Eşinle Konuşurken Süzgeç Kullan

Eşinle Konuşurken Süzgeç Kullan

Eşinle Konuşurken Süzgeç Kullan

– Ne oldu Şirin, konu yine işine gelmedi sanki?

– Neden hep biz kadınlar, bir şeyler yapmak zorundayız, onu hâlâ anlamıyorum.

– Erkeklerin yapması gerekenleri Ferhat’la konuşacağız. Bunu daha önce konuşmuştuk. Sen kendi atman gereken adımlara dikkat edebilirsin ancak. Onun adımlarına bakma.

Şimdi sadede gelelim. Kadın kocası ile konuşurken süzgeç kullanmalı, aklına her düşeni, ağzına her geleni söylememeli. Süzmeli ve tortuları ayırıp en gereklileri söylemeli.

konusmak

– İyi bakalım, neleri süzeceğiz, öğrenelim.

– Kadın her şeyden önce ses tonunu süzmeli. Kadın, yüksek sesle, bağırıp çağırarak konuşmamalı. Erkeğin en nefret ettiği şey, yüksek sesle ve emrederek konuşan kadındır. Ona çocukluğunu ve annesini hatırlattığı için kendine çocuk muamelesi yapıldığı hissine kapılarak çok tepki gösterebilir.

– Ferhat da sesimin yükselmesinden hiç hoşlanmıyor. “Bana ses tonunla hükmetmeye çalışma.” diyor.

– İkincisi, suçlamalarını süz. Kadın kocasını suçlayarak konuşmamalıdır.

Erkekler suçlandığı zaman değerli olma ve kabul görme duyguları zedelendiği için kızgın ve aşırı alıngan olur.

– Ferhat’a ne zaman bir hatasını söylesem hemen yüzü asılıyor.

– Erkek, tenkidi, gücüne saldırıldığı şeklinde anlar. Karısı tarafından sürekli tenkit edilen erkek, bir müddet sonra değerinin bilinmediğini düşünerek eşinden uzaklaşmaya başlar. Kendini takdir eden, beğenen bir kadına kapılması uzun sürmez.

– Hassas bir mesele yani.

– Aynen öyle. Üçüncüsü, dertlerini süz. Kadın kocasına sürekli dert yanıp durmamalıdır. Bazı kadınlar kocaları tarafından takdir görmek için, gün boyu hangi işleri yaptığını, ne kadar çok yorulduğunu, yuvası için ne kadar fedakârlık yaptığını anlatır her gün. Fakat kadın takdir beklerken kocanın yüzü asılır, canı sıkılır. Kadınların kendi arasında “paylaşmak” zannedilen bazı davranışları, erkekler tarafından şikâyet olarak anlaşılır.

Bunun için bir kadın erkeğe ne çok yorulduğunu anlatma huyundan vazgeçmelidir. Ne demiş atalarımız. “Sözünü uyara söyle, uymazsa dön duvara söyle.” Mademki anlatacağın şey, erkek psikolojisine göre ters anlaşılacak, o zaman anlatmayıver.

Hele çocuklarını babasına şikâyet etme. Çocuklara dair problemleri şikâyet eder gibi değil, yardım ve fikir almak için anlatıyormuş havasında anlat.

– Epey bir süzülecek şey var galiba.

– Dördüncü, laf çakmalarını süz. Erkekler netliği severler. Kocana laf çakmanın sana bir faydası olmaz. Hatta yapacağı bir şeyse bile, eşin, onu iğnelediğin için kızıp yapmayabilir. Erkekler ancak, söylenmeden, şikâyet etmeden, suçlamadan, açık ve net bir şekilde yardım istendiğinde gayret edip yardım ederler. Erkekler yardım etmeyi severler. Onlara ihtiyaç duyulması hoşlarına gider. Yeter ki kadın yardım istemeyi bilsin.

– Tamam, laf çakmaları, şikâyetleri, tenkitleri, suçlamaları süzgecin üstünde bıraktık. Merak ediyorum doğrusu, süzecek başka bir şey kaldı mı?

– Birkaç parça daha var: Kadın kocası ile asla alay etmemeli.

– Erkek de karısı ile alay etmemeli.

– Çok haklısın, erkek de karısı ile alay etmemelidir. Alay edilmek insanı çok fazla incitir, kırar. Erkekler kendileri ile alay edildiğinde, kurşun yemiş aslan gibi olurlar. Erkek her şeyi unutabilir ama karısının onunla alay ettiğini asla unutmaz. Ne kadar kızarsan kız, eşinle alay etme, o seninle alay etmiş bile olsa. Düşman, onun silahı ile vurulabilir ama eşin senin düşmanın değil, hayat arkadaşın, yoldaşın. Onun yanlışına sen de yanlışla cevap verme. Hele ailesinin yanında, çocuklarınızın yanında kocanı asla küçük düşürme.

– Bir arkadaşım kocasına ‘Annen, ağıldaki hayvanlarla ilgilendiği kadar seninle ilgilenmemiş.” demiş, kocası o günden beri ona soğuk davranıyormuş.

– Çok ağır bir söz bu. Karı-koca birbirini inciterek hiçbir yere varamaz. Kocanın işi ile, başarısızlıkları ile alay etme. Başarılı olması için ona baskı yapma. Erkekler başarılı olmak için zaten yeterince uğraşırlar. Kendi kendilerine baskı yaparlar. Eşinden gelecek baskı, sadece erkeğin eşine kızgınlık duymasına sebep olur.

– Tamam, süzgeci kullandım, bağırmadım, emretmedim, tenkit etmedim, suçlamadım, laf çakmadım, dert anlatmadım; ama ben de sabır taşı değilim. Bir hata yaptığında, canım sıkıldığında bunu ona nasıl anlatacağım?

– Susarak anlatacaksın. Ama surat asarak değil, arada çok fark var. Canının sıkıldığını çok iyi bir yüz ifadesi ile göstermelisin. Çeşit çeşit yüz ifadesi vardır. Surat asma, küsme ama mahzun dur, az konuş. “Kadının sessizliği sağır eder…” diye bir cümleyi, bir filmde duyup not almıştım. Erkekler kadınların çok konuşmasından şikâyet etse de, asıl onların sessizliğinden rahatsız olur. Burada incelik, surat asmadan sessiz olmakta. Yüzüne konduracağın nazik bir “kırıldım…” ifadesi, mahzun bir bakış eşinin hatasını anlamasında, pişman olmasında, senin konuşmandan çok daha tesirlidir.

– Bu söyledikleriniz çok zor. Hem sus diyorsunuz hem de kibar sus. Bir kadın susabiliyorsa kibarını da beklemeyin yani.

– Susmanın kibar olanı çok değerlidir. Susmanın çeşitleri vardır. Susmuşsundur ama yüz ifadenle eşine “Allah belanı versin, umurumda değilsin, bunun acısını senden mutlaka çıkaracağım, kendini ne zannediyorsun?” gibi hakaretler ediyor olabilirsin. Bunun için yüz ifadesi sözlerden daha kıymetlidir. Beden dilinde sözlerin değeri yüzde ondur. Kalanı bakış, duruş, ses tonu ve davranışlardır.

– Sizi dinlerken şunu düşündüm: Çoğu zaman ne yaptığımızın farkında olmuyoruz. Mesela bakışlarımızla pek çok şey anlatıp sonra da “Ben ona ne dedim ki?” deyip yağ gibi suyun üstüne çıkmaya çalışıyoruz.

– Kadınlar ayna karşısında güzelleşmek için geçirdikleri zamanın yarısını, “Acaba bakışlarımla ne anlatıyorum, güzel gülümsüyor muyum?” gibi, ayna karşısında davranış provaları yaparak geçirseler, o zaman daha güzel görünmeyi başarabilirler. İnsanın yaratılmış olan yüzünü, gözünü değiştirmesi mümkün değil ama bakışını, gülüşünü değiştirmesi mümkün.

– Ferhat bu söylediklerinizi duysa eminim şöyle der: “İşte sana söylemek istediğim buydu. Bana dik dik bakma!”

– O zaman bu haftayı, ayna karşısında, bakış ve yüz ifadenle ne anlattığına dikkat ederek geçir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir