Alerji testi ve çevre düzenlemesi

Alerji testi ve çevre düzenlemesi

Çocuklarda alerji testi, alerji belirtileri, alerji çeşitleri, alerji testi, alerji tedavisi, alerji testi nasıl yapılır,  alerji testi hangi bölümde yapılır, alerji testi aç karnına mı yapılır.

Alerji testi ve çevre düzenlemesi

Tüm alerjik hastalıklar için temel kabul edilen bu girişimi ayrıntılı ele almadan önce alerjiyi tekrar tanımlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. Alerji, normalde vücudun zararsız kabul etmesi gereken bazı maddeleri zararlı algılayıp ona karşı aşırı tepki vermesi halidir. Bu aşırı tepki bağışıklık sistemi tarafından verilir. Normalde vücudu savunmakla yükümlü bu sistem, alerjik maddeye tepki verirken onun bağlı bulunduğu vücut hücrelerine de zarar verir.

işte bu tepki alerjik (mikropsuz) iltihaba (yangı) neden olur ve birçok şikâyetin temelinde bu yangı yatar. Mikropsuz alerjik yangıdan etkilenen organ ya da doku şiş yani ödemli olur. Kan damarlarından genişlemesi nedeniyle kırmızı olur ve sanki yanık gibi kolay kanaya-bilen hassas bir doku haline gelir.

Alerjik astım tedavisinin bu ilk ve olmazsa olmaz basamağında hastalığa neden olan alerjik maddeden ve atak tetikleyici alerji dışı etkenlerden nasıl uzak durabileceğimizi göreceğiz. Hastalığa neden olan alerjik maddeden uzak durabilmek için önce çocuğa neyin alerji yaptığını bilmemiz gerekir. Alerjinin kaynağını bulmanın yolu da alerji testlerinden geçer. Üzerinde çok konuşulan ve nasıl yapılması gerektiği çok merak edilen alerji testlerini şimdi en küçük ayrıntısına kadar inceleyeceğiz.

alerji ve cevre

Alerji testlerine genel bakış

Çocuklarda astım ve kronik burun yakınmalarının nedeni yüzde 90 alerji olduğundan, alerjik astım bronşit ve/veya alerjik nezle düşünülen her hastada ilk yapılması gereken şey alerji araştırması ol-malıdır. Alerji testleri konusunda birçok doğru bilinen yanlış olduğunu görüyoruz. Örneğin, alerji testinin 3 yaşından önce yapılamayacağı bilgisi yanlıştır. Her yaşta çocuğa alerji araştırması yapılabilir. Önemli olan, hangi yaşta hangi testin yapılması gerektiğidir.

Toplam (total) immünoglobülin E (IgE)

Vücutta alerjik tepkinin ana elemanı kabul edilen “immünoglobülin E” (IgE) antikoru kandan ölçülebilen bir maddedir. Çoğu zaman alerjiden şüphe edildiğinde ilk istenilen test IgE testidir. Ancak vücutta alerjinin genel göstergesi kabul edilen “total IgE” testinin bir tarama testi olduğunu bilmemizde fayda vardır.

Bu test bize vücudun yapısının genel anlamda alerjiye yatkın olduğunu gösterir, ancak alerji tedavisi şekillendirilirken genellikle işimize yaramaz. Çünkü genel bir test olması açısından bizi noktasal olarak alerji yapıcı maddeye götüremez. Birçok hastada yüksek “total IgE” değeri görülür, ancak hangi madde bundan sorumlu diye araştırıldığında herhangi bir pozitif sonuç elde edilemez. Bunun tam tersine kanda “total IgE” normal düzeyde çıkar, ama tek tek araştırıldığında çocuğun bir gıdaya ya da toza alerjisi saptanabilir. Dolayısıyla çok hassas bir test değildir.

Spesifik (özgül) IgE

ileri alerji araştırması IgE’nin alt kolları gibi kabul edebileceğimiz, alerji yapıcı maddelerin tek tek araştırıldığı “spesifik (özgül) IgE” testleriyle yapılmalıdır. “Spesifik IgE” testi kandan bakılabildiği gibi deriden “alerji testi” yapılarak da araştırılabilir. Deriden yapılan test “klasik alerji deri testi” olarak bilinir.

Testin kandan mı, deriden mi yapılacağı kararı birçok değişkene bağlıdır. Örneğin, sindirim sistemi veya deri alerjisinden şüphe ediliyor ve bu yönde gıda alerjisi araştırılıyorsa hangi yaşta olursa olsun kandan yapılacak alerji testini (gıda spesifik IgE) ilk sırada tercih etmek gerekir. Bunun nedeni, gıdaların alerji yapıcı parçalarının klasik deri testi için hazırlanan ve cilde damlatılan gıda solüsyonlarının içinde hızla bozuluyor olmasıdır. Bozulmuş ve alerji yapıcı özelliğini yitirmiş bir solüsyonla yapılan alerji deri testi yanlış negatif sonuç verebilir.

Eğer solunum yolu alerjisinden şüphe ediyor ve ev tozu akarı, hayvan veya polen gibi bir maddeye alerjiyi araştı rıyorsak ilk tercihimiz “klasik alerji deri testi” olmalıdır. Ancak 3 yaş öncesi çocuklarda deri testine uyum sağlama güçlüğü görülmesi nedeniyle bu yaşta solunum yolu alerjileri de genellikle kandan araştırılır.

3 yaşından sonra ise yine solunum yolu alerjisinden şüphe ediyorsak ve çocukta deri testine engel olacak, alerji ilaçlarını kesememe veya ağır egzama gibi bir durum yoksa ilk tercihimiz bu konuda altın standart kabul edilen “klasik alerji deri testi” olmalıdır.

Solunum yolu alerjilerinde test

Klasik alerji deri testi

Astıma en sık neden olan solunum yolu alerjileri araştırılırken altın standart kabul edilen uygulamanın klasik alerji deri testi olduğundan söz ettik. Bu testin altın standart olarak tanımlanmasının nedeni, hassasiyetinin çok yüksek olmasıdır. Bir çocukta eğer solunum yolundan etki eden ev tozu, hayvan, polen, küf gibi bir maddeye alerji varsa bu testle yüzde yüze yakın sonuç alınabilir.

Klasik alerji deri testinde ev tozu, polen, hayvan atıkları, küf sporları gibi solunum yoluyla etki eden maddelerin hazır solüsyonları cilde damlatılır. Sonra bu damlalar üzerinden cildi delme işlemi gerçekleştirilir. Cildin delindiği noktada sinek ısırığı gibi şiş, kırmızılık ve ciltte kabarma gözlenirse vücudun o maddeye alerjisi olduğu söylenir.

Ancak bu test çok basit gibi görünse de pek çok incelik gerektirir. Örneğin, testi yapan kişinin cildi delerken aşırı bastırması ciltte kanamaya neden olabilir. Kanama, testin yanlış olarak pozitif yorumlanmasına yol açar. O nedenle batırmanın hassas bir şekilde, 2 milimetreyi geçmeyecek biçimde özel iğnelerle veya birden fazla delme ucu olan hazır aplikatörlerle yapılması gerekir. Bu özel apli-katörler hem fazla delmeyi engellediğinden, hem de tamamen steril (mikropsuz-tek kullanımlık) test imkânı sağladığından tercih edilmelidir. Tek tek iğne ucuyla delerek yapılan testlerde yanlış pozitif sonuç daha fazladır. Diğer bir deyişle çocuk alerjik değilken alerjisi varmış gibi sonuç elde edilebilir.

Alerji testinin kıyaslamasını öğrenebilmek için test sırasında iki kontrol uygulaması yapılır. Bir delme işlemi boş bir maddeyle (tuzlu su-serum fizyolojik; negatif kontrol), bir diğeri de herkeste pozitif sonuç veren (histamin) solüsyonla (pozitif kontrol) yapılır. Sağlıklı bir test işleminde negatif kontrolün kabarmaması, pozitif kontrolün ise kabarması gerekir. Hangi maddeye alerji olduğu araştırılırken kabaran alan pozitif kontrolün kabarma derecesiyle kıyaslanır.

Test öncesi hangi ilaçlar kesilmelidir?

Alerji testinde deride kızarmayı, kabarmayı, diğer bir deyişle pozitifliği sağlayan, deride yer alan alerji hücresinden (mast hücre) orta taminik adı verilen bir alerji ilacı kullanıyorsa, bu ilaç histamin maddesini cildi kabartamadan baskılayacaktır. Dolayısıyla histamin baskı-landığı için test ilaç baskısı altında demektir. Bunun göstergesi olarak, pozitif kontrol noktası yani herkeste kabarması gereken cilt alanı kabarmaz. Bu durum, testin doğru sonuç vermeyeceğine işaret eder, çünkü aynı ilaç aynı test dahilinde var olan diğer alerjik tepkileri de baskılamış olacaktır.

Özetlersek; testin ilaç baskısı altında olup olmadığının anlamak için pozitif kontrol konulur. Pozitif kontrol noktası kabarmazsa hasta testi baskılayıcı ilaç kullanıyor demektir. Bu nedenle alerji testi öncesi ağızdan alınan antihistaminik içeren ilaçlar en az 10 gün kesilmelidir. Antihistaminik grubundaki ilaçların birden fazla hammadde içeren öksürük ya da soğuk algınlığı şuruplarının içinde bulunabileceği unutulmamalıdır. Hasta test öncesi kullandığı ilaçları hatırlamaz veya doktora bunu kullandığını söylemezse de test yapılırken pozitif kontrol sayesinde bu durum açığa çıkacaktır.

