Koronavirüs Nedeniyle Süt ve Süt Ürünlerinde Ambalajlı Ürünlere Talep Arttı
TÜRKİYE’DE süt konusu her daim dinamiktir. 300 bin çiftçi, kayıtlı ve denetimli 2 bin 321 işletme, 600 bin satış noktası, binlerce çalışanın bulunduğu devasa bir endüstriden bahsediyoruz. Çiftçiden sanayicisine, sanayiden satış noktasına birbirine bağlı bir endüstri. Süt günlük toplanıp işlenen bir ürün. Halkanın bir yerinde kopukluk tüm sektörü olumsuz etkiliyor. Koronavirüs başlangıcında ABD başta olmak üzere bazı ülkelerde sütlerin döküldüğüne şahit olduk. Türkiye’de ise böyle bir görüntü yaşanmadı.
Bunun en önemli sebeplerinden biri Türkiye’de günlük süt yerine UHT sütün daha çok tüketilmesi idi. Koronovirüs döneminde ambalajlı, sağlıklı sütlere talep de artınca sanayicinin yıllardır savunduğu denetimli ve ambalajlı üretim öne çıktı.
Ancak tüketicinin sevindiğini söylemek mümkün değil. Son günlerde süt ürünlerinin perakende fiyatlarında fiyat artışları yaşanıyor. Yılbaşında 30-35 TL olan kaşar peyniri fiyatları 50 TL sınırına dayandı. Süt fiyatları 7-8 TL’ye, yoğurt fiyatı 10 TL’ye yükseldi. Çiğ süt fiyatları geçen yıl yüzde 35.2 arttı. Ancak bu fiyat artışı büyük oranda 2019’da fiyatlara yansıtılmıştı. Koronovirüs nedeniyle küçük ve yerel mandıraların satışları düştü. Tüketici de ambalajlı ürünlere yöneldi. Birçok marka da bu ortamda fiyatlarım yükseltti. Elbette fiyat konusunda duyarlı olan ve değiştirmeyen markalar da var. Biz özellikle Türkiye genelinde her markette ve noktada ürünleri bulunan Sütaş, İçim ve Pınar gibi önemli markalara en üst düzeyde bu fiyat hareketliliğini sorduk. Ancak sorularımıza bir cevap alamadık.
ÇOK BÜYÜK BİR ENDÜSTRİ
Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe kamu otoritesince onaylı, kayıtlı ve denetimli 2 bin 321 işletme faaliyet gösteriyor. Sektör her gün 300 bini aşkın çiftçi-üreticiden çiğ süt temin ederek işliyor. 2019’da üretilen toplam süt miktarı 22 milyon 960 bin 379 ton oldu. Bu sütün 20.8 milyon tonu (yüzde 90.5) inek sütü, 1.5 milyon tonu (yüzde 6.6) koyun sütü, 577 bin tonu (yüzde 2.5) keçi sütü ve 79 bin tonu (yüzde 0.3) manda sütünden oluşuyor. Toplam inek süt üretiminin yaklaşık yüzde 45’i sanayi işletmeleri tarafından ilgili bakanlıkların denetimi altında, sağlıklı bir tedarik zinciri ile ambalajlı olarak tüketicilerimize ulaşabiliyor.
ÇİĞ SÜT FİYATI YÜZDE 35.2 ARTTI
Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 0cak-30 Nisan 2019 tarihlerini kapsayan dönem için en az yüzde 3.6 yağ ve yüzde 3.2 protein değerine sahip bir litre soğutulmuş çiğ sütün satış fiyatını 1.70 TL olarak tavsiye etmişti. Bu tavsiye fiyatı daha sonra, yüzde 17.6 oranında artışla 1 Mayıs-31 Aralık 2019 tarihlerini kapsayan dönem için 2 TL, daha sonra ortaya çıkan gereklilik sonucu da bu kez yüzde 15 oranında artışla 15 Kasım 2019-31 Aralık 2020 tarihlerini kapsayan dönem için ise 2.30 TL’ye yükseltildi. Böylelikle çiğ süt fiyatları 2019’da yüzde 35.2 oranında arttı. Haliyle bu fiyatlar kademeli olarak perakende fiyatlarına da yansıdı.
SETBİR (Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği) Başkanı Tarık Tezel, “Sanayici için iyi fiyat, üreticinin mağdur olmayacağı, kaliteli süt elde etmek amacıyla hayvanını iyi besleyebileceği, süt/yem paritesinin belli oranın altında olmayacağı, aynı zamanda üretimin sürdürülebilirliğini ve tüketicinin alım gücünün gözetildiği fiyattır” diyor. Sanayicinin çiğ süt fiyatlarını aynı oranda tüketiciye yansıtmadığını söyleyen Tezel, “SETBİR üyesi firmalar, bu yılın başından itibaren, özellikle koronavirüs salgını döneminde, ürünlerinin fiyatlarına herhangi bir zam yapmadı” diyor. Tezel sözlerini şöyle sürdürüyor:
“ineğin memesinde musluk yok. SETBİR üyesi firmalar, her gün üretilen 62 bin 900 ton sütün 26 bin tonunu, HACCP (Kritik Kontrol Noktalarının Tespiti ile Tehlike Analizleri) süreçleri altında hijyen S koşullarında her gün alıp işliyor. Üretilen çiğ sütün yalnızca yüzde 45’i sanayiye aktarılıyor. Kayıtdışı oranı yüzde 55’lcrde. Oysa gelişmiş ülkelere süt üretiminin tamamına yakını sanayide işleniyor. Denetimsiz koşullarda halka arz edilen sokak sütü ve ürünlerinin satışı yasaklanmalı.”
“AMBALAJLININ ÖNEMİ KAVRANDI”
ASÜD (Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği) Başkanı Harun Çallı da çarpıcı değerlendirmelerde bulunuyor. Çallı, “Yaşadığımızu zorlu süreç tüketicilerin sağlıklı ve hijyenik ürünlere olan bakış açısını değiştirdi, ambalajlı gıdanın önemi kavrandı” diyor. Türkiye’de süt sığırcılığı işletmelerinin küçük aile işletmelerinden oluştuğunu belirten Çallı, “AB standartlarında süt üreten çiftlik sayısındaki artışa rağmen halen ülkemizde çiğ süt kalitesi düşük. Yani .yağ ve protein ortalamaları ideal süt değerlerinin altında. Ülkemiz hayvancılığı sürdürülebilir şekilde planlanarak işinin ehli aile işletmelerinin kapasiteleri arttırılmalı.
“PANDEMİDE ZAM YAPMADIK”
Balıkesir merkezli Teksüt, sektörün önde gelen markalarından. Ayda 18 bin ton süt işleyen ve sekiz kategoride 40’ın üzerinde ürünü bulunan firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, ortalama 10 bin üreticiden süt aldıklarını belirtiyor. Aksaray, “Gönen, süt hayvancılığının en iyi yapıldığı beldelerden biri. Sürdürülebilir süt tedariki amacıyla Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, İzmir ve Afyon kırsalından da süt temin etme yoluna gidiyoruz” diyor. Pandemi döneminde hiç zam yapmadıklarını vurgulayan Aksaray, “Fiyatlara zam yapılmasını çiğ süt fiyatları belirliyor. En son Kasım ayında çiğ sütün 2.30 TL olmasıyla fiyatlarımızı buna göre organize ettik ve bunu da hemen değil, iki ay bekleterek yılbaşından sonra uygulamaya koyduk. O zamandan bu yana bizim fiyatlarımızda bir değişiklik olmadı” diyor.
“EN ÖNEMLİ KONU, KALİTELİ SÜT”
Günde 700 ton süt işleyen ve 300’ün üzerinde ürün çeşidine sahip olan Murat-bey Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol da, en önemli konunun kaliteli süt olduğunu vurguluyor. “Üretim tesisi ve Ar-Ge merkezlerinin bulunduğu Uşak’tan ve çevre illerden süt tedariki yaptıklarını söyleyen Erol, peynirin doğallığının ve kalitesinin iyi sütten geldiği gerçeğinden hareketle, kaliteli süt üretimini desteklemeye çalıştıklarını ve bu yönde süt üreticilerine eğitimler verdikleri bilgisini paylaşıyor. Erol, “Son dönemde sağlık ve kalite kontrol denetimlerimizde başarılı olan, güvenilir yerli üreticilerimiz ve tedarikçilerimize yönelik eğitimlerimize koro-navirüsü de ekledik. Kadın süt üreticilerini desteklemek ve süt üretimindeki varlığını kuvvetlendirmek için ‘Peynire Değer Katan Kadınlar’ projesini hayata geçirdik” diyor. Çiğ süt fiyatlarının geçen yıl yüzde 35.2 arttığını hatırlatan buna karşılık süt sanayicilerinin ürettiği süt ürünlerinin fiyatlarındaki artış oranının yüzde 24’te kaldığını vurgulayan Erol, “Alım fiyatlarının üretim devamlılığını destekleyecek ve üreticiyi memnun cdecek seviyelerde olması elbette en büyük arzumuz. Ancak sanayicinin de karlılığının gözetilmeli” diyor.
Lüleburgaz fabrikasında yıllık 110 bin ton süt işleyerek tüketicinin karşısına 200 değişik ürünle çıkan Danone’nin Türkiye Sütlü Ürünler Operasyon Direktörü Tolgahan Bakıcı, sütleri ağırlıklı olarak Trakya bölgesindeki 9 bin çiftçiden aldıklarını belirtiyor. Bakıcı, “Köylerde süt üretiminin düştüğünü ve hayvancılık ile uğraşan üreticilerimizin yaş ortalamasının giderek arttığını gözlemliyoruz. Bu durumdan yola çıkarak hem AB standartlarında kaliteli süt üremini teşvik etmek hem de sürdürülebilir köy sütçülüğünün geliştirilmesine katkıda bulunmak için 2019’da Kırklareli 11 Tarım ve Orman Müdürlüğü ile birlikte ‘Sütünüze Bereket’ projesini hayata geçirdik. 11 köyde eğitimler veriyoruz. Örnek çiftçilerimizin çevrelerinde rol ili model olmasını hedefliyor, daha çok çiftçiye ulaşarak büyük bir katma değer oluşturacağımıza inanıyoruz.”
Tarık TEZEL / SETBİR Başkanı
“Perakendede vade 30 güne çekilmeli”
Süt sanayicisi, çiğ sütü 30-35 gün vade ile aldığı halde, marketlere sattığı ürünlerin tahsilatını ancak 90-120 gün vade ile yapabiliyor. Bu da nakit akışını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle ev dışı tüketimin durma noktasına geldiği bu dönemde, sadece marketlere ürün veren sanayici, nakit akışını yönetmekte zorluk çekiyor. Perakende satış mağazalarının, özellikle bu dönemde ödeme vadelerini 90-120 günlerden 30 güne çekmeleri çok önemli. Perakende mağazalarının, özellikle süt ve süt ürünleri gibi temel gıda tedarikçilerine yapacağı bir ayı geçmeyecek vadeli ödemeleri, nakit akışının geriye doğru verimli bir şekilde sürmesi ve tedarik zincirinin aksamadan devam edebilmesi,çiftçilerimize zamanında ödeme açısından çok kritik.
Harun ÇALLI / ASÜD Başkanı
“İhracata dayalı eylem planı şart”
Yaklaşık 900 milyon ton olan dünya süt üretiminin yüzde 2.5’ini Türkiye karşılıyor. Ülkemiz dünyada üretimde sekizinci, AB ülkeleri arasında ise üçüncü sırada. Fakat ihracat rakamlarına bakınca 38’inci sıradayız. “İhracata dayalı” acil bir eylem planı ortaya konulmalı. Türkiye’nin pandemi döneminde ortaya koyduğu performans ve sağladığı güvenle dış ticaretteki payının giderek artacağına inanıyorum. İhracatta rekabetçi olmak önemli.
Maalesef ülkemiz çiğ süt fiyatları birçok ülkeden daha yüksek. Bu da ihracat pazarlarında sanayicimizi rekabette geri bırakıyor. Döviz kurlarındaki artışlar çiğ süt üreticisi ve sanayicinin maliyetlerini giderek artırdı. Ortaya çıkan bu durum ihracat desteklerini elzem hale getirdi. Devletimiz konuyu tarafların menfaatine olacak şekilde ele alarak bir ihracat destekleme modeli oluşturmalı.
İDRİZ ÇOKAL