilemesidir. Buralardaki lezyonlar radyografide görünür durumda ise Ankilozan Spondilit denilmektedir ki bu isim çok daha fazla bilinir. Ankilozan Spondilit-te omurgada deformiteler, öne eğilmeler olabilir ki bu durum hastanın yaşam kalitesini önemli düzeyde kötüleştirir. Bu hastalıkta omurga, göğüs kafesi, kalça ve topuk bölgesindeki şiddetli ağrılar, sabah uzun süre devam eden katılık ve ağrı hastaların en çok şikayetçi oldukları klinik semptomlardır. Aksiyal Spondiloartrit dünyada ve Türkiye’de yüzde 0.8-1.2 oranında görülür, Ankilozan Spondilit ise ülkelere göre farklı oranlarda görülse de ülkemizde yüzde 0.4 – 0.6 arasında olduğu düşünülmektedir. Ülkemizde yaklaşık 450 bin ankilozan spondilitli hasta olduğu tahmin edilmekte olup, aksiyal spondilitte bu rakam 800-900 bin civarındadır.

Hastalığın bilinen bir sebebi var mı? Bilgisayar başında hareketsiz çalışan bizler için bu hastalığa yakalanmak bir risk unsuru mu?

Otoimmun bir hastalıktır yani insan vücudu bu hastalığın oluşmasını tetikleyen faktörlerle karşılaşınca hastalık başlayabilir. Genetik yatkınlığı olanlarda (HLA-B27 pozitif olanlar) hastalığın oluşma oranı daha yüksektir. Çevresel faktörler, geçirilmiş enfeksiyonlar, ağır stres gibi bazı faktörleri hastalığın tetiklenmesinde etkili olabildiği bilinmektedir. Bilgisayar başında hareketsiz çalışmak maalesef birçok hastalık için açık davetiyedir. Hareket azlığı, tek başına aksiyal spondiloartrit veya ankilozan spondiliti tetiklediği bilinmese de birlikte görülen kas iskelet sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar, kardiovasküler hastalıklar gibi birçok hastalığın risk faktörleri arasındadır.

Federasyon çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Federasyon neler yapıyor?

Aksiyal Spondiloartrit Uluslararası Federasyonu ASIF (eski adı Ankilozan Spondilit Uluslararası Federasyonu) 1988 yılında bütün dünyada hastaların bilgilendirilmesi, toplumsal farkındalığın artırılması ve uluslararası hasta dayanışmasının sağlanması amacı ile kurulmuş bir federasyondur. Merkezi Londra’da olan ASIF’e, dünyanın her tarafından 45 ülke üyedir ve bu ülkelerin toplam nüfusu 4 milyardan fazla olduğu düşünülürse, ASIF dünyada 40 milyon hastaya ulaşabilen güçlü bir sivil toplum örgütüdür. Bunun bilinciyle ASIF bu hastalıkla ilgili sorunlarda yoğun çok uluslu çalışmalar yapmaktadır. Uluslararası bilimsel çalışmalardan en son olarak Avrupa ve Uluslararası Spondiloartrit Haritası (EMAS ve IMAS) çalışmalarını yapmıştır. IMAS kapsamında ülkemizden 2 bilimsel çalışma bu yıl Amerika Romatoloji Kongresi’nde (ACR) sunulmak üzere gönderilmiş olup 3 ek çalışmanın da yayın hazırlıkları yapılmaktadır. Bundan başka bu hastalıktaki önemli sorunlardan olan tanı gecikmesiyle ilgili bir çalışma ve Covid-19 ile ilgili bilimsel bir çalışma çok uluslu olarak devam etmektedir. Bu çalışmalara ülkemizi ASIF’de temsil eden Ankilozan Spondilit Hasta Derneği (ASHAD) doğrudan katkıda bulunmaktadır.

Bu uluslararası federasyonda yönetim kurulunda yer almanız nasıl oldu?

ASIF yönetim kuruluna ilk olarak 2009 yılında seçildim, o tarihten itibaren her dönem ve en son bu yıl 3 yıllığına daha seçilerek 2023 yılına kadar bu görevdeyim. Yönetim kurulunda benden başka İngiltere, ABD, Rusya, Japonya, Kıbrıs, Bulgaristan, Litvanya, Danimarka ve Norveç’ten üyeler yer almakta. ASIF konsül toplantılarına ilk olarak 2005 yılında Danimarka’da Ankilozan Spondilit Hasta Derneği (ASHAD) başkanı, Türk delegesi olarak katıldım. Toplantılarda aktif katılımlarım neticesinde 2009 yılında yönetim kuruluna seçildim.

O yıllarda ASIF’e üye ülke sayısı çok daha azdı, yıllar içinde hızla gelişti. 2011 yılında Konsül Toplantısını İzmir’de düzenledik. Çin, Güney Kore ve Kıbrıs İzmir toplantısında üye olarak kabul edildiler.

ASlF’in yakın dönem projeleri nelerdir?

