Genetik Değiştirme ve Fıtrat
Fıtrat bozulabilir mi?
‘Yaratıcı, yoktan var edici, meydana getirici’ gibi anlamları olan ‘Hâlık’, Allah-ü Teâlâ’nın isimlerinden biridir. Kelam’da Hâlık, Cenâb-ı Hakkın subûti bir sıfatıdır ve Âdem’i vücuda getirmesidir. Yaradılış, tıynet, hilkat, yapı, karakter, tabiat, cibilliyet, mizaç gibi anlamları olan ‘fıtrat’ ise, yaradılışa ait İlâhi kanun ve nizamlardır. Terim olarak fıtrat; Allah Teâlâ’nın mahlûkatım kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hâl, bir kabiliyet üzere yaratmasıdır. Allah’ın (c.c.) yaratması, süreklilik arz eden bir hâldir. M. Hamdi Yazır ve Ali Ünal’a kulak verirsek; “Fıtrat; ilk yaratılışı kavramlaştırdığı gibi, sürüp giden her yaratılışı da, anlamında toplar. Yani, herhangi bir şeyin bir maddeden veya ilk yaratılıştaki gibi yokluktan ilk icadı ve ilk çıkışına fatr’, bunun ortaya çıkış biçimine ve taşıdığı özellikleriyle birlikte görünüşüne de ‘fıtrat’ denir. Yaratılmışın fıtrat üzerinde kazandığı öz niteliklerine de ‘tabiat’ denilmiştir. Kâinatın, Allah’ın fıtratı üzere işleyişi, İslâmî dilde âdetullah, sünnetullah, fıtratullah ifadeleriyle isimlendirilmektedir.”
“Rabbimiz her şeye yaratılış özünü ve özelliğini verip, sonra bu özelliğe uygun yolu gösterendir.’’
“Rasûlüm! Sen yüzünü hanîf olarak dine İslâm’a, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”
“Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamazsın.”
Kur’an-ı Kerim fıtratı bu şekilde tarif ederken, bir başka ayet-i kerimede, “Onlar nefislerinde olanı değiştirmedikçe, Allah bir toplumun durumunu değiştirmez” buyrularak ‘tağyir’ başkalaştırma, değiştirme, bozma, iyiyi kötü hâle getirme yapmaya dikkat çekiliyor.
Genetik değiştirme girişimi bugün bitkiler, hayvanlar, insanlar ve mikroplar dahil hemen hemen tüm canlı organizmalar üzerinde yapılmaktadır. Egemen küresel şirketlerin tahakkümünü korumak veya artırmak için yapısı değiştirilen masum bir mikrop bile, artık kontrol edilemez bir canavara dönüşebilmekte, bu mikrop sayesinde milyonlar ölümle yüz yüze kalmaktadır. Ölümle tehdit edilen insanlar aşılanarak; genetik yapıları değiştirilmekte, kısırlaştırılmakta ve düşünsel faaliyette bulunmamaları, bazen de sadece at gibi yoğun bir tempoda çalışan ‘hayvansal’ yapıya kavuşmaları hedeflenmektedir. Kuş gribi, domuz gribi maskaralığı, henüz ilacı ve mürekkebi kurumamış en güncel örneklerdendir.
Küresel hâkim şirketlerin açıktan ya da gizleyerek yaptıkları genetik değişiklik, daha geniş anlamda fıtratı değiştirme girişimi, hiç kuşkusuz Allah’ın (c.c.) bilgisi dışında değildir. “Onu iyice anladıktan sonra, bile bile tahrif ediyorlar”, “Nimeti ve nesli mahvetmeye çalışmayın. Allah fesadı ve bozgunculuğu sevmezve “Allah’ın nimetini kim değiştirirse, şüphesiz Allah’ın cezası pek şiddetlidirayet-i kerimeleri, insanın buna teşebbüsten geri duramayacağını ve bunun karşılığında cezalandırılacağını haber veriyor. Bütün bu gayriahlâkî, gayriinsanî ve gayridinî eylem karşısında düştüğümüz durumun acizliğine karşın, Allah-ü Teâlâ belki de bizi, “Onları koruyup gözetmek, O’na Allah’a ağır gelmez”’0′ diyerek teselli ediyor. Fakat bize düşen, bu tağyire karşı direnmek ve mücadele etmektir. Belki biz de, buna karşı direnip direnmeme ile imtihan ediliyoruz.
Günümüzde bir havyan, bitki ve mikroorganizmanın hatta insanın geni; bitkilere, hayvanlara, hatta insanlara aktarılmaktadır. Bugün raflara dizilmiş gıdaların önemli bir kısmı, maalesef ‘petro-kimya’ ürünüdür. Sağlıklı olmak şöyle dursun, Kuranın yasakladığı 5 temel haram şey, tüketilen bu sözde gıdalara ‘katkı maddesi’ adı altında eklenmiştir. Toplum, petro-kimya ürünü sunî gıdalar ile yine petro-kimya ürünü ilaçlar arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır. İnsanların ifsat edilen midesi yüzünden Rabbi ile ilişkisi bozulmaktadır.