Estetikte yeni trendler

Estetikte yeni trendler

Hızla gelişen teknoloji sayesinde estetik dünyasında soru işaretleri yavaş vavaş kafalardan kalkıyor. Yeni nesil dolgu malzemelerinden üç boyutlu görüntülemeye artık trend hem zahmetsiz hem de sürprizsiz yöntemlerden yana.

Son 10 senede hızla gelişen teknoloji sayesinde (lazer, ultrasound, radyofrekans vb) ameliyat oranları ciddi anlamda düşerken ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamalarının oranı çok fazla arttı. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Onur Sümer, günümüzün en gözde estetik uygulamasının yeni nesil estetik olduğunu söylüyor. Yeni nesil estetik trendleri arasında Aquafılling, cilt gençleştirme için düzleştirme yöntemleri, kombine PRP yöntemi (Somon DNA, hyralüronik asit, mezoterapi), MACS lift ve yağ eriten enjeksiyon yöntemleri dikkat çekiyor. Op. Dr. Sümer, dış görünümün günümüzde erkekler için de kadınlar için de özgüven, sosyal statü, ikili ilişkiler ve mutluluk açısından önemli olduğunu vurguluyor. Estetik müdahalelerin sayısı, gelişen bilim ve teknolojinin yardımı ile her geçen gün artıyor. Ancak bu artış beraberinde bazı riskleri de getiriyor. Op. Dr. Sümer, ameliyatsız da aynı sonuçların alınabileceği vaadi karşısında insanların bu uygulamalara rağbet göstermesinin son derece anlaşılır olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Bir kısmı doğru vakada uygulandığında oldukça fayda gösteren bu cihazların hastalar tarafından çoğu zaman başarısız olarak değerlendirilmesinin nedeni yanlış uygulamalar oluyor. Hacim kaybı ve cilt fazlası olmayan, genellikle 35-50 yaş grubu hastalarda uygulandığında netice alınabilecek bu yöntemlerin sonucunun asla ameliyat neticesine yaklaşamayacağını söylemek lazım. Ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemleri doğru kullanımda tek başına veya ameliyatlar ile kombine edildiğinde gerçek anlamda faydalı oluyor.”

Dolguda yeni trend

Artık dolgu maddeleri eskiden olduğu gibi sadece gereken yerleri doldurmak yani hacim kazandırmak amacıyla değil, daha çok lifting yani germe amacıyla kullanılıyor. Geliştirilen yeni nesil dolgularda daha az volüm ile daha etkili hacim kazandırma ve germe amaçları ön plana çıkıyor. Op. Dr. Onur Sümer, daha fazla dolgunun daha iyi sonuç vereceği çıkarımının yanlış olduğunu söylüyor: “Tam tersi gereğinden fazla dolgu miktarı ağırlık yapacağından orta vadede yüz bölgesindeki kırışıklık ve deformasyon ihtimalini artırıyor. Dolgu maddeleri gittikçe uygulanacak olan yüz bölgesine göre spesifik hale gelerek çeşitleniyor. Tıpkı partikül büyüklüklerinin oldukça küçültülüp dalgalanma ihtimalini azaltan ışık dolgusunun göz kapağı ve göz altı için kullanılmasına benziyor. Hyalüronik asit içerikli dolgu temel maddesi, farklı kombinasyonlar ile birleştirilip az yoğunlukta çok fazla alana yapılarak cilt gençleştirme amacıyla da kullanılıyor. Estetik yüz görünümü için amaçlanan çıkık elmacık kemikleri için elmacık dolgusu ya da nano yağ enjeksiyonu, gerekli görüldüğü takdirde aşağıya yer değiştirmiş yanağı tekrar kaldırmak amacıyla lokal olarak uygulanan gençlik ipleri veya çok kısıtlı kesi ile Macs Lift yapılabiliyor. Elmacık altında kalan yanak dolgunluğunu azaltmak ve yüze üçgen şeklini vermek amacıyla yine lokal olarak ağız içinden Bichat yağ yastıkçıklarımn alınması (Hollywood yanağı), çene köşelerinin ve ucunun gerekirse törpülenmesi, kalıcı implantlar veya geçici dolgular ile desteklenmesi işlemleri yapılıyor. Ayrıca cilt yenileme ve kırışıklıkların giderilmesi amacıyla altın iğneler (mikro iğneli RF) de yine en trend uygulamalar arasında.”

meme estetigi

Ameliyatsız meme estetiği mümkün

Meme, popo, bacak veya vücudun herhangi bir alanında hacim ihtiyacı olan kişilerde, vücudun herhangi bir yerinden alınan yeterli miktarda yağ dokusu yoksa ya da kişi protez istemiyorsa alternatif olarak kullanılabilen dolgu maddesi olarak Aquafıling karşımıza çıkıyor. Vücuda herhangi bir zararı olmayan bu dolgu maddelerinin ömrü yaklaşık üç yıl. Uygulamanın kısa sürede bitmesi, sadece lokal ya da sedasyon anestezi altında yapılabilmesi ve ameliyata ihtiyaç duyulmaması nedeniyle bu yöntem gün geçtikçe talep görüyor.

