Çalışma hayatındaki stres
Çalışma hayatındaki stres
Stres hayatımızın her yerinde var; ancak çalışma hayatımızdaki stres çok önemlidir. Çünkü stresin direk beyine olan olumsuz etkisiyle düşünce gücümüz ve aklımızı kullanma konusunda problemler yaşar, doğru karar veremeyiz.
Beynin stres karşısında bir takım kimyasalların salgılan-masıyla gerilen beyin hücrelerimizin geçirgenlikleri yavaşlar ve beyin işlevini geçici olarak askıya alır, ta ki kimyasalların salgısının durmasına kadar. Bu da stresle baş etme konusunda doğru/mantıklı kararımıza bağlıdır. Bunu birçok defa söyledim, ama tekrar söylemek gereksinimi duyuyorum.
“Stres insanın sorumluluklarının farkında ve bilincinde olmamasından kaynaklanır.”
İşe yeni başlamıştım. Çalışma hayatının bu kadar stresli olduğunu öğrendiğim zaman şaşırmadım dersem pek doğru olmaz. Her şey sanki stres nedeni için vardı ve çalışanlar stresi çok yakınlarında hissediyorlardı. İşten keyif almak, başarmak konusunda çalışanlar bir robottan farksızdı.
Herkes işine koyulmuş harıl harıl çalışıyordu; ama sadece o kadardı, kimse yaptığı işine kendinden yaratıcı bir şeyler katmıyordu.
Bana göre ise insanın en büyük özelliği olan yaratıcılık süsünü işlerinde kullanmıyorlardı. Bu konudaki gözlemlerim sonucu çalışma ortamında olması gereken huzuru göremedim, mutluluk zaten yoktu, hatta insanlar hissettikleri baskıcı uygulama sonucu kendilerini günün koşulları ve gelecek adına iyi hissetmiyorlardı. İşe başladıktan sonra ilk hissettiğim yönetici pozisyonunda olanların davranışları beni şaşırtmış ve stres yaşamama neden olmuştu.
Çalışma hayatının stresi beni korkutmuştu, hatta neredeyse işime olan sevgimi kaybetmeme neden olacaktı. Böyle gidemezdi. Çalışmak zorundaydım ve bir şeyler yapmalıydım. İlk aklıma gelen yaşamda bu kadar güzel şey varken stres niyeydi ve stres yaşamamanın mutlaka bir nedeni olmalıydı.
O hiç hoşuma gitmeyen ve beni çok zorlayan stresi yaşamamak için ne yapmalıydım? Sorular en az stres kadar beynimi meşgul ettiyse de, mutlaka bir yanıt bulmam gerektiğini düşünmeye başlamıştım bile.
Her insan gibi bende içinde bulunduğum stres konusunda çözüm arayışlarına girdim; çünkü stresin yaşattıklarını hiç sevmemiştim. Bu konuda çok kararlıydım, ya işimi bırakmak ya da strese karşı koymalıydım ve strese yenilmemeliydim, çünkü hayat güzeldi ve yaşamı seviyordum.
Böyle bir karar alırken strese karşı koymanın ne denli zor olacağını hiç düşünmedim; çünkü benim için alacağım karar önemliydi ve ben stresle baş etmek konusunda mutlaka başarılı olmayı hedefliyordum.
“Strese karşı koymak için neler yapmalıyım?”diye düşünce gücümü kullanarak şu kararlara vardım:
- İşimi sevmeliydim.
- İşimi çok iyi yapmalıydım.
- İşim konusunda gerekli bilgi birikimine sahip olmalıydım.
- İş tarifimi ezbere bilmeli ve uygulamalıydım.
- Yaptığım iş başarısı kadar başarılı iletişim gücüne sahip olmalıydım.
- Motivasyonumu yüksek tutmalıydım.
- İnsanlarla iyi geçinmeliydim.
- Hiyerarşi konusunda çok dikkatli olmalı ve hata yapmamalıydım.
- Verilen talimatları eksiksiz yerine getirmeliydim.
- Her zaman yüksek özgüven duygusu hissetmeli ve hissettirmeliydim.
- Her zaman pozitif enerji dolu olduğumu hissettirmeliydim.
- İşime kendimden bir şeyler katmalı ve yaptıklarımı gerektiğinde süslemeliydim.
- İnisiyatif kullanmalıydım.
- Problem olmamaya çalışmalı ve problem çözme konusunda gönüllü ve başarılı olmalıydım.
- Yeniliklere açık olmalıydım.
- Değişimi özümsemeliydim.
- İşimde yaratıcı olmalı ve bunu fark ettirmeliydim.
- Zaman yönetimine dikkat etmeliydim.
- Sistem uygulama konusunda hata yapmamalıydım.
- Toplam kalite yönetim sistemine mutlaka uymalıydım.
- İşimle ilgili gerektiğinde bilgi bankası/data oluşturmalıydım.
- Şahsıma gösterilen tepkileri bir hediye gibi kabul ederek, kendimi değerlendirerek eğitmeliydim.
- Çalışmalarım konusunda kendimi gerektiği kadar sorgulamalıydım.
- Özeleştiri yapmalı ve eksiklerimi gidermeliydim.
- Öğrenmek adına yapılan tüm aktivitelere katılmalı ve mutlaka çok şey öğrenmeliydim.
- Yaptıklarımı raporlama konusunda hazır olmalıydım.
Stres karşısında aldığım bu karar neydi biliyor musunuz? Beynimi kullanmaktı. Bende öyle yaptım. Bütün bu düşündüklerimi bir bir uygulamak için önce nelerimin değişmesi gerektiğine karar verdim. Düşünce gücümü kullanmak konusunda beceri geliştirmeye, çözümsel düşünmeye, motivasyonuma, arkadaşlarımla başarılı iletişim kurarak takım ruhu konusundaki sinerjiye kadar her konuda birtakım kararlar alarak her şeyden önce işini seven iyi niyetli bir çalışan mesajı vermeye çalıştım.
Mesajım o kadar kısa bir zamanda yerini buldu ki ben bile şaşırdım, sonra düşündüm ve çalışma ortamımın benim kararlarıma çok ihtiyacı olduğunu hissettim. Davranışlarım aynı işi yapan arkadaşlarım tarafından pek hoş karşılanmasa da yöneticilerim tarafından takdir edildiğini görünce sevinmeye başladım.
Yaptıklarımın doğruluğunu görmek beni daha da kamçılamaya başladı ve işimde başarılı olduğum için örnek olarak gösterilmeye başlandım ve çok geçmeden önce bölge müdürlüğü ve ardından teşkilat koordinatörlüğüne kadar varan terfiler ard arda geldi; ancak çalışma hayatımın stresi hiç bitmedi sadece stresle baş etmenin yollarını keşfetmek bilinci işimi daha kolaylaştırdı.