Enerji Tasarrufu İçin 7 Öneri
OCAK ayının üçüncü haftası, pek çok ülkede “Enerji Tasarruf Günleri” idi. Her ne kadar Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak ilan edilmiş bir hafta değilse de başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri, halkta tasarruf bilincini güçlendirmek amacıyla bu haftayı benimsedi. Sadece halk değil, resmi kurumlar, şirketler, sanayi tesisleri de bu tasarruf seferberliğine davet edildi. İngiltere, kasım ayından ocak sonuna kadar, enerji tasarrufu konulu seminerler düzenledi, medyada nasıl tasarruf edileceğine dair yazılar yayınlattı. Televizyon tartışmaları yapıldı, alışveriş merkezlerinde, metro istasyonlarında broşürler dağıtıldı. Vatandaşlara, bundan sonra inşa edilecek enerji-etkin evlerin, ne kadar büyük fark oluşturacağı gerçeği hatırlatıldı. Hükümetin “Check, Switch off, Save” (Kontrol Et, Düğmeyi Kapa, Tasarruf Et) sloganıyla yürüttüğü üç aylık kampanya, 18-24 Ocak tarihleri arasındaki haftada yoğunlaştırıldı.
Hükümetin tasarruf broşürlerinde neler var? Tasarrufa teşvik için hazırlanmış diğer internet siteleriyle harmanlayıp yedi madde çıkardık. Birlikte inceleyelim…
İçeriğe Ait Başlıklar
1 – GÜNLÜK DAVRANIŞLARINIZI KONTROL EDİN
Evinizde enerji tüketimini azaltmak için alışverişe çıkıp, enerji etkin ürünler satın almanıza gerek yok. Enerji tasarrufu, kullanmadığınız elektrikli cihazları ve aydınlatma sistemlerini kapatmanızla başlayabilir. Yıkadığınız çamaşırları, kurutucu makineye atmak yerine onları asarak doğal kurutmaya bırakabilirsiniz. Ağır bulaşıkları makineye atıp haftada bir çalıştırabilir, hafif bulaşıkları elde çok daha az su ve sabunla temizleyebilirsiniz. Çalıştırdığınız bulaşık makinesinin kurutma özelliğini devre dışı bırakıp tabak çanağı yine doğal yollarla kurutabilirsiniz (ki bunu Türkiye’de ev kadınları zaten yapıyor). Soğuk havada hemen dışarıya çıkmayacaksanız, saç kurutma makinesi yerine saçlarınızın ıslaklığını havluyla alabilirsiniz. Kışın ısıtıcılarınızı, yazın klimanızı daha az kullanabilirsiniz. Elektrik faturanızın üçte ikisini, ısıtma ve serinletme sistemleri oluşturur.
2 – ESKİ AMPULLERİNİZİ ATIN
Gecelerimizi aydınlattığı için Amerikalı mucit Tho-mas Edison ve İngiliz fizikçi/ kimyager Sir Joseph Wilson Swan’a çok şey borçluyuz. Ama icatları, günümüz şartlarına artık uymuyor. Çünkü çok fazla elektrik tüketiyorlar. Akkor lamba olarak bildiğimiz bu geleneksel ampuller, enerjinin yüzde 85’ini ısı olarak israf ediyor. Onların yerine artık halojen lambalar, kompakt flu-oresan aydınlatmalar (CFL-Compact Fluorescent Lights) ve aslı, ışık saçan diyotlar olan LED (Light Emitting Diode) lambalar kullanmamız gerekiyor. Halojen lambalar, akkor lambalardan yüzde 25 oranında daha tasarrufludur. Ama bu yetmez. CFL aydınlatma, yüzde 60-65, LED lambalar da yüzde 80-85 daha az enerji harcar. LED lambalar pahalıdır. Ama akkor lambalara oranla 25 kat daha uzun ömürlüdür. Bu da pahalı oluşunu kısa zamanda amorti eder ve sizi kâra geçirir. Bir başka deyişle akkor lambalarla donatılmış eviniz için sadece aydınlatmaya ayda 40 sterlin ödüyorsanız, eskileri LED lambalarla değiştirdiğinizde faturanızdaki aydınlatma payı 5-6 sterlin civarına düşecektir.
3 – HAYALET TÜKETİME DİKKAT
Televizyon seyrettikten sonra yatmaya giderken uzaktan kumandanın kapatma düğmesine basıyor ve televizyon kapandı zannediyoruz. Oysa siz televizyonu sadece “standby” (bekleme) konumuna almış oluyorsunuz. Yani cihazınız, elektrik tüketmeye devam ediyor.
Sadece televizyonunuzu mu? Pek çok cihaz, artık uzaktan kumandalı. Klimanız, müzik setiniz, uydu alıcınız, DVD veya Blu-Ray oynatıcınız, hatta tavan vantilatörünüz, perdeleriniz bile uzaktan kumandalı. Bütün bu cihazları standby konumunda bırakmak, elektrik faturanıza yılda 200-250 sterlin ek yük bindiriyor. Buna hayalet tüketim (phantom load) deniyor. Sizin gibi milyonlarca evde aynı şey yapıldığını düşünün. Bu, ülkede birkaç santralin hayalet tüketim için çalıştığı anlamına gelir. Çare, kullanmadığınız elektronik cihazları tamamen kapatmaktır.
4 – BUZDOLABINA ÖZEN GÖSTERİN
Buzdolabı, elektrik faturanızda önemli bir kalem oluşturan cihazdır. Çünkü aralıklı da olsa günün 24 saati çalışır. Bu yük için buzdolabınıza yardım etmelisiniz. Günümüzde her ne kadar karlanmayan buzluklara sahip olsalar da milyonlarca evde hala karlanan/ buzlanan eski dolaplar kullanılıyor. Buzlanma, dolabın soğutma kapasitesini düşürür. Buna izin vermeyin. Ayrıca rafları, naylon torbalarla doldurup, soğuk havanın sirkülasyonunu engellemeyin. Yoksa dolabınız daha çok çalışmak zorunda kalır. Hele buzdolabınızı gece kapatıp, sabah tekrar çalıştırma hatasına sakın düşmeyin. Bu size tasarruf sağlamaz. Tam tersine dolap, istenen soğutmaya tekrar ulaşmak için zorlanır. A+, A+ + ve A+ + + sınıfı buzdolapları (ve çamaşır, bulaşık makineleri), çok değilse de enerji tasarrufu sağlar. Ne de olsa bu beyaz eşyaların motorunu daha az elektrikle çalıştıramazsınız. Her şeyin bir sınırı var.
5 – ÇAMAŞIR MAKİNENİZİN USTASI OLUN
“Makinede çamaşır yıkamak için usta olmak gerekmiyor” diye düşünebilirsiniz. Olabilir. Fakat yıkamada yapılan hataların en başında, suyun ısısını artırmak geliyor. Çamaşırı soğuk suda yıkayın. Soğuk su, daha aktiftir. Mikrop kırmak için suyun ısısını maksimuma getirmenin bir faydası olmaz. Mikroplar ölmez, elbiselerinizin çoğu çeker, renkleri birbirine karışır ve fazla da enerji tüketmiş, daha doğrusu israf etmiş olursunuz.
6 – TELEVİZYONLARIMIZDAN MEMNUNUZ
Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte her gün 2-9 saatimizi, televizyon karşısında geçiriyoruz. Seyretmesek bile televizyonu açık tutuyoruz. Bu, son derece yanlış bir uygulama. Günümüz teknolojisinde televizyonlar, daha az enerji harcıyor. Eski Katod Işın Tüplü (CRT – Cat-hode Ray Tube) televizyonların, 55 cm diyagonal ekran ölçüsüne sahip olanları (daha büyük ölçüsü yoktu zaten), 100-120 watt eneıji harcıyordu. Şimdi LED ekranlı televizyonların 105 cm ekran ölçüsü olan modelleri de 100 watt elektrik sarf ediyor. Görüntü iki kat büyüdü. Günümüz televizyonlarını, enerji sarfiyatını 50 watt’a düşürecek özelliği de var. Ama hiç kimse, gece de olsa, ışığı yarı yarıya azaltılmış görüntü seyretmek istemez. Bu halimizden memnunuz. Yine de ekran boyutlarını abartmayın, yeter. Eskiden plazma televizyonlar, geleneksel CRT televizyonlara alternatif olarak çıkarılmıştı. Ama o kadar çok enerji harcıyorlardı ki, ABD’nin başta Kaliforniya olmak üzere, bazı eyaletlerinde kullanımı yasaklanmıştı. Neyse ki plazma TV’ler çabuk tarih oldu.
7 – PENCERE CAMLARI VE MANTOLAMA
Kışın, evin ısısının büyük bölümü camlardan kaçar. Camları izole etmenin en iyi yolu da çift cam, bazen de üç cam kullanmaktır. Çift cam bile, ısı kaybını yüzde 50 azaltır. Camlar arasındaki boşluk, argon gazıyla doldurulursa, daha yüksek yalıtım değerleri elde edilir. Çift cam yazın da işe yarar. Güneş ışınlarının yüzde 40’ını engeller ve iç mekanın serin kalmasına yardımcı olur. Bir ustaya evinizin “sıcaklık direnci” (heat resistance) değerini ölçtürmelisiniz. Kısaca “R Değeri” (R-Value) olarak belirlenecek rakam, bulunduğunuz coğrafyaya göre değişir. Rakama göre yalıtım uygulanır. Ilıman iklimlerde R değeri düşük olur. Gelelim mantolamaya. Isı kayıplarını engellemek için binanın dış kabuğunun ısı yalıtım malzemeleriyle kaplanması olan mantolama, içten, dıştan ve her iki taraftan (sandviç duvar) olmak üzere üç farklı yöntemle uygulanabilir. Elbette ki en iyisi sandviç duvardır (Mimarlar, “mantolama” kelimesine çok kızar. Doğrusu, “montolama”dır. Ama yaygın kullanıldığı için mantolama diyoruz. Türk Dil Kurumu da “mantolama” olarak kaydetmiş).
ALEV RIGEL