Doğumdan sonra bedenin büyüme süreci
Doğumdan sonra bedenin büyüme süreci
Doğum anma kadar bebek için pek sorun teşkil etmeyen bir süreç yaşanır. Ancak, doğum gerçekleştikten sonra, yani anne ile bebek arasındaki malzeme alışverişini sağlayan göbek kordonu kesildikten sonra artık bebek kendi başına sindirim sistemi yolu ile bu malzemeleri vücudunun içine almak zorundadır.
Büyümesi ve gelişmesi için gerekli malzemeyi besinlerden elde edecek olması, bebek için söylendiği kadar kolay bir şey değildir. Eskiden annenin kanından hazır gelen malzemeyi kullanırken, artık o malzemeler ham bir şekilde bağırsaklarına gelmeye başlamıştır. Bu ham malzemenin sindirim ile işlenmesi, sonra da bağırsaklardan emilerek kana geçmesi gerekir ki vücudu da yapısını oluştururken, bu malzemeleri kullanabilsin.
Büyüme sürecinde gerekli olan malzemenin vücuda girmesi için en önemli yapı, sindirim sistemidir. Fakat bu gelen malzemenin vücudumuzda nasıl kullanılacağına karar veren yapı, endokrin sistemi, yani hormon sistemidir. Bebeklikten yetişkinliğe kadar olan büyüme sürecinde, birçok değişik hormon görev yapar ve DNA zincirimizde yazılı olan bedene sağlıklı olarak gelmemiz için çalışırlar.
Nasıl bir binanın temelden çatısına kadar yapımında yol gösterici bir mimari planı varsa, bedenimizin de kendi DNA’mızda kayıtlı olan ve ilk iki hücreden yetişkin bir birey olana kadar ki sürecin tamamında yol gösterici görevi yapan bir yazılımı vardır. Bedenimizin eşsiz yapısını belirleyen, boyumuzun uzunluğundan burnumuzun şekline, göz ve saç rengimizden saçımızın ne zaman döküleceğine dair bilgilerin tamamı, DNA sayesinde her bir hücremizde mevcuttur.
(Bu fabrika ayarımızı da ileride anlatacaklarım için hep hatırlamanızı istiyorum. Nasıl bir binanın restorasyonunda ilk mimari proje çok önem taşıyorsa zayıflamada da bizim bu fabrika ayarımız o derece önem taşımaktadır.)
DNA’mızda kayıtlı bir fabrika ayan ile doğuyor ve kendi eşsiz ayarlarımız doğrultusunda büyüyoruz. DNA’mızda yazılı olan fabrika ayarlarımız, aslında bizim ideal bedenimizdir.