Dünyanın lezzet başkenti Gaziantep
Gaziantep mutfağının Türk ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Anadolu’dan dünyaya uzanan bir lezzet ve kültür köprüsü olmayı hedefliyoruz. Herkesi Gaziantep yemeklerini tatmaya bekliyoruz”diyor…
DÜNYANIN lezzet başkenti Gaziantep, şu an uzun ince bir yolculukta bulunuyor. Aslında bu yolculuğun insanlık tarihi kadar eski olduğunu söyleyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Bu yolculukta bizim elimizde çok kuvvetli bir kültürel miras var: Gastronomi ve arkeoloji. Çingene Kız’m çekim gücüyle şehrimizin çekim gücünü bir araya getirdik. Ve bunları şehrimizin rekabet gücünü arttırmada kullanarak dünyada tescil ettirmeye başladık. Aslında bu geç kalınmış bir tescildir” diyor.
Şahin şöyle devam ediyor:
“6 bin yılı aşkın tarihimiz, 120 arkeolojik yerleşimimiz, Roma ve Yunan medeniyetlerine ilham veren tecrübemiz, Asur, Hitit, Roma, Bizans, Sasani ve Osmanlı geçmişimizle, Akdeniz ve Mezopotamya arasında eşsiz bir medeniyet havzasıyız. Zeugma Antik Mozaik Kenti’nde bulunan mozaiklerimiz tüm zamanları kıskandıracak güzellikte. Tüm bu birikim, tarihsel zenginlik yemeklerimize de yansımış durumda; yemeklerimizin lezzetinde, sofralarımızın görsel şöleninde kendini gösteriyor.”
Gaziantep mutfağının Türk ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu kaydeden Şahin, Nineden toruna bir miras niteliğinde öğretilen yemeklerin ve tatlıların yapımında kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede gösterilen beceri, yemeklerin yapımında kullanılan ve yemeklere değişik bir lezzet veren baharatlar, salçalar, soslar ve karışımların Gaziantep yemekleri ve tatlılarının şöhrete kavuşmasını sağladığını söylüyor.
Şahin, Eşsiz lezzetlerden oluşan bu zengin mutfakta yaklaşık 500 çeşit yemek türü yer aldığını da belirtiyor.
GASTRONOMİDE ÖNCÜ ŞEHİR
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin lezzeti ile damaklarda unutulmaz tatlar, belleklerde güzel hatıralar bırakan bu kültür mirasını hak ettiği şekilde dünyaya tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak için gastronomi alanında Unesco’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na başvurduğunu söyleyen Şahin, “Yoğun lobi ve tanıtım çalışmaları sonucunda Gaziantep, gastronomi alanında Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı üyeliğine, 11 Aralık 2015 tarihi itibariyle hak kazanmış oldu. Bu alanda Türkiye’nin öncü şehri sıfatını da ayrıca elde etti. ‘Dünya Gastronomi Kenti’ olarak kabul edilen Gaziantep, kazandığı bu yeni kimlik ve unvan ile gastronomi turizminin de yükselen yıldızı olacak” diyor.
Dünyada 1 milyar 133 milyonu aşkın insan, turistik amaçlı seyahat ediyor. Ve bu insanların yüzde 80’nın seyahatinde ye-me-içme faktörü etkili oluyor, insanlar yeni tatları, lezzetleri denemek istiyor. Seyahat planlarını buna göre belirliyorlar. Gaziantep’in bu tescille, yarıştığı dünya şehirlerinden bir adım önde olduğunu söyleyen Şahin, “Yemek konusunda iddialıyız ve bu iddiamızı tüm dünya tatsın, Gaziantep yemekleri herkesin damağında yer etsin istiyoruz” diyor.
“KÜLTÜRÜMÜZÜ TEMSİL EDİYOR”
Şahin, Antep mutfağına ilişkin olarak şunları belirtiyor:
“Biz bu alanda dünyanın pek çok ülkesinin toplamından daha fazla çeşitliliğe sahibiz. Ama aynı zamanda soframız, insanlığın sofrasıdır. Bizi diğer mutfaklardan farklı kılan da budur. Bu sofranın bereketi de Gaziantep’in yemeklerine yansımıştır. Misafirperverlik, yardımlaşma, paylaşma bizim gönül zenginliğimizin göstergesidir. Yaşayan bu irfan, kazanlarımızda harmanlanarak yeniden masumiyetiyle, inancıyla insanlığın zaferi olacaktır. Bizim soframızın zenginliği paylaşmanın, barışın simgesidir. Çok kültürlülüğün, hoşgörünün, erdemin, birliğin göstergesidir.
Bizim güçlü yanımız toprağımızdır, güneşimizdir. Topraktaki o yüksek berekettir. Coğrafyanın bize vermiş olduğu zenginliktir.
Bize düşen büyük bir alicenaplıkla bu kokuyu, bu tadı, bu zenginliği korumak, ona sahip çıkmaktır. Bu tescil aslında bu medeniyet birikiminin sonsuzluğa taşınmasını sağlayacaktır. ‘Dünyanın Lezzet Başkenti’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Coğrafya-toprak, güneş-ateş, mutfak- emek-yardımlaşma-pay-laşma yolunda baharatların maharetli ellerde bir kazanda harmanlanması yolunda büyük bir sanatsal öyküyle karşı karşıyayız.”
“LEZZET KÖPRÜSÜ OLACAĞIZ”
Antep’in bu zenginliğini korumak istediklerini ifade eden Şahin, “Bunu her platformda söylüyoruz fakat bu koruma sadece büyük organizasyonlar düzenleyerek, salon toplantıları yaparak gerçek-leşemezdi. Gaziantep’in her alanına sirayet edebilsin ki bu koku, bu tat yaşayabilsin. Onun için biz en başta daha küçük mutfakları büyüteceğiz, Antep kadınının daha çok üretmesini sağlayacağız, sektördeki bu işe hizmet edenleri eğitime tabi tutacağız, daha profesyonel olmalarını sağlayacağız, engelsiz mutfaklarla engelli aşçıları yetiştireceğiz dedik. Bir yıllık planımızı yaptık. Bu sorumlulukların her birinin sınavından, alnımı-zın akıyla çıkacağımıza yürekten inanıyoruz. Anadolu’dan dünyaya uzanan bir lezzet ve kültür köprüsü olmasını hedefliyoruz. Hepinizi ateşin ve güneşin barış sofrasına, Gaziantep yemeklerini tatmaya bekliyoruz” diyor.