Hayatı Uzatmanın Basit Yolları
Modern tıp teknolojileri tabii ki çok şey vaat ediyor. Ama ömrünüzü uzatmak için büyük mucizeler yerine küçük şeylere bel bağlarsanız daha kârlı çıkarsınız. lştey uygulanması çok kolay ömür uzatan tavsiyeler…
GÜNDE 10 dakikadan daha kısa süre ayıracağınız bazı alışkanlıklarınız, sizin daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir. ABD’nin aylık aile dergisi Reader’s Digest’ta yer alan bir yazıya göre hangi yaşta olursanız olun, önünüzdeki yılları daha yaşanır hale getirmek size bağlı. Bunlar nelermiş bir bakalım…
Yaklaşık 31 milyon Amerikalı kahvaltıyı atlıyor (Nüfusun kabaca 11’de biri). Bu rakam yine de çok fazla. Kahvaltıyı atlayanların, kalp krizi geçirme riskinin yüzde 27 arttığı, bugün kabul görmüş bilimsel bir gerçek. Mutlaka kahvaltı yapın. Üstelik mümkün olduğu kadar zengin bir kahvaltı sofranız olsun. Şeker, salam, sosis olmasın yeter. Hele kahvaltıya başlamadan yarım saat önce yarım bardak limonlu su içip detok yaparsınız kahvaltının faydasına artı değerler katmış olursunuz (Hazır limon suyu kullanılmayacak). Dergiye göre kahvaltıyı atlarsanız bakın neler oluyor: Kalp hastalıkları riskiniz artıyor. Diyabete daha yatkın oluyorsunuz. Kilo alıyorsunuz. Metabolizmanız yavaşlıyor. Aptallaşıyorsunuz. Çalışıyorsanız kendinizi işinize veremiyorsunuz. Açlık hissi, öğle yemeğine kadar sizi kemiriyor. Açlıktan kaynaklanan sinirli bir hale bürünüyorsunuz. Ağzınız kokuyor. Enerjiniz dibe vuruyor.
Tempolu koşu yapın
Sağlıklı, zinde ve uzun yaşamın püf noktalarından biri, elbette ki egzersiz yapmaktır. En iyi spor da tempolu koşudur. Maraton ya da 100 metre koşucusu olmanıza gerek yok. Kendinize bir hedef belirleyin. Birkaç yüz metreyle başlayın. Sonra yüzer metre artırabilirsiniz. Kilometrelerce koşup abartmayın. Burada önemli olan kalp ritmini artırmanız ve kanın bütün vücut dokularına ve kaslara daha güçlü bir şekilde pompalanmasını sağlamanızdır. ABD’de yapılan bir araştırmada bir saatlik koşunun, yaşamınıza yedi saat kattığı hesaplanmış. Koşu süreniz haftada dört saati de geçmesin. Koşunun, özellikle gözlere, böbreklere, sinir sistemine ve damarlara faydası büyük. Çünkü koşarak kanınızdaki fazla şekeri yakmış ve normal seviyesine indirmiş oluyorsunuz. Koşmak aynı zamanda stresi azaltıyor, kan basıncınızı düzenliyor, kemik yoğunluğunu artırıyor, akciğer kapasitenizi genişletiyor. Normalde nefes alırken ciğerlerimize 7 litre hava çekeriz. Sporcularda bu rakam 14 litreye kadar çıkabilir.
Bitki kökenli protein alın
ABD’nin Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre salam, sosis gibi işlenmiş et tüketen kişiler, ölüme daha yakın. Proteini bitkilerden alan kişilerin ise kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski çok daha az. Bitki proteinlerinden alınan kalorideki her yüzde 3’lük artış, ölüm riskini yüzde azaltıyor Bitki kökenli proteinler, vücudumuzun üretemediği dokuz aminoasitin (proteinin yapı taşlan) kaynağı. Bunlar kan basıncını düşürüyor, kalp hastalığına yakalanma riskini azaltıyor, kanser oluşumunu engelliyor. Bitki kökenli proteinler hangileri mi? Mercimek, badem, kinova, fıstık, bezelye, güneşte kurutulmuş domates, soya sütü, bulabilir misiniz bilemeyiz ama ezekiel ekmeği, tofu, çia tohumu ve yeşil soya fasulyesi.
Güneşlenin, ama çok değil
Sağlıklı ve uzun yaşamanın sırlarından biri de D vitaminidir. Buna “güneş ışığı vitamini” de denir. Çünkü güneşe çıkarsanız, vücudunuz bu vitamini üretir. Güneş, kemik sağlığınızı geliştirir, hastalıklarla mücadele eder, sizi depresyondan uzak tutar, ömrünüzü yüzde 33 oranında artırır. Kısa bir süreliğine güneşe çıkmanız yeterli. Piedmont Sağlık Merkezi doktorlarından Jy-otir Jani, “Günde 15-30 dakika, üzerinize dik gelen güneşte kalmanız, vücudun D vitamini üretmesi için yeterlidir” diyor. Güneşin altında saatlerce kalmanıza gerek yok (Piedmont Healtcare, ABD’de kâr amacı gütmeyen, 11 hastane ve 2 bin 200 doktor/hemşire ile hizmet veren bir kuruluş).
Çay / kahve için
Günde bir-iki bardak şekersiz çay ya da kahve içiyorsanız, doğru yoldasınız demektir. Çay/kahve için bazı kötü görüşler varsa da aşırıya kaçmayan bir tüketim tarzından zarar gelmez. Çay/kahvenin ömrü uzatan etkisinin yanı sıra kafeinin de diyabet riskini azaltan bir etken olduğu anlaşılmıştır. Özellikle çayın, anti-kanser ve kolesterol düşürücü ajanları vardır. Çay beyni, serbest radikallerin zararından korur, osteoporoza (kemik erimesine) karşı kemikleri güçlendirir (serbest radikaller, şeker ve yağın sindirilmesi sonucu yan ürün olarak ortaya çıkan zararlı elementlerdir).
Yediklerinizi baharatlandırın
Bazı baharatların hayatınıza çok şey kattığını göz ardı etmemelisiniz. Baharat, her şeyden önce metabolizmanızı uyararak daha güçlü, daha etkin çalışmasını sağlar. Özellikle zerdeçal. Hint safranı da denen bu baharat, inanılmaz bir iltihap gidericidir. Eklem ağrılarıyla mücadele eder, kalbi daha sağlıklı yapar. İçindeki antioksidanlar, hayatınızı uzatacak niteliktedir.
Yemek yaparken bile tuz ya da şeker yerine zerdeçal kullanabilirsiniz. Bir başka harika baharat da tarçındır. Tarçın, vücutta ensülin duyarlılığını geliştirir. Diyabet riskinin azalmasına yardımcı olur. Kolesterol seviyenizi düşürür. Ayrıca tok da tutar.
Acı biber yiyin
Ac1 biber sevenler ve sık tüketenler, hayat yolunda daha şanslı. Acı biber, içerdiği kapsaisin sayesinde hayatınızı yüzde 13 oranında uzatıyor (Bizde yok ama ABD’de acı biberler, içerdikleri kapsaisin oranına göre l’den 10’a sınıflandırılır. Buna “Scoville Skalası” denir. Birimi, SHU (Scoville Heat Unit) olarak gösterilir. Scoville Acılık Birimi 3-4 olan biberler sizin için idealdir. 9-10 SHU olanları oldukça iddialı kişiler ağzına atabilir). Acı biber deyince aklınıza Meksika geliyordur. Ama yıllık 34.5 milyon tonluk üretimle acı biberin şampiyonu Çin’dir.
Kalp ritminizi artırın
Yetişkinlerde kalp atışının 60-100 arası olması normaldir. Değil 100’ün, 80’in bile üzerinde olan nabız sayısı, bazı hastalıkların işaretçisi olabilir. Nadiren de olsa herhangi bir hastalığı olmayan kişilerin nabzı 80 veya daha fazla atabilir. Dışarıda yürüme veya koşma imkanınız yoksa ev içinde efor gerektiren egzersizler yapın. Haftada üç-dört saatlik ev içi jimnastiği size yeter. Böylece kalbin daha çok kan pompalamasını sağlarsınız. Dinlendiğiniz zaman nabzınız yine normale inmelidir. Nabzınız düşükse organlarınıza yeteri kadar oksijen git-miyordur. Ama sıra dışı durumlar da vardır. Doktoru, John Rockefeller’in nabzının 50 attığını söylerdi. Dünyanın ilk milyarderi ve dolayısıyla en zengini olan Amerikalı petrol kralı Rockefeller, 50 nabızla 97 yaşına kadar yaşamıştı.
