Fıtratın değiştirilmesi ve genetik savaş
İslâm’a göre her çocuk masumdur ve İslâm fıtratı dinî üzre doğar. İnsan aynı zamanda doğuştan ‘fıtrat-ı selîme -kusursuz ve sağlam huy’ sahibidir. Kur’an-ı Kerim, insanların bozulmadan kalmaları ve yaratılışı bozmamaları konusunda telkinde bulunur ve yönlendirir. Ancak, bir fıtrat bozucusu olan şeytan ise, insanlara fıtratı bozmalarını telkin eder durur.
Şeytanın, “Allah’ın yarattığı tabiî şekil ve hallerini değiştirmelerini emredeceğim ve onlar da bunu yapacaklar”şeklindeki beyan ve taahhüdü gösteriyor ki, Allah’ın ( (c.c.) yarattığı tabiî hali değiştirme, şeytanî bir eylemdir ve insanlığın imtihanlarından biridir. Müfessirler bu ‘değiştirme’ eylemine çok geniş anlamlar yüklemişlerdir.
• Bir anne ve babanın, temiz ve masum çocuğunu yanlış eğitim vererek bozmasını da,
• Bir bilim adamının, bir canlının tabiî yapısını değiştirerek bozmasını da,
• Bir âlimin doğruyu yanlış, yanlışı doğru, helâli haram, haramı helâl göstermesini de,
• Bir kadının erkeğe, bir erkeğin kadına benzemeye çalışmasını da, erkeklerin süslenmek için kaşlarını aldırmaları ve diş yapılarını değiştirmelerini de, yaratılışı değiştirme yani fıtratı bozma kapsamında değerlendirmişlerdir.
• Son zamanlardaki bitki ve hayvanların genlerinin, farklı canlı genleriyle değiştirilmesi de, hem günümüz hem de geçmiş müfessir ve mealcilerince, bu kapsamda ele alınmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığının yayımladığı mealde, bu ayet-i kerime için, “Allah’ın yarattıklarını değiştirmek; canlıların tabiî şekil ve özelliklerini değiştirmek demektir. Hayvanların gereksiz yere, kulak ve kuyruklarını kesmek; insan kasları ve dişlerini süslemek maksadıyla değiştirmek, bu kabildendir ve yasaklanmıştır. Tabiatın dengesini bozan davranış, kullanma ve teknoloji de aynı çerçeveye girmektedir”85 şerhi not edilmiştir.
Feyzü’l Kuran isimli meal ise, bu ayet-i kerime için; “DNA ile oynayıp bozarak, farklı yaratık elde etmeye çalışacaklar. Mahlûku/yaratılmışı ‘Hâlık’ yaratıcı yerine koyacaklar, Allah’ı sever gibi onları sevecekler. Tevhidden çıkacaklar, ‘izm’leri/ideolojileri din haline getirecekler, dinî yaşantıyı bırakıp, batıl fikrin, şeytan ve tâğûtun peşinden koşacaklar. Allah’ın yaratışının değiştirilemeyeceğini ve kendilerine lanet olunduğunu bilmeyecekler” şerhine yer veriyor.
Hayat Kitabı Kuran isimli mealde ise, aynı ayet-i kerime için; “Yaratılışı değiştirmek, cahiliye döneminde varlıktaki ilahi hiyerarşiyi bozup, yaradılış amacının dışına çıkarmak suretiyle gerçekleşirken; modern cahiliyede, ‘genetik tahrifat’ yoluyla gerçekleştirilmektedir. Genetik mühendisliğinin istenmeyen sonuçlara yol açmaması için, varlık hiyerarşisine özen göstermesi şarttır. Böyle bir özeni de ‘bilim ahlâkı’ oluşturur”’1 denmektedir.
Merhum Ömer Nasuhi Bilmen Hoca, tefsirinde, Fıtratullah’a muhalif hareketleri sayarken, erkeklerin “erkekliklerini gidererek, kısırlaştıracaklardır” maddesini de ekler. Seyyid Kutup merhum ise, tağyiri “hayvan ve insan vücudunda ve bitkilerde birtakım değişiklikler yapmak gibi, İslâm’ın yasakladığı birçok değişiklik ve bozmalar” olarak zikreder.
Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: “Rasülullah’a bir katır hediye edilmişti, ona bindi. Ben kendisine, ‘Eşekleri, atlara aşırtsak da, bunun gibi katırlar elde etsek olmaz mı?’ dedim. Şöyle cevap verdi: ‘Bunu şeriatın bu meseledeki hükmünü- bilmeyenler yapar.” Görüleceği üzere Hz. Peygamber (s.a.v.) at ile eşeğin birleştirilerek ‘katır’ veya eşek ile atın birleştirilerek ‘bordo’ ortaya çıkarılmasını nehyetmiştir. Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiği hadis-i şerifte, Rasülullah (s.a.v.) “atların ve hayvanların hadım edilmesini”9′ Taberanî’nin İbn Mesud’dan rivayet ettiği hadis-i şerife göre ise “Âdemoğlu’nun hadım edilmesini”n nehyetmektedir. Âlimler, koçların burulması veya hayvanların kulaklarının kesilmesini de, fıtratı değiştirme kapsamında görmektedirler.