İlişkilerde Ayrılığı Gösteren İşaretler
SORUN FARK EDİLMİYOR
Bazı çiftlerde “Mahşerin Dört Atlısı” olarak adlandırılan davranışların hiçbirine rastlanmıyor. Uzman Psikolog Canoğulları, eşlerin bir uzmana başvurduğunda her şeyin yolunda olduğunu belirttiklerim söyleyerek, “Tam da bu sebepten ötürü neden çift terapisine geldiklerini kendileri de tam olarak bilemiyor. Dolayısıyla burada herhangi bir olumsuzluk olmaması, problem yokmuş gibi davranmaya yol açabiliyor. Ancak bir sorun olması için mutlaka olumsuzluk yaşanması gerekmiyor. İlişkide olumlu bir duygunun eksikliği de problem yaratabiliyor. Bu, çiftlerin arasında herhangi bir duygusal bağın olmaması anlamına geliyor. Söz konusu gruba dahil olan çiftler birbiriyle şakalaşmıyor, espri yapmıyor, herhangi bir sevgi ve şefkat göstermiyor, hatta birinin diğerine ilgisi dahi kalmıyor” diyor.
DEPRESYONA Y0LAÇABİLİY0R
Uzman Psikolog Canoğulları, danışanlarından edindiği tecrübelere göre ilişkilerinde mutsuz olan ve sorunlarım konuşamayan çiftlerin çoğunlukla kendilerini kapana kısılmış, boğulacak gibi çaresiz hissettiğini belirterek, “Bazı kişiler bu durumda uzaklaşmayı tercih edebiliyor. Bu durumda duvar örüp, partneriyle iletişimi kestiğinde yaşanılanlar karşı tarafm öfkelenmesine ve en ufak bir şeyde bile öfke patlaması yaşamasına sebep olabiliyor. Alan Teo ve arkadaşları tarafından yaşları 25-75 arasında değişen, yaklaşık beş bin kişiyle yapılan ve 10 yıl boyunca takipleri süren bir araştırmanın sonuçlarına göre; kişinin eşi, ailesi ya da arkadaşları ile olan ilişkisinin kalitesi gelecekte depresyon yaşama ihtimalini belirliyor. Araştırmada, ilişkilerini pozitif ve destekleyici olarak değerlendiren 15 kişiden sadece birinin 10 yıl içinde depresyon yaşadığı; ilişkilerini zayıf ve düşük kaliteli olarak değerlendiren kişilerde ise aynı durumun yedide bir oranında olduğu görüldüğü ortaya konuyor” diyor.
YAŞAYANLAR ANLATIYOR
Ayrılmak istiyor ama…
“Sekiz yıllık ilişkimin ardından, beş ay gitg kısa bir sürede onunla evlenmeye karar verdik.
İlk zamanlar her şey çok güzel gidiyordu.
Eksik kalan flört evremizi evliyken yaşadık desem yalan olmaz. Romantik yemekler, seyahatler, hediyeler derken kendimi peri masalında gibi hissetmeye başladım. Ama bir süre sonra o romantik adam gitti, yerine her yaptığıma söylenen, bazen benimle hiç konuşmayan, bazı akşamlar da eve uğramayan biri geldi. Neden böyle olduğunu anlamaya çalışıyor ama bir türlü istediğim cevapları alamıyordum. Adeta onunla arama duvar ördü. Yaklaşık dört ay böyle devam ettikten sonra bir akşam telefon konuşmasını duydum. Duydum diyorum çünkü uyuyordum ve tam o sırada su içmek için uyandım. Duyduklarıma inanamadım. Meğer eşim de benim gibi çok uzun süren ilişkisini bir inat uğruna bitirmiş. Benimle tanıştıktan sonra da birlikteliğimizin evliliğe gitmesi onu mutlu etmiş. Fakat bir süredir eski sevgilisiyle yeniden görüşmeye başlamış ve bunu bana söyleyemediği için bezdirme taktiğiyle benden ayrılmaya çalışıyormuş. Ama ona bu zevki tattırmayacağım. Ne yaparsa yapsın, ancak ben istersem ondan ayrılacağım. Dürüst olsa bunu yapmazdım ama artık dizginler benim elimde…”
Buket D.
Buzdağının görünmeyen yüzü
“Eşimle çift terapisine gidiyoruz. Aslında neden gittiğimizi ilk zamanlarda biz de bilmiyorduk. Çünkü görünürde hiçbir sorunumuz yoktu. Hatta bize bunu öneren arkadaşıma da epey çıkışmıştım, herkesi kendin gibi zannediyorsun diye. Meğer bir bildiği varmış! Biz dışarıdan çok mutlu ve uyumlu görünen bir çiftiz. Arkadaş çevremizin örnek göstereceği türden…
Ama terapistimizle görüşmeye başladıkça aslında birbirimize rol yaptığımızı, çok fazla sorunumuz olduğunu fark ettik. Üçüncü seanstan çıkıp eve döndüğümüzde öyle bir kavga ettik ki ben birkaç gün evi terk ettim. Ciddi ciddi ayrılmayı düşünerek, bir avukatla dahi görüştüm. Sonrasında ilişkimize bir şans daha tanımaya karar verdik. Şimdilik her şey yolunda gözüküyor. Kucağımızdaki bomba patlamadan çözüm bulmuş olmaktan çok mutluyum.”
Özlem T.