Alerji deri testi öncesi astım tedavisinde kullanılan sprey (inhaler) ilaçlarının kesilmesine gerek yoktur. Alerji testi yapılacak diye gereksiz yere astım spreylerinin kesilmesi çocukta hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Testi yapacak olan alerji uzmanına önceden danışılarak ilaçların kesilmesi en doğrusudur. Eğer çocuk, testi baskılayan bir ilaç kullanıyorsa, baskılayıcı ilaç kesilir ve etkisinin geçmesi için beklenilerek en uygun zamanda test yapılır.

Alerji deri testinde “yanlış negatiflik”

Alerji deri testi yapılırken hasta alerjiyi baskılayan bir ilaç kullanıyorsa, ciltte alerji yapıcı hücreler içeriğini ortama boşaltsa bile ciltte tepki görülmeyebilir. Diğer bir deyişle, vücutta alerjinin olup da testte görülmeyişine “yanlış negatiflik” adı verilir. Bunun ayrımına gitmek için testteki pozitif kontrolün tepki verip vermediğine çok dikkat etmek gerekir.

Özetle; bir testin doğru olduğuna karar verebilmek için ciltte en az bir noktanın (pozitif kontrol noktası) kabarması, kızarması gerekir. Pozitif kontrol noktası kabarır, ancak diğer hiçbir yer kabarma salgılanan histamin maddesidir. Eğer çocuk ağızdan antihismazsa testin gerçekten negatif yani temiz olduğu söylenebilir. Hiçbir delme alanı kabarmamışsa bu, testin doğru yanıt vermediğinin ve ilaç baskısı altında olduğunun işaretidir.

Alerji deri testinde “yanlış pozitiflik”

Alerji deri testinde pozitif kontrol olduğu kadar, bir de negatif kontrol olması gerektiğinden söz etmiştik. Negatif kontrol, hiçbir alerji yapıcı özelliği olmayan su kıvamında bir maddedir. Sağlıklı bir testte negatif kontrolün kabarmaması gerekir. Sadece suyla batma işlemine bile kabararak sonuç veren bir ciltte hangi maddeyi koyarsanız koyun pozitif sonuç alınacak demektir. Bu durum cildin çok hassas olduğuna, cilt sert bir cisimle çizildiğinde bile, sadece çizmeye bağlı kabaracağına (dermografismus) işaret eder.

Bu durum özellikle alerjik egzama veya kronik kurdeşen (ürtiker) varlığında görülür. Negatif kontrolün kabarması ve kızarması cildin çok hassas olduğuna, test edilen maddeden dolayı değil sadece delinmeye bağlı kabarmış olabileceğine işaret eder.

Bu duruma dikkat edilmezse, negatif kontrolün kabarmaması gerektiği halde kabarmasına rağmen teste yorum getirilirse, neredeyse cildin delindiği tüm noktalar delmeye bağlı kabarmış olacağından yanlış pozitiflik söz konusu olur. Yani hastada alerji olmadığı halde alerji varmış gibi bir sonuç elde edilir.

Kanda alerji testi (solunum paneli spesifik IgE)

Astım veya alerjik nezle teşhisinde alerjinin nedeni araştırılırken alerji deri testinde yukarıda sözünü ettiğimiz yanlış negatiflik veya yanlış pozitiflik durumlarının var olması halinde altın standart kabul edilmesine rağmen klasik alerji deri testi tercih edilmez. Böyle durumlarda kanda alerjik maddenin ölçümü yoluna gidilmesi daha doğru olur. Kandan yapılan testte her bir şüpheli maddeye karşı özgül (spesifik) IgE varlığı araştırılır.

Bu testin hassasiyeti deri testine göre daha düşüktür. Diğer bir deyişle hastada alerji varken testte çıkmayabilir. Buraya kadar özetlersek, kandan yapılan spesifik IgE alerji testinde sonucun negatif çıkması, hastada yüzde yüz “alerji yoktur” dedirtmez. Ancak kan testinde pozitiflik yakalarsak bu oldukça anlamlıdır ve tedaviye yön verebilir. Bu nedenle deri testi yapılamadığı hallerde mutlaka kandan araştırmaya gidilmelidir. Eğer negatif sonuç çıkıyorsa “alerji yoktur” diye karar vermek için deri testiyle bu sonucu kesinleştirene kadar beklemek gerekir.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir