Kürtajın duygulara ve bedene etkisi…

Kürtajın duygulara ve bedene etkisi…

Kürtaj

Kendi kürtajım değildi ama sanki kendiminkiymiş gibi, duygularını çok yoğun hissettiğim iki kürtaja tanıklık ettim. Canın bedenden ayrılması her ne kadar tam algılanamayan bir durumsa, benim için canın olacak bir canın, bedeninden ayrılması da o kadar algılanması zor bir durum. Hayatta hiçbir şeyin aslında iyi kötü diye ayrılmadığını, yaşadıklarımızın sadece tekâmülümüz için deneyimler olduğunu öğrendim. Bu bakış açısıyla insan kendini yargılamaktan, hatalı görmekten ve pişmanlıktan özgürleşebiliyor. En sıkı sınavlardan birine, kürtaja da bu bakış açısıyla bakılabilir belki de… Doğru ya da yanlış değil, iyi ya da kötü değil, sadece içinde dersler barındıran deneyimdi diye…

Kürtajın duygusal, enerjisel yükünü taşımak hem anne hem baba adayı için geçerli. Erkek, mizacında duygularını ifade etmek çok olağan olmadığı ya da buna izin verilmediği için kürtajın üzerindeki duygusal etkisini ifade etmese de bilinçaltı düzeyde tüm duyguları yaşıyor. Kısacası bu sınav, cinsiyet farkı gözetmiyor. Belki de kadın erkekten farklı şekilde, kürtajı fiziksel olarak daha derinden hissediyor.

kurtaj

Kadın olmanın önündeki duygusal engellerden biri de kürtajın duygulara ve bedene etkisi…

Yıllarca taşınabilecek kürtaj pişmanlığı kişinin yaşamında yapmak istedikleri için bir engel, blokaj teşkil edebilir. Pişmanlık duygusuyla, suçlu olduğuna inanan bilinçaltı, bireyi cezalandırmak için istediklerinden mahrum edebilir. Burada kişiyi iyileştiren aslında gene duygularını ifade etmesi ve maneviyatının desteği… Kalbinde, dünyaya gelmeyen o güzel ruha da bir yer verilmesi…

Sevgi, içi herkese karşı sevgi dolu olan bir danışanım. İçindeki iyilik hem yüzüne yansıyordu hem de iyiliğin ışığı, yaşamındaki tüm insanlara… Özellikle de beslediği sahipsiz kedilere ve köpeklere… Belki de annelik iç güdüsü, yaşı ilerledikçe kedileri, köpekleri besleyerek tatmin oluyordu.

Sevgilisinden hamile kaldığında, her canlıyla sınır koymadan paylaştığı sevgisini, kendi yavrusuyla da paylaşacak olmanın heyecanı sarmıştı onu. Çok sevinçliydi Sevgi. Ta ki erkek arkadaşı baba olmaya hazır olmadığını söyleyene kadar… 36 yaşındaydı; bir daha çocuğu olur muydu emin değildi. Yaşı ilerledikçe çocuk sahibi olmanın zor olduğuna dair verimsiz düşünce beyninde gittikçe daha fazla yer kaplamaya başlamıştı. Ancak, bebeği babası istememesine rağmen dünyaya getirmesi, ailesinin soyadının itibarını zedeleyebilir-di. Sevgilisinin baskısının yanı sıra toplumsal baskı Sevgi’nin yaşamını kontrol ediyordu. Ve Sevgi’nin içindeki tükenmez sevgiyi soldurmaya yetiyordu. Sevgi’nin cesareti bu baskının altında ezilmiş ve kürtaj olmuştu. Sevgilisinin, özgürlüğümü kaybederim korkusu da kürtajla birlikte geçici olarak çıktığı kara deliğe geri dönmüştü. Bu korkuyu şifalandırmakça, sevgi olsun ya da olmasın başka partnerlerle de aynı durumları yaşayıp sıkışması çok muhtemeldi.

Sevgi, kürtajından sonra yaşam sevincini yitirdiği için gelmişti. İşiyle ilgili aldığı sağlıksız kararlarla da sürekli zarara uğruyor, para kaybediyordu. Bilinçaltı, pişmanlık ve suçluluk duygularıyla bir nevi kendine ceza kesiyordu.

Regresyon yapmak için çok taze bir duruma odaklandık. Kürtajına…

Bedeninde pişmanlık ve suçluluğun hissettirdiği hisler çok tazeydi. Önce, daha çok taze olan kürtajına gitti ve öncelikle sevgilisine öfkesini dile getirdi. Hiç görmediği, koklamadığı minik bebeğinden özür dilemesi ve kendini affetmesi ise Sevgi’yi iyice rahatlattı. Ve sanki her şeyi kapsayan ilahi bir sevgi hücrelerini yeniden yaşam sevgisi ve sevinciyle doldurdu. Bedenindeki hisler yoğunluğunu azaltmış olsa da hala devam ediyordu. Bu, başka olayların da duygusal enerjisini hala taşıdığının göstergesiydi.

Sevgi, regresyonunda aniden geçmiş yaşamlarına gitti. (Reenkarnasyona ister inanın ister inanmayın; bilinçaltının gizemi diyelim) Çocuklarını hep bir şekilde kaybeden kadın olarak yaşadığı hayatları gördü. O yaşamlardan bugüne getirdiği korkular şimdiki yaşamında da gün yüzüne çıkıyordu. Kimisinde çocukları yanarak ölmüştü, kimisinde ise kimden olduğu belli olmayan çocukları nedeniyle toplum tarafından dışlanmış hatta cezalandırılmıştı. Geçmiş yaşamlarının etkisi bugünkü hayatına bir şekilde sirayet etmişti.

Bedenindeki yoğun hisler, duygularını ifade ettikçe, o enerjiden çıktıkça rahatladı. Çocuk sahibi olma durumuna ilişkin çok derin bir farkındalık sağladı.

Sevgi, içindeki keyif ve sevgi çeşmesini yeniden canlandırdı. Şimdi yeni sevgilisiyle yeni bir beraberliğe yelken açtı. Bu arada bu sevgili daha ilk tanıştıklarında, çocuk sahibi olmayı çok istediğini, çocukları çok sevdiğini Sevgi’ye açıklıkla söyledi.

Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine…




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir