Vajinusmus Tedavisi Nasıl Yapılır?
Formsante dergisinden Deran Çetinsara’ın vajinusmus tedavisi haberi
Toplumun cinselliğe bakış aşısı, tabular, bilgi eksikliği gibi sebeplerden kaynaklanan vajinismus pek çok kadının hayatını olumsuz etkiliyor.
Oysaki doğru tedavi edildiğinde bu sorun tamamen çözümlenebilen ve tedaviye en iyi, en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu. Uzmanından hem bu problemin çözüm yollarını hem de altı aylık terapi seansıyla sağlıklı cinsel hayata kavuşan bir çiftin gerçek hikayesini dinledik.
Kökeni
Vajinismusun organik kökeni olmaması halinde psikolojik kökenlerine bakılması öneriliyor. Bunların başlıcaları;
- Cinsel eğitimsizlik
- Cinsellikle ilgili mitlerin varlığı
- Toplumun bekarete verdiği aşırı önem
- Tabular ve baskıların varlığı
- Gebelik korkusu veya kontrolü kaybetme korkusu gibi bilinç dışı kaygıların da vajinismuslu kadınlarda olması olasıdır.
Vajinismus, Türkiye’de cinsel tedavi merkezlerine başvuran kadınlarda en sık rastlanan sorun. Amerikan Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Aslı Akkan Aydın, çiftler arasında genellikle ilk birliktelik sonrası ortaya çıkan bu sorunun doğru tedaviyle tamamen çözüme kavuşabildiğim söylüyor. Aynı zamanda CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) Sertifikalı Cinsel Terapist ve ESSM (European Society of Sexual Medicine) ve EFS (European Federation of Sexology) Sertifikalı Psiko-Seksologu olarak da görev yapan Uzm. Psk. Aydın, vajinismusun tanımım şu şekilde yapıyor:
“Vajinismus, vajinaya giriş denendiğinde, vajinayı çevreleyen kaslarda yineleyici ve sürekli biçimde istemsiz kasılmaların olması ve vajinaya girişe ilişkin ağrı/acı korkusu ve kaygıların bu kasılmalara eşlik etmesidir.Vajinadaki bu kasılmalar çoğu kadında cinsel birleşmeyi olanaksız kılar. Bazen de zorlamayla giriş olabilir ancak birleşmeler ağrılı ve acılı olarak sürüp ağrı veya acı korkusuna ait kehanetler doğrulandığından kaçınmalar artarak devam eder. Birleşme olmuştur ancak vajinismus devam etmektedir. Vajinismus kasılmalarını kadm kendi isteği ile yapmadığı için, birleşme isteği bu rahatsızlığın çözümü olmaz. Bu durumda da doğru bir tedavi süreci gereklidir. Genellikle psikojenik kökenli olan bu rahatsızlığın nadiren de olsa fizyolojikya da organik kökenleri olabilir. Bu nedenle hasta kime başvurursa vursun (psikolog veya psikiyatrist olan bir cinsel terapist) öncelikli olarak kadm hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından değerlendirilmesi de uygun olur. Fizyolojik köken olasılığı elendikten sonra cinsel terapiye başlanılabiliyor.”
GÖRSEL VE YAZILI MATERYALLERİN KULLANILDIĞI DETAYLI CİNSEL EĞİTİM İLE BAŞLIYOR. BU EĞİTİMİN AMACI CİNSELLİKLE İLGİLİ YANLIŞ BİLGİLERİN VE TABULARIN YIKILMASI OLDUĞU KADAR TERAPİST VE DANIŞANLARIN ORTAK DİL KULLANDIĞINDAN EMİN OLMAK.”
İçeriğe Ait Başlıklar
VAJİNİSMUS NASIL OLUŞUYOR?
Vajinismus, genellikle ilk cinsel birleşme denemesi sırasında ortaya çıkıyor. Ancak eşle olumsuz algılanan cinsel deneyimden sonra, cinsel taciz, vajinal doğum, düşük, kürtaj veya hasta açısından kötü deneyimlenen jinekolojik muayene ve operasyonlar sonrasında da oluşması daha ender de olsa mümkün.
Uzm. Psk. Aydın, cinsel eğitimin ve bilgilenmenin bireyin genel eğitim seviyesine göre değil, toplumun ve kültürün dayatmalarıyla şekillenmesi dolayısıyla, vajinismusu olan kadınların yaş, eğitim, sosyoekonomik ve sosyokültürel durum açısından belirgin bir farklılık göstermediğini belirtiyor ve ekliyor: “Kültür dayatmalarının daha yoğun olduğu bölgelerde çok daha sık görülürken, batıda görülme oranları son yıllarda özellikle azaldı.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Vajinismus, doğru tedavi edildiğinde tamamen çözümlenebüen ve tedaviye en iyi, en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu. Vajinismusun bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tek tedavi yolu ise yetkin cinsel terapistler tarafından uygulanan cinsel terapi. Vajinismusu tüm cinsel işlev bozukluklarında olduğu gibi, çiftin sorunu olarak ele almak ve partneri de buna ikna ederek tedaviye aktif katılımım sağlamak çok önemli. Uzm. Psk. Aydın, vajinismusla başvuran bir kadının öncelikle jinekolojik muayeneden geçmesi ve sonra da bir cinsel terapist tarafından terapiye alınmasının gerektiğini belirtiyor ve ekliyor:
“Cinsel terapi her iki eşle de ayrı görüşmeler yapılarak vajinismusun altta yatan sebebi ve yapılanması araştırılarak başlıyor. Bireysel yapılan görüşmelerde çiftin tüm cinsel yaşantılarının detaylı bir öyküsünün alınması tedavinin daha iyi ve hızlı ilerlemesini sağlıyor. Sonrasındaki seanslar çift görüşmeleri olarak sürdürülüyor. Çift görüşmeleri görsel ve yazılı materyallerin kullanıldığı detaylı cinsel eğitim ile başlıyor. Bu eğitimin amacı cinsellikle ilgili yanlış bilgilerin ve tabuların yıkılması olduğu kadar terapist ve danışanların ortak dil kullandığından emin olmak. Örneğin; vajinismus sorununa bağlı olarak ‘sevişemiyoruz’ diye gelen çiftin asıl sorunu birleşememek oluyor. Coit’in (birleşme) sevişmekle aynı olmadığının öğretilmesi önemli!” Eğer eşler arasında vajinismus sebebiyle bir iletişim bozukluğu, birbirlerine karşı öfke, suçluluk hisleri varsa; çiftler arasındaki duygusal uyumun yeniden yakalamlması, karşılıklı anlayış, sevgi ve saygının hakim olduğu bir ilişkinin tekrar kurulması için çalışmalar yapılması öneriliyor. Çift ilişkisindeki bozukluğun derecesi iyi değerlendirilmeli, gerekirse cinsel terapiden önce yetkin bir terapist tarafından evlilik terapisi uygulanmalı. Tedavinin sonraki aşaması ev ödevleri olarak bilinen vajinismus protokolü egzersizlerden oluşuyor. Bu süreç kişiden kişiye belli faktörler doğrultusunda değişim gösteriyor.
Vajinismus tanısı konulduktan sonra geçen süre, varsa altta yatan travmanın ağırlığı, daha önce hatalı tedavi yöntemlerinin olup olmadığı, çift ilişkisinin durumu ve bireysel dirençlerin varlığı başlıca faktörler arasında sıralanabiliyor. Bu faktörlere bağlı olarak süre değişse de ortalama bir vajinismus terapisi 10-12 seans sürüyor. Cinsel terapi yöntemleriyle tam düzelip, terapistin onayıyla sonlandırılan tedaviler sonrası tekrarlama beklenmiyor. Uzm. Psk. Aydın, “Tekrar hatırlanmalı ki vajinismusun cinsel terapisi süresince tedavisindeki amaç, sadece bir şekilde penisin vajene girişini sağlamak değil, kadının kasılma, acı, kaçınma, korku gibi olumsuzluklar yaşamadığı, çiftin haz aldığı, doyumlu bir cinsel yaşama ulaşmasını sağlamak” diyor.
KADIN, 29 YAŞINDA
• İstanbul’da doğup büyümüş. Üniversite mezunu çalışan bir anne-babanın iki çocuğundan birincisi. Üniversite mezunu ve altı aylık evli.
• İki yıl evlilik öncesi beraberlik, eşiyle evlilik öncesi cinsel birleşme denemesi olmamış ancak çıplak sevişmeler ve sürtünmeyle boşalma mevcut.
• Düğün gecesi yorgun oldukları için sevişmemişler. İlk birleşme denemesi düğünden bir gün sonra balayında.
• Balayı boyunca dört-beş deneme olmuş. Altı aylık süre boyunca da başlarda daha sık zamanla azalan birleşme denemeleri var.
• Ancak her coit (penis vajene girecek şekilde giriş) denendiğinde bacaklarda şiddetli kasılma, partneri iterek uzaklaştırma mevcut.
• “Canım çok acıyacak. Zaten her girmeyi denediğinde de duvara tosluyor. Acaba kızlık zarım mı çok kalın? Hoş jinekolog böyle bir şey olmadığını söyledi” diye anlattı.
• Anal seksle sıkıntısı yok. “Çok zevk almasam da yapıyoruz. Eşimi memnun edebildiğimi hissediyorum. Ara sıra yapıyoruz.”
• Adetler 12 yaşında başlamış ve düzenli.
