Eşini Değiştirmeye Çalışma

– Değişmiyorlar ki zaten. Bir söz okumuştum: Kadınlar evlenmeden önce, erkeğin değişeceğini umarlarmış. Erkekler de kadının değişmeyeceğini… Evlendikten sonra erkek değişmez, kadın değişirmiş. Ferhat bana “Evlenmeden önce çok uysaldın, hep öyle olacaksın zannediyordum; ama çok değiştin.” diyor. Ama ben Ferhat’ı değiştiremedim.

– Her kadının kafasında bir erkek modeli vardır. Bu hayalî bir erkek de olabilir, kadının sevdiği bir akrabası da olabilir, bir dizi kahramanı da… Kadın çoğu zaman farkında olmadan, kocasını o kalıba uydurmak için uğraşır. Erkek ise eşinin onu bir kalıba sokmaya çalışmasına hep direnir.

Kadın, erkeğe değişmesi gerektiğini açıkça yahut dolaylı yollardan belirttiği zaman erkek çok incinir. Kadın kocasına, onu sevdiğini ne kadar çok söylerse söylesin, değişmesini istiyorsa kocasına yaşattığı sadece hayal kırıklığı olacaktır. Erkeğin romantik olmasını isteyen kadın erkeği romantizmden iyice soğutacaktır.

– Ben artık Ferhat’tan romantik olmasını falan istemiyorum. Yıllarca uğraştım, romantik bir erkek olması için gayret sarf ettim, bunu ona defalarca söyledim ama bir faydası olmadı. Ben üzerine gittikçe yaptığı kibarlıkları, küçük sürprizleri de bıraktı.

– Doğru bir tespit, kadın erkeğin üzerine gittikçe, erkek yaptıklarını da bırakır. Çünkü hayat arkadaşı tarafından beğenilmemek erkeği çok yaralar. Erkek kendini küçük düşürülmüş hisseder. Erkekler bu hâllerde kırıldıklarını da söylemezler.

Kadının eşini değiştirme çabaları erkeğin yetersizlik hissine kapılmasına, daha iyi olmadığı için utanç duymasına sebep olabilir. Bu durumda erkek daha iyi olmak yerine, kendi de karısında kusur aramaya ve onu incitmeye başlar.

– Çok şey istemiyoruz aslında, neden istediklerimizi yapmıyorlar ki?

– Sana göre çok olmayabilir ama istediklerin erkeğe göre ağır olabilir. Kadın gönlü ister ki “Kocam maç izlemesin, arkadaşlarıyla takılmasın, her zaman yan yana, can cana olalım.” Ama hayat bu, insanın gönlünün her istediği olmaz. Çünkü arzu edilen bu durum, erkek fıtratına aykırı.

Velev ki kadın hissî şantajla veya başka bir yolla kocasını her akşam evde tutmayı başardı; fakat erkeğin bu gönülsüz kabulü evde muhabbeti sağlamaz.

– Bakın bu kez benim aklıma bir fıkra geldi. Mevzumuzla alakalı gibi duruyor.

Annesi küçük çocuğu yaramazlık yaptığı için azarlamış. “Git şu sandalyede otur ve ben kalk diyene kadar da sakın oradan kalkma.” demiş.

Çocuk gidip sandalyeye oturmuş. Birkaç dakika sonra, “Anneciğim!” demiş. “Dışım oturuyor ama içim ayakta. Bir mahzuru var mı?”

– Mevzuya uydu. Zorla güzelliğin olmayacağını güzel anlatıyor. Erkek de karısı tarafından engellenmişse, dışı evde olsa bile içi evde olmaz.

– Tamam, kocamı değiştirme yönündeki gizli-açık bütün istek ve teşebbüslerimi bu hafta yok etmeye çalışacağım. Onu olduğu gibi sevmek için gayret sarf edeceğim.