Sık sık ellerinizi yıkayın
Uzun yaşamak için yapacağınız en basit şey. Çünkü sık sık ellerinizi yıkamanız, sizi hastalıklardan uzak tutmaya yeter. Herhangi bir etkinlikten sonra veya yemeğe oturmadamönce elleri yıkamak, sizin mikrop ve bakterilerden arınmanızı sağlar. Ne kadar çokyıkasanız da mikropları ellerinizden yüzde 100 temizleyemezsiniz. Onun için ellerin sık sık yıkanması tavsiye edilir. Elleri sabunla yıkamak, mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimalinizi yüzde 47 düşürür. Doktorlar, el yıkamakla dünya çapında yılda milyonlarca hayatın kurtarılabileceğini vurgulamaktadır.
Bir şeyler öğrenin
Her gün yeni bir şey öğrenmeye çalışın. Okul yıllarında olmasanız bile bir makaleden, bir inceleme yazısından, bir ekonomi yorumundan bir şeyler öğrenmeye hevesli olun. İşinize yarayıp yaramadığı önemli değil. Önemli olan beyni meşgul tutmak. Bulmaca, sudoku çözmek bile beyniniz için en iyi egzersizlerdir. “Social Science & Medicine” adlı yayında çıkan bir yazıda, kitap okumanın hayatınızı uzattığı ifade edilmiştir. Kitap okumanın avantajları, gazete/dergi okumaktan bile daha fazladır.
Asansör kullanmayın
Zaman zaman bir binanın birinci katına bile asansörle çıkan insanlar görürüz. Bu, teknolojinin nimetlerinden yararlanmak değil, kendinizi ve bedeninizi tembelliğe alıştırmaktır (Spor yorumlarıyla da tanınan Doktor Giirkan Kubılay, bir TV programında, kendisine zayıflamaya gelecek hastaların “Binanızda asansör var mı?” sorusuna çok kızdığını belirtmişti). Orta yaşı geçmişseniz beş altı kata kadar merdivenlerden yürüyerek çıkabilirsiniz. Sonrası için asansör kullanmak hakkınızdır. Sydney Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada merdiven çıkmak, hızlı yürümek, hayatınızı yüzde 20 oranında uzatıyor.
Gülün
“Gülmek, en iyi ilaçtır” derler. Ingiltere’de St. George’s Üniversitesi profesörlerinden Satesh Bidaisee, “Gülmek, kan basıncım düşürür, stresi azaltır, kalp sağlığım geliştirir, endorfin (vücutta bulunan ve morfin benzeri etki gösteren hormon) salgılanmasına sebep olarak bağışıklık sisteminizi destekler” diyor. Günde birkaç dakika bile olsa, yüzünüzden gülücüğü eksik etmeyin. Bunun için etrafınıza neşeli, esprili arkadaşlar toplayın. TV’de eğlenceli programlar/diziler izleyin. Ya da aile üyelerine şakalar yapıp hep beraber gülün.
Susuz kalmayın
Su, sağlıklı yaşamın en vazgeçilmez elemanıdır. Yeteri kadar su aldığınızda kan sirkülasyonu gelişir, böylece besleyici maddelerin akışı, atıkların sistemden çıkarılması kolaylaşır. Bu, kalbin, karaciğerin ve böbreklerin stressiz çalışmasını sağlar. Hele jimnastik yapıyorsanız susuz kalmamaya özen gösterin. Vücudunuzun ihtiyacı olan miktarda su alırsanız kas performansınız da gelişir.
Hayatı uzatan diğer tavsiyeler
- Sigara/alkol kullanmayın
- Lifli yiyecekler yiyin
- Stres yapmayın
- Daha çok sebze, meyve yiyin
- Cömert ve destekleyici olun
- Fındık, fıstık, ceviz yiyin
- Evinizi havalandırın
- Tatile çıkın
- Temiz gıda tüketin
- Bir ev hayvanı edinin
- Kedi videoları izleyin
- Doğayı keşfedin
- Yeterli kalsiyum alın
- Siyah çikolata yiyin
- Şarkı söyleyin
- Balık yiyin
- İyi bir uyku çekin
- Kalbinizde hep genç kalın
- Bütün gün oturmayın
- Arkadaş edinin
- Kendinize bir meşgale bulun
- Olumlu düşünün
- Bazı işlere gönüllü olun
- Dişlerinize özen gösterin
- Bitki yetiştirin
ALEVRİGEL