Mikroplar ve yaşam konusunda güvenli yaklaşım nasıl olmalıdır?
Mikroplar ve yaşam konusunda güvenli yaklaşım nasıl olmalıdır?
• Bağışıklık sisteminin mikroplarla savaşmakla yükümlü kanadı olan T1 sistemi güçlendirecek ve böylece alerjinin önlenmesini sağlayacak en temel yaklaşım, enfeksiyon yapmayacak mikrop ve mikrop parçalarını çevremizden uzaklaştıracak aşırı temizlik önlemlerine başvurmamak gerektiğidir. Çamaşır suyuyla aşırı dezenfeksiyon bu anlamda uzak durulması gereken en önemli alışkanlıktır. Onun yerine sadece kiri uzaklaştıracak su ve sabunla yapılacak bir temizlik daha dengeli bir bağışıklık sisteminin yolunu açacaktır. Ayrıca çamaşır suyunun içme suyu ya da gıdalar yoluyla bağırsaklara ulaşması, doğduktan sonra bebeğin dost bağırsak bakterilerinin ölmesinin ve sağlıksız bakterilerin üremesinin yolunu açabilir. Bu nedenle klorla dezenfeksiyon ve sindirim yoluyla fazladan klor almak bir bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimi için en zararlı uygulamalardan biridir.
• Eğer bebekte henüz saptanmış bir alerji yoksa, erken yuvaya gitmenin farklı mikroplarla teması sağlaması ve böylece T1 sistemin güçlenmesinin yolunu açması mümkündür. Ancak eğer çocukta tekrarlayan sinüzit, ortakulak enfeksiyonu veya bronşit gibi bir durum söz konusuysa solunum yolu virüsleriyle aşırı temas hastalığın ilerlemesine neden olacağı için çocuğu erken yaşta (3 yaş öncesi) kreşe veya anaokuluna göndermek doğru bir yaklaşım olmaz.
• Belirlenmiş bir alerji yoksa kedi, köpek gibi evcil hayvanları daha çok hayatımıza sokmanın da bağışıklık sisteminin T1 ve T dengeleyici kanadını güçlendirdiği görülmektedir. Eğer hayvan alerjisi saptanırsa o zaman sorumlu hayvanın uzaklaştırılması gerekebileceğini de akılda tutmak ve son kararı çocuğun alerjik yapısını inceleyecek alerji uzmanına bırakmak en doğrusu olacaktır.
• Benzer şekilde evimizde hastalık yapmayacak mikrop çeşitliliğini artıracak bitkiler bulundurmak, toprağın bir anlamda evimize girmesini sağlayabilir. Ancak küf alerjisi (Alternaria alerjisi) olan çocuklarda bu yöntem hastalığın alevlenmesiyle sonuçlanabileceğinden bu durumda da alerji uzmanının görüşüne başvurmakta fayda vardır.
• Bebeğin dost bağırsak bakterilerini öldürecek gereksiz antibiyotik tedavisinden kaçınmak, gerek alerjiden gerekse otoimmün hastalıklardan korunmasını sağlamada büyük önem taşır, ilerleyen bölümlerde de göreceğiniz üzere bu dengeye etki eden antibiyotik başlama ve kesme kararı kesinlikle doktorlara bırakılmalıdır.
• Bebeğin dost bağırsak bakterilerinin sağlıklı bir dengeye oturması için probiyotiklerin (sağlıklı süt mayaları) evde mayalanmış yoğurt ve ekşi olmayan kefir tüketimi yoluyla çocuk beslenmesine sokulması faydalı olacaktır. Çocuğun tükettiği sütün uzun ömürlü kutu süt yerine pastörize günlük süt olması veya sağlıklı üretim yapıldığından emin olunan bir mandıradan alınması bu açıdan kısmen de olsa çiftlik ortamının alerji karşıtı etkisini yakalamayı sağlayabilir.
• Bebeğin dost bağırsak bakterilerinin beslenmesini sağlayacak prebiyotikleri bol miktarda içeren anne sütünün en az dört ay tüketilmesi de T dengeleyici sistemin güçlenmesi için faydalı olacaktır.