İlaçla tedavi mi, psikoti mi?
Depresyon, her yaşta görülmekle beraber orta yaşlılarda ve kadınlarda, erkeklere oranla iki kat fazla ortaya çıkıyor. Tedavi edilmediği durumlarda kronikleşme ve nüksetme riski fazlalaşıyor.
Elem, keder, umutsuzluk ve çaresizlik duyguları depresyonda olan kişinin günlük yaşamını bozacak düzeyde yoğun ve sürekli yaşanıyor. Kişi gerek zihinsel, gerekse fiziksel olarak yavaşladığı gibi, enerji azlığından da yakınıyor. Tüm psikiyatrik rahatsızlıklarda olduğu gibi biyolojik, psikolojik ve sosyal olaylar da depresyonun ortaya çıkmasında önemli rol oynuyor. Bu rahatsızlığın tedavisinde bazen ilaç, bazen psikoterapi, bazen de iki yöntem bir arada uygulanıyor. Depresyon tedavisinde hangi yöntemin, hangi vakalarda uygulanacağını Psikiyatri ve Psikoterapi Uzmanı Dr. Emre Şahin’den öğrendik.
İlaçla tedavi mi?
Günümüzde, depresyondan sorumlu olduğu düşünülen serotonin ve noradrenalin gibi nörokimyasalların beyindeki seviyelerini artırmaya yönelik güvenilir, günde tek doz kullanım kolaylığı sağlayan, uyku hali ve uyuşukluk gibi yan etkileri olmayan etkili ilaçlar tedavide sıkça kullanılıyor. Depresyona çoğunlukla anksiyetenin eşlik etmesi nedeniyle bu durumun kontrol altına alınmasında, mutsuzluk, umutsuzluk, çaresizlik ve keder gibi depresif duygudurum belirtilerinin ortadan kaldırılmasında, dikkat ve konsantrasyon güçlüğünün giderilmesinde ilaçlar çok etkili oluyor. Medikal tedavi hastanın bozulan yaşam kalitesi ile sosyal ve mesleki performansını hızla, etkili şekilde düzeltiyor.
Ailede depresyon olması, daha önceki depresif atakların ilaçla tedavi edildiği öyküsü, genel tıbbi durumun ortaya çıkardığı depresyonlar (kafa travmaları, hormonal bozukluklar, ameliyat sonrası gibi) ile yoğun anksiyetenin ön planda olduğu durumlarda öncelikli olarak ilaçla tedavinin tercih edilmesi önem taşıyor.
Psikoterapi mi?
Daha önce ilaçla tedavi edildiği halde tekrarlayan depresyonlarda, ilaç kullanımının mümkün olmadığı durumlarda, yaşamsal olayların ortaya çıkardığı (boşanma, eş ve iş kayıpları ya da değişikliği gibi) depresyonlarda, eşik altı seyreden kronik depresif ruh halinin hakim olduğu hastalarda ise tedavide psikoterapi öne çıkıyor.
Klasik psikanaliz, psikanalitik terapiler, destekleyici psikoterapiler, bilişsel davranışçı terapiler gibi birçok psikoterapi tekniği bulunuyor. Bu yöntemler depresyona yol açan durumların bilinç dışı nedenlerinin bulunup ortaya çıkarılmasında, hastanın başa çıkma yetilerini kullanmasında, yaşadığı güçlüklerin farkına vanp tanımlamasında bir hayli yardımcı oluyor. Öğrenilmiş çaresizliğin giderilmesi, kişinin kendine, çevresine ve geleceğe olumsuz bakışını değiştirmeyi öğretmek psikoterapi tedavilerinde etkili rol oynuyor. Depresyonu tanımak, onunla ne şekilde savaşacağını öğrenmek, çeşitli yaşam olaylarıyla ilgili olarak izlenen bilişsel veri ve bilgi işlemelerinde olumsuz algının değiştirilmesi psikoterapilerde ele alınıyor. Olumsuz düşüncelerle depresyon arasındaki kısır döngü hastaya gösterilmeye çalışılıyor. Sorunları sağlıklı ve gerçekçi biçimde ele almak, bunları sınamak, yaşam olayları karşısında sağlıklı ve alternatif düşünce geliştirme teknikleri depresyondaki hastanın psikoterapisinde esas teşkil ediyor. Bununla birlikte psikoterapilerin uzun soluklu tedaviler olduğunun da unutulmaması gerekiyor.
SONUÇ: Psikiyatrik rahatsızlıklar içinde özellikle depresyon, etkili bir şekilde tedavi edildiğinde neredeyse tam iyileşmeyle sonuçlanıyor. Her ne kadar çoğu hasta ilaçla tedaviyi istemese de depresyonun ilaçla ya da psikoterapiyle tedavisinde karan hekim veriyor. Yapılan çalışmalar, sadece ilaçla tedavi edilen depresyon hastalarının yıllar içinde tekrar hastalandığını gösteriyor. Bütün psikiyatrik tedavilerde olduğu gibi depresyonda da medikal yöntemler sınırlı tedavi imkanı sunuyor. Bu nedenle hastanın dikkatle değerlendirilmesi, acil durumların giderilmesi ve bozulan yaşam kalitesinin hızla düzeltilmesi için uygun ilaç tedavilerinin yanı sıra kişinin ruhsal durumu, eğitim düzeyi ve tedaviye ayırabileceği zaman gözetilerek uygun bir psikoterapi tekniğinin de beraberce başlanması önem taşıyor.