Dünyada son 10 yıldır hasta derneklerine ilgi çok fazla arttı. Internet çağında hastalara birebir ulaşmanın mümkün olmasıyla, araştırma kurumlan ve ilaç sanayi hastalara yönelik programlara ilgi göstermektedir. ASIF’in temel amacı dünyada her AS’li hastaya ulaşmak olduğu için üye sayısını artırmak ve üye ülkelerdeki hastaların sorunlarıyla ilgili çözüm üretmeye yönelik projeler planlanmaktadır. Bununla ilgili benim geçen yıl ASIF’e önerdiğim proje olan “Hastaların, hastalıklarını kendilerinin değerlendirip dijital ortama aktarma kursu” ilgi gördü. Bu proje, ilk defa ASHAD tarafından Mart 2020’de İstanbul’da düzenlenecekti. Geçen yıl programını yapıp duyurduğumuz bu kurs pandemi nedeniyle Aralık 2020 tarihine ertelendi. Bunun düzenlenmesindeki amaç hastaların hastaneye gelmeden kendilerini değerlendirip doktorlarını bilgilendirebilecek-leri ara değerlendirmelerin yapılabilmesiydi. Bunun yarar-maliyet açısından ve hasta ve hekimin zaman kaybının azalması bakımından önemli olduğunu düşünebiliriz. Covid pandemisinin olmasıyla bu tür uygulamaların ne kadar gerekli olduğunu çok daha iyi anlamış olduk.

Romatizmal hastalıklar belli bir yaş üzerinde ortaya çıkıyor diye bilirdik. Ancak etrafımızda genç insanların da romatizmal hastalıklara yakalandığını görmekteyiz. Bunun nedeni nedir?

Romatizmal hastalıklar 150’den fazla çeşidi olan her yaşta görülebilen hastalıklardır. Çevremizde en fazla osteoartrit görüldüğü için ve bu hastalık da genellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığı için yaygın olarak romatizma yaşlı hastalığı olarak düşünülmektedir. Ankilozan Spondilit gibi bazı hastalıklar 20-30’lu yaşlarda başladığı gibi çocukluk çağında da görülebilen birçok romatizmal hastalık vardır. Çağımızda immün sistemi zayıflatan GDO’lu, rafine, katkı maddesi eklenmiş gıdaların, dengesiz beslenme ve hareketsiz hayat tarzının artmasıyla otoimmün romatizmal hastalıklar daha fazla görülmeye başlamıştır.

Rusya’da bir yılan türünün öldürülüp bedene sarılmasıyla romatizmal iltihapların yok edildiğini duymuştum. Bu tür alternatif tedavilere bakışınız nedir?

Bu tür yerel yöntemler dünyanın birçok yerinde uygulanmaktadır. Tamamlayıcı tıp yöntemleri hastalıkların uluslararası yayınlanmış tedavi kılavuzlarının kesin olarak uygulanmasının yanı sıra hekimin inisiyatifinde hastasına ek tedavi katkısı olarak uygulanabilir. Tamamlayıcı tıp yöntemleri adı altında yapılan yararlılıkları araştırmalarla gösterilmiş çeşitli tedavi yöntemleri romatizmal hastalıklarda da kullanılmakta olup, bunların birçoğunda immün sistemin güçlendirilmesi, vücutta regülasyonun sağlanması amaçlanmaktadır, insan vücudunun kendini tedavi etme yeteneği vardır, zayıflamış olabildiği düşünülen bu yeteneği çeşitli uyarı ve uygulamalarla güçlendirerek harekete geçirmek yararlı olabilmektedir. Nöralterapi, akupunktur, manuel terapi, terapötik egzersiz gibi çeşitli yöntemlerle bu sağlanabilmekte, bazı lokal disfonksiyonlar düzeltilebilmektedir. Bunların yanı sıra doğru beslenme, düzenli yaşam, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durma vücudumuzun immün sistemini güçlendirecek, organların performansını artıracaktır. Sonuç olarak hastalıklarda ilaçla tedavi (farmakolojik), doğru beslenme, egzersiz, zararlı faktörlerden korunma, ortezleme gibi yöntemlerle (non-farmakolojik) desteklenerek bütüncül (holistik) tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Hastanın sadece ağrısını ve enflamasyonunu azaltmak yetmemekte, uykusuzluk, depresyon, fonksiyonel yetersizlik gibi diğer sorunlarının da bütüncül yaklaşımla iyileştirmek ve kişilerin yaşam kalitesini artırmak gerekmektedir. Bütün bunlarda kişiye özel tedavi yönteminin programlanması çok önemlidir.

Romatizmal iltihaplanmadan tam olarak kurtulmanın modern tıpta kesin bir yolu var mıdır?

Bazı romatizmal hastalıklardan tam olarak kurtulma ileride doğum öncesi dönemde gen analizi ve gen tedavisiyle belki mümkün olabilecektir. Günümüzde modern tıp yaklaşımı eskiye göre ciddi mesafe almıştır, çok iyi tedavi yöntemleri vardır ama ileride yeni hastalıklar, yeni yöntemler neler olur bugünden tahmin etmek mümkün değil. Hastalığın tedavisi kadar, hasta olmayı önleme yöntemleri ve yaşam tarzı da çok önemlidir. Birlikte sağlıklı yaşam için toplumsal bilgilendirme, insanları kendilerini korumaları ve tedavilerini aksatmamaları için motive etme, hekimlerin, hasta derneklerinin ve medyanın önemli görevlerindendir.

ÜRÜN DİRİER




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir