Çocuğunuz için doğru okulu seçmenin kolay yolları
Okullarda erken kayıt dönemi başladı. Özellikle ilk kez okul seçecek olan ebeveynler için bu dönemde nasıl bir yol izlemeli? Okul seçerken nelere dikkat etmeli? İşin püf noktalarını uzmanına sorduk.
Yüzlerce okul arasından en doğrusunu seçmek, hem öğrencilerin hem de ebeveynlerin beklentilerini karşılayacak en doğru tercihi yapmak giderek önem kazanıyor. Okul seçimi yaparken dikkat edilmesi gerekenleri Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve gazeteci-yazar Dr. Fatoş Karahasan’a sorduk. Kısa süre önce yazdığı “Açılın Gençler Geliyor” adlı kitabında Türkiye’deki Y ve Z kuşağına dair analizleriyle de dikkat çeken Karahasan, doğru okulu seçmenin püf noktalarını sıraladı.
Akran zorbalığına dikkat!
• Aileler okul seçimlerinde her şeyden önce çocuklarının kendilerini güvende ve mutlu hissedecekleri seçenekleri değerlendirmeli. Örneğin, çocuğun sabah çok erken uyanıp saatlerce serviste giderek ulaşacağı bir okul seçmemeli. Bütün gününü serviste yorularak, sonra evde ödev yaparak geçiren çocuklarda beden ve ruh sağlığı sorunları ortaya çıkabiliyor, obezite artabiliyor, hiperaktivite tanısıyla çocuklara ilaç tedavileri uygulanabiliyor.
• Ebeveynler okul seçimi sürecinde okulları ziyaret etmeli. Okuldaki ilişkiler, öğretmenlerin memnuniyet düzeyi, akran zorbalığına karşı gösterilen tavırlar çok önemli. Özel okullarda ebeveynler müşteri gibi davranabiliyorlar. Bu da yönetimlerin yeterince adil olmasını engelleyebiliyor.
• Okul seçiminde yeni eğitim metotlarına hâkim olmak da çok önemli ama ebeveynlerin eğitim metodlaı ını uzmanlar kadar iyi anlaması zor. Teknolojiye, yaratıcılığa, girişimciliğe vb. yönelik programlar dışardan çekici görünmesine rağmen ne yazık ki çoğunun içi pek de dolu olmuyor.
• Veliler öncelikli olarak öğretmenlerin mesleklerini ne kadar sevdiklerini anlamaya çalışsınlar. Çocuklarını iyi birervatandaş olarak yetiştirmek için okulun “değer sistemine” baksınlar.
Çocukların ömrü soru çözmekle geçiyor
• Ders ve sosyal aktivitelerin dengesi okul seçiminde çok önemli. Karahasan’a göre bir çocuğu sosyal aktivitesi fazla bir okula yazdırmak, onun geleceğine yapılacak en faydalı yatırım.
• İskandinav ülkelerindeki çocuklar oynayarak öğreniyorlar. Duygusal zekâları, kişilikleri ve sosyal becerileri gelişiyor. Bizde bütün gün okula giden ve ödevyapan çocukların ömrü soru çözmekle geçiyor. Bizdeki sistemde acımasız bir yarış var.
• Çocuklar sürekli olarak birbirleriyle kıyaslanıyor. Bu yüzden kaygı ve depresyon vakaları artıyor. Çocuklar başarısız olduklarını, sevilmediklerini ve yeterince iyi olmadıklarını düşündükçe bilgisayar oyunlarına ya da yemeğe yöneliyorlar. İçlerini kapanıyor ya da saldırganlaşabiliyorlar. Çocuğunu seven anne-babalar onun çocukluğunu yaşamasına destek olmalı.
Veliler hayatı ıskalıyor
• Velilerin kayıt sürecinde yaptığı en büyük hata hayatı ıskalamak, çocukların “projeler” olduğunu düşünmek. Çocukların hepsi birer yetişkin olacak. Helikopter anne-babalar çocuklara zarar veriyorlar.
• Aşırı anne-baba müdahalesiyle büyüyen çocuklar, daha sonra iş yaşamında, özel ilişkilerinde, evliklerinde sorunlar yaşıyorlar.
• Başarılı olmak için önce olumlu bakış açılan gerekiyor. Okul hayatın sadece bir parçası. Bu yüzden, çocuğun güvende, mutlu ve kendisi gibi olacağı okul hangisiyse en iyi okul odur.
• İlköğretim döneminde okul seçimi meslek seçimlerine çok fazla etki etmiyor. Okul bir formasyon verir, bilgi ise ömür boyu edinilir. İlkokul birinci sınıf, meslek seçene kadar en az 16 sene sonrası demek. Dar bakış açısı bu dünya düzenini anlamaya yeterli olmuyor.
Zeynep GÜLER CEYLAN