Kadın Bedenini Olduğu Gibi Sevmek
Gerçekten sahip olduğunuz mucizevî bedeni, yaşınız kaç olursa olsun şu anda tam olduğu haliyle seviyor musunuz?
Sinem çok başarılı bir gazeteci; yaşı çok genç olmasına rağmen harika röportajlar yapıyor. Bu onun doğal yeteneği. Kendini işindeki başarısında fazlasıyla takdir ederken, bedenini hiç takdir etmediğini hatta bedenini kusurlu bulduğunu itiraf etti bir seansımızda… Bedeninde o kadar çok beğenmediği fiziksel özellik vardı ki… İlişki konusunda çalışırken, kendini bu kadar beğenmeyen bir kadının yaydığı enerji ile erkeklerin onu beğenmesi, ondan hoşlanması beklenemezdi elbette.
Sinem kendini beğenmeme enerjisini, her gün aynaya baktığında ve kendini takdir edip tam olduğu hali ile sevip kucaklamadığında aktive ettiğini bilmiyordu. Sonra da ‘Hiç mi güzel bir söz işitmem, hiç mi iltifat almam!’ diye yakınıyordu.
“Yakınmayı bırakıp sen bedenini takdir etmeyi deneyebilir misin?” diye sorduğumda bozguna uğramıştı. Kendini gerçekten beğenmediği gerçeğiyle yüzleşmesi onu afallatmıştı. Kendini beğenmeyeni bir başkası neden beğensin ki…
Hemen sıraladı; ama boyum çok kısa, göğüslerim kocaman, ön dişlerimde çarpıklık var. Boyunu neye göre kısa buluyordu bilmiyorum. Cüce olan insanların varlığını düşünseydi belki de kendini dev boyutlu algılayıp bu sefer de bundan yakınacaktı. Çarpık dişler muhteşem gülüşüne engel değildi. Hatta ön iki dişinin hafifçe birbirinin üzerine binmesi sanki gamzelerini ortaya çıkaran pekiştiriciydi. Dişiliğinin sembolü göğüslerini, besleyen, büyüten, uzuvları kutsaması gerekirken, o şikâyet ediyordu. Aslında bedeninde sağlıksız olan hiçbir şey yoktu. Sadece bedeniyle ilgili sağlıksız düşünceleri vardı.
Peki ama bu düşünceler nereden geliyordu. “Annen nasıl bir kadın?” diye sordum.
“Annem kendini çok beğenmez, genelde bakımsızdır.” diye cevapladı. Annesinden etkilendiği belliydi. “Bedenini her haliyle sevmeyi ve kabul etmeyi ister miydin?” diye sordum. “Bedeninden hiçbir rahatsızlık duymamak olabilir mi? Bu sana daha iyi hissettirir mi?”
“Tabii ki kendimi tanrıça gibi görmek isterim.” dedi. Gibisi fazlaydı zaten öyleydi ama bunu görmesi için gözündeki perdeyi kaldırıp kalbine inmesi gerekiyordu.
Regresyon seansımıza başladık.
“Bedeninle ilgili seni en çok rahatsız eden şeye odaklan” dediğimde, “Göğüslerim” dedi. “Göğüslerine iyice odaklandığında hangi duygu geliyor?” dediğimde, “Utanma ve kızgınlık.” dedi. İşte şimdi yaydığı enerjiyi hissetmeye başlamıştı. Hislerine yoğunlaşınca ilkokul zamanını hatırladı.
Yaşıtlarına göre çok erken çıkmıştı göğüsleri… Bir anda beliren bu iki göğüs, ne olduğunu anlamadığı, kimse ona bedeniyle ilgili bir açıklama yapmadığı için korkutmuştu Sinem’i ve gizlemeye çalışmıştı göğüslerini. Kambur durmaya başlamıştı; omuzlarını dışa doğru yöneltip gövdesini içe doğru çeken bir duruş sergiliyordu. Ama duygularının en yoğun olduğu sahne, okulda erkek arkadaşlarının göğüsleriyle dalga geçmesiydi. “Portakal portakal Sinem’de kocaman portakallar var.” Bu masum alaylar onu çok utandırmış ve kızdırmıştı.
Göğüslerini gere gere kadınlık uzuvlarıyla mutlu olmak yerine, bu alaylar nedeniyle o göğüslerden hep utanmıştı. Okul hayatı boyunca da göğüslerinin sınıftaki kızlar içinde en büyük göğüsler olması, ilk sütyen takan olması sanki ona diğerlerinden çok farklı olduğunu düşündürerek kötü hissettirmişti. %,
Farklı olduğumuzda bazen gereksiz yere kötü hissedebiliyoruz; iyi hissetmemiz gerekirken… O günlerde benim jenerasyonumun bayıldığı Samantha Fox’u bilseydi eminim sınıfın Samantha Fox’u olmak hoşuna giderdi. Arkadaşlarına duyduğu kızgınlığı o zamanki Sinem’in diliyle ifade ettik. Ardından tüm bedenini, özellikle göğüslerini tamamen ve derinden sevmeyi ve kabul etmeyi, EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği- Emotional Freedom Technique) yaparak tekrar ettik.
Bu gerçek hikâyeden çıkarılacak çok ders var. Ben sadece ilk aklıma gelenleri paylaşmak istedim.
Eğitim öncelikle evde başlıyor. Ve bir kadının, ileride yetişkin bir kadın olacak kız çocuğuna bedeniyle ilgili, cinsellikle ilgili bilgileri vermesi çok önemli. Arkadaşlarından kulaktan dolma yalan yanlış bilgiler edineceğine, çocuğun merakını çok doğal bir şekilde gidermeli ebeveyn. Bunu yapabilmek için de bir kadın olarak siz kendinizle, bedeninizle ne kadar barışık ve mutlusunuz buna bakmalı öncelikle, çünkü çocuklar aslında her şeyi kopyalayarak öğreniyor.
Okullarda da kız ve erkek çocuklarına bir şekilde bedenlerindeki değişimlerin doğal olduğu, utanılacak, korkulacak herhangi bir şey olmadığı en uygun üslupla ve sevgiyle anlatılmalı. Meraklarını birbirleriyle alay ederek gidermeye çalışmalarının yersiz olduğu öğretilirse hem sağlıklı cinsel kimlikler geliştirirler, hem de bedenlerini olduğu gibi sevip kabul ederler.
Sinem, kendini kısa boylu olarak tanımlamasına rağmen vücudunun mükemmel orantılarda olduğunu biliyor artık. Göğüslerinin, büyüklüklerine inat dik olmalarından da son derece memnun. Çekiciliğini artıran göğüslerini beğeniyor.
Gülünce gamzelerini belirginleştiren dişlerini ise göstermekten hiç ama hiç çekinmiyor. Güldükçe mutluluk enerjisini yaydığını hissediyor.
Ve kendini beğenen bir kadının enerjisine geçtiği için de hayranları ve onlardan aldığı iltifatlar arttı.