Meyve suları sağlıklı mı?
Meyve suları sağlıklı mı?
İslâm’a göre eşyada asıl olan, mubahlıktır. Bu nedenle, sarhoşluk vermeyen her türlü içecek tüketilebilir. Ancak bu içeceklerin içerisine haram, şüpheli ve sağlıksız katkılar eklenmişse, bu durumda helâllik ortadan kalkabilir. Türlerini saymayacağımız kadar meyve var ve bunların suyunu da çıkararak tüketiriz. Coğrafyalara göre meyveler değiştiği gibi, suları da değişir. Genellikle meyve suyu olarak bilinen ve gösterişli meyve resimleri ile pazarlanan bu ürünlerin bir bölümü, aslında meyve suyu değildir. Yapay aromalar ile diğer sağlıksız katkı maddelerinden meydana gelirler. Özellikle okul kantinlerinde ve kenar mahalle bakkallarında satılan bu ucuz içecekler, işin dinî boyutunun yanı sıra, insanların ve çocukların sağlığını tehdit eden ürünlerdir. Elbette kimse artık, madem sorunlu iseler ‘devlet neden izin veriyor’ gibi, saflık belirtisi olarak görülebilecek sorular yöneltmemelidir. Bu ürünler; aromalı içecek, aromalı şurup, aromalı içecek tozu, meyveli içecek, meyveli şurup, meyveli içecek tozu, meyve suyu, meyve nektarı gibi adlarla pazarlanırlar.
Hemen belirtelim ki, tıpkı kolalar ve gazozlarda olduğu gibi, bu ürünler de etil alkol içerirler. Daha net ifadeyle ‘Meyve Suyu ve Benzeri Ürünler Tebliğinin beşinci maddesinin o/l fıkrasında; “Meyve suyu ve püresinde, etil alkol miktarı ağırlıkça 3 g/l’den fazla olmamalıdır” denilmektedir. İfade, gazozlarda alkol var’ açıklamasının ardından yapılan değişiklik öncesinde ise “Meyve suyu ve benzeri ürünlerde, etil alkol miktarı 5 g/l’den fazla olmamalıdır” şeklinde idi. Görülüyor ki; meyve suyu olarak bilinen bu ürünlerin etiketinde ‘alkol yoktur’ denilse bile, alkol içerebilir. Yine, sığınakları fermantasyon olacaktır ama bu da asla doğru değildir. O halde, meyve suyuna neden alkol eklenir? Durum, kola veya gazozlarda yapılandan farklı değildir.
Nasıl hayvan sütü anne sütünün yerini alamıyorsa, bir şey de bir başka şeyin yerine geçmez, geçse bile tam anlamıyla aynı fonksiyonu icra etmez. Meselâ, su ihtiyacı için meyve suyu veya çay içilmez. İkisinin sıvı olması ve su içermesi su fonksiyonunu sağlamaz. Meyve suları da suyun yerine geçmez. Dr. Batmanghelidj’in portakal suyu hakkında bir uyarısı var; “Çok fazla tüketilen portakal suyu histamin üretimini artırır ve hem çocuklarda hem de yetişkinlerde astıma neden olur.” Tabiî meyve suyunun aşırı tüketimi astıma neden oluyorsa ‘portakal suyu’ diyerek üretilip satılan yapay içecekler kim bilir neler yapar?
Her tüketici, evinde basit bir deney yapabilir. Bir kilo portakalın suyunu sıkıp, bir bardağa doldurunuz. Sonra satın aldığınız meyve suyu veya meyve aroması yazan herhangi bir marka portakal suyunu da başka bir bardağa koyunuz. İzlemeye başlayınız. Kısa bir süre sonra, değişimi göreceksiniz. Raftan satın aldığınız üründe bir çözelti ve ayrışma yaşanmadığı hâlde, sizin sıktığınız portakal suyunda ayrışmayı çok net göreceksiniz. Ayrıca, ikisi de ‘yüzde yüz’ olan meyve sularının berraklık farkı da, dikkatinizden kaçmayacaktır. Oysa hazır meyve suyunda, çok daha fazla su var. Ama bir türlü suyu göremiyoruz. Hiçbir katkı içermediği yazan bu meyve suyundaki farkı, sizce ne sağlıyor? Bu farkı, çözücü olarak eklenen alkole borçlu olduğunuzu unutmamalısınız. Berraklığı ise, yapılan rafinasyon ve katkı maddeleri sağlıyor. Burada meyve sularına da şaibeli hayvansal jelâtinlerin eklendiğini belirtmeliyiz.
Günümüz üreticisinin, ürettiği ürünün, tüketicinin tüketimini teşvik edici tat ve görsellik içermesini ve tiryakilik vermesini istediği göz ardı edilemez. Bu da ürün içerisine; etil alkolün yanı sıra yapay aromalar, şeker ve diğer tatlandırıcılar ile farklı katkı maddelerinin eklenmesi demektir. Zaten, bunların eklenmesinde hukuki bir engel de yok. Üstelik eklediği katkıların tümünü, ürünün etiketine yazması da, yasal olarak zorunluluk değil. Görüleceği üzere, koruma yine tüketiciye değil, üreticiye dönük.