• Jinekologa gitmiş. Jinekolojik muayene sırasında da zorlanmış ancak muayene olabilmiş. Jinekologu fizyolojik bir sıkıntısı olmadığını cinsel terapiyle vajinismus sorununu çözebileceğini söylemiş.
• Mastürbasyon 15’li yaşlarından beri yapıyor ve zevk alıyor ancak çok ihtiyacını hissetmiyor.
• Eşinden önceki var olan iki partneriyle de coit denenmemiş, çıplak sevişmeler var ve anal seks yapılmış.
• Mastürbasyonla, sürtünmeyle orgazmı var. Vajinasına dokunulmasından hoşlanmıyor. Oral seks yaptırtmıyor. Kendisi yapıyor.
• Çıplaklık ve aydınlıktan kaçınması yok ancak genitallere dokundurma ve bakma ile ilgili kaygısı yüksek.
• Cinsel uyumlarını 3/10 (“Birleşemiyoruz o zaman sevişemiyoruz da zaten” diyor), ilişki uyumlarını 8/10 olarak değerlendiriyor.
• “Eşim çok anlayışlı. Beni destekliyor. Nasıl olsa bir gün olacak” diyorsa da “Ben çok üzülüyorum. Eksik hissediyorum” diye düşünüyor.
• Durumu sadece annesi ve en yakın arkadaşı biliyor, eşinin kimseye söylemediğini söylüyor.
• İki sene boyunca düzenli olarak kaygıları ve takıntıları için psikoterapi görmüş ancak ilaç kullanımı olmamış.
EŞİ, 32 YAŞINDA
• Ankara’da doğup büyüyen üniversite için İstanbul’a gelip yerleşen bir bankacı.
• Üniversite mezunu ebeveynlerin tek çocuğu.
• Problemi “Eşimi çok seviyorum, arzu da duyuyorum. Sevişme sırasında cinsel organına dokunmadığım sürece bir sıkıntı yok. Ama ne zaman penisim cinsel organına yaklaşsa büyük bir hışımla beni itiyor. Üzülüyorum tabii ama eminim bir gün hazır olacaktır” olarak tanımlıyor.
• Eşi dışında ikisi paralı olmak üzere beş tane partneri olmuş. İlk cinsel birleşme yaşı 18 (o zamanki sevgilisiyle).
• Hiçbir partneriyle sertleşme, boşalma ve orgazmla ilgili bir problemi olmamış. Boşalma denetiminin olduğunu düşünüyor.
• Eşiyle sürtünme, oral veya anal seksle boşalıyor.
• Herhangi bir kaçınması yok.
• Cinsel uyumlarını 5/10 (“Birleşemiyoruz ama onu çok arzuluyorum”), ilişki uyumlarını 9/10 (“Eşim bazen çok sert olabiliyor ama onun dışında çok iyi bir eş”) olarak değerlendiriyor.
• Kendi tarafından sadece doktor olan kuzeni biliyor ama eşi bildiğini bilmiyor.
• Herhangi bir psikiyatrik/psikolojik özgeçmiş hikayesi yok.
SEANSLAR:
• Her iki partnerle birer anamnez (bilgi alma) seansı yapıldı.
• Sonraki seansta cinsellikle ilgili mitleri konuşuldu. ‘Cinsel ilişki, cinsel birleşme demektir”; “iyi bir cinsel ilişkide eşler beraber orgazm olur”; “İlk birleşme her zaman çok ağrılı ve açılıdır”; “Kadın orgazmı ancak birleşmeyle iyi olur”; “Cinsel ilişkiyi erkek başlatmalı ve yönetmelidir’ gibi hatalı inanışları belirlenip bilgilendirme yapıldı.
• Cinsel anatomi, fizyoloji ve vajinismusun ne olduğu anlatıldı.
• Anatomi anlatımı sırasında kullanılan görsel materyale kadının bakmakta güçlük çektiği not edilip bu konuda da çalışılma kararı alındı.
• Cinsel terapi ödevlerine başlanıldı.
• Ödevlerin verilip kontrol edildiği seanslar 14 seans sürdü. Kadın ilk üç seansta ödevlere karşı direnç gösterdi. Bu dirençleri ayrıca irdelendi. Eşi bu dirençlerle ilgili mutsuz olsa da mümkün olduğunca yüzleşmemeye çalıştı ancak sonraki iki seans da işinin yoğunluğu bahaneleriyle seanslara gelmedi. Tüm bunlar beraber olan seanslarda değerlendirildi, ilk birkaç ödev oldukça yavaş ilerledi. Ancak her şeye rağmen çift koopere bir şekilde ödevlerini yapmaya devam etti. Ve toplam 14 ödevli seansın sonunda çift sıkıntısız bir şekilde birleşiyordu. Altı ay sonraya kontrol randevusu verildi ancak hiçbir sıkıntılarının olmadığını ifade edip randevuyu bir gün öncesinde iptal ettiler.