Kadınlığımızı Baskılayan Bilinçaltı İnançlarımız

Öncelikle inanç ve bilinçaltı nedir? Soralım öğrenelim…

Danışanlarımın, kadın olma macerasında hangi bilinçaltı inançlarla kendilerini sabote ettiklerini, kadın olmanın güzelliği ve gücünden kendilerini nasıl alıkoyduklarını, hikâyelerini okudukça daha iyi algılayacaksınız. Kendinizde hangi inançların olduğunu kolayca fark edeceksiniz.

Amacım kendinizi kadın olmaktan nasıl alıkoyduğunuzu fark etmeniz ve kadın olmanın güzelliğini ve gücünü kavrayarak zihinsel, duygusal, ruhsal ve bedensel doyum sağlayan, paylaşımlı ilişkiler için kendinizi dönüştürmeniz. Lütfen hep hatırlayın; kişi ancak kendini değiştirebilir, başkasını asla… Ve kendi değiştikçe karşısındaki de çevresi de değişir çünkü karşıdaki zaten kişinin yansımasından başkası değildir.

İnanç nedir?

En basit ve yalın tanımıyla sevgili hocam Dr. Bülent Uran, “İnanç, doğru olup olmadığını sorgulamadan kabul ettiğimiz her türlü fikir ya da önermedir.” der. Doğruların, yanlışların herkese göre farklılık gösterdiğini de hesaba katarsak, çoğu zaman doğru sandığımız, yanlış; yanlış sandığımız, doğru olabilir. Hepsini bir tarafa bırakırsak doğru-yanlış, güzel-çirkin, iyi-kötü gibi dualite yaratan kavramların olmadığını, aslında her şeyin sadece dersler barındıran birer DENEYİM olduğunu fark edebiliriz.

Bilinçaltı nedir?

Bilinçaltımız ise kişiyi sadece korumakla görevlidir ve kişiyi ancak inançları doğrultusunda koruyabileceğini zanneder. Dolayısıyla kişi, sorgulamadan kabul ettiği inançları doğduğu andan itibaren biriktirir. Bilinçaltı düzeyde oluşmuş her inanç, bilinçaltı için doğrudur ve korunmalıdır. Hem inanç korunmalı hem de bu inanç ile canlı korunmalıdır.

Kısacası, bir nedenden ötürü kadın olmanın değersiz, kötü bir şey olduğuna bilinçaltı düzeyde inanıyorsanız, bilinçaltınız sizi, yaşatmak ve korumak adına dişil davranışlardan mahrum edecektir. Davranışsal olarak kadın olmanızı engelleyerek sizi koruyacaktır.

Bu davranışları, tavırları, hareketleri sergilemenize engel olacaktır. Bu sebeple, erilleşen kadınlar olarak ilişkilerin yürümediğini, yürüse bile tam bir ilişki değil, bağımlılık nedeniyle tatmini az, mutsuz birliktelikler sürdürüldüğünü fark edebilirsiniz.