PRP’nın kullanım alanı genişliyor

PRP yani trombositten zenginleştirilmiş plazma, kişinin kanının santrifüjden geçirilip özel kitlerle karıştırılması ve bu sıvının kişiye enjekte edilmesi yöntemi. Bu yöntemin cilt altı kan dolaşımını arttırdığı bilimsel olarak kanıtlandı. Estetik cerrahide kullanımı cilt yenilenmesi ve saç köklerinin güçlendirilmesi amacıyla yapılıyor. Op. Dr. Sümer, hemen her gün kullanım yelpazesi genişleyen bu yöntemin ortopedi, göz, diş hastalıkları ve benzeri alanlarda olduğu gibi, estetik cerrahide de tek başına mutlak etkili olmadığını belirtiyor: “Örneğin orta yüz bölgesinde yenilenme ihtiyacı olan birinde tercihim PRP’yi, Somon DNA’sı, hyalüronik asit ve mezoterapi uygulamaları ile kombine olarak seanslar halinde uygulamak. Farklı mekanizmalar ile etkili olan bu yöntemlerin tek başlarına gösterecekleri kazanç artırılmış oluyor.”

YENİ NESİL YRĞ ERİTEN ENJEKSİYONLAR

Op. Dr. Onur Sümer, bölgesel incelmede kullanılan bu yöntemin, ölen yağ hücrelerinin karaciğer tarafından eritilip doğal yollardan atılmasıyla gerçekleştiğini söylüyor ve ekliyor: “Ancak vücut fizyolojisi bu ölü hücrelerin az bir kısmını atabiliyor. Atılamayan büyük bir kısım ise yerinde kalıyor. Fazla olan yağ miktarı az ve bölgesel yağlanma alanı kısıtlı ise (gıdı gibi) uygulanabilecek olan bu yöntem, geniş yüzeylerde liposuction’ın yani bu hücrelerin vücut dışına alınması operasyonun etkisinin en fazla yüzde 20’sine yaklaşabiliyor.”

3D SIMULASYONLA ESTETİKTE SANAL GERÇEKLİK

Üç boyutlu simülasyon cihazları, çok kolay bir uygulama ile (yüz ve meme için tablet ile kişinin 180 derecelik görüntüsünü tarayarak) birkaç dakika içerisinde kişinin istediği vücut bölgesinin üç boyutlu resmi çıkartılabiliyor. Eğer yüz bölgesinde işlem düşünülüyor ise burun, dudak, göz, şakak, gıdı, kaş gibi yani yüzün tüm alanlarının ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemlerden sonraki hali bu cihaz sayesinde görülebiliyor. Meme büyütme ameliyatlarında kullanılacak protezler, alternatifleri ile beraber incelenip olabilecek sonuçlan ameliyat öncesinde görme imkanı oluyor. Sistem en uygun protezleri saptasa da nihai karar cerrah tarafından veriliyor. Vücudun herhangi bir bölgesinde operasyon düşünülüyor ise tablet ile tarama kişinin etrafında 360 derece dönerek yapılıyor ve ilgili bölgedeki ameliyat sonrası görüntüye oldukça yakın bir sonuç sanal gerçeklik gözlüğü ile kişiye gösterilebiliyor. Basit kullanımlı bir tablet ve bir sanal gerçeklik gözlüğü üç boyutlu sonuç için yeterli olabiliyor. Yapılan araştırmalar, bu ön simülasyon çalışmalarının ve sonrasındaki ameliyat sonuçlarının arasında, yüzde 90 civarında benzer sonuç verdiğini gösteriyor. Simülasyon sistemi kişinin memnuniyetini arttırıp kaygılarını azaltmakla beraber, cerrahlara işlem öncesi bir kılavuz olması yönünden birçok avantaj sağlıyor. Op. Dr. Sümer, “Tüm bunlara rağmen tabii ki hastalarımızı kişilerin doku yapılarının ve fizyolojilerinin farklı olduğu, ameliyat sonucunun yapılan simülasyon ile birebir olmayacağı hakkında bilgilendiriyoruz. Bu sistem ile hastalarımızın endişelerinin azalması, olabilecek sonuçları öngörebilmesi ve beklentisinin bizim aklımızda olanlar ile örtüşmesi halinde işlemlere daha rahat girebilme olanağına sahip oluyoruz” diye anlatıyor.

Deran Çetinsaraç




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir