Astımda alerji aşı tedavisi

Astımda alerji aşı tedavisi

Astımda alerji aşı tedavisi

Aşı tedavisinin tarihi

Geçmişi yaklaşık 100 yıl öncesine dayanan alerji aşı tedavisi, alerjinin ilk tedavisidir. Tarihte aşı tedavisinde ilk uygulamalar cilt altı iğne aşı (Subkütan immünoterapi) şeklinde yapılmaktaydı. Bu uygulamalarda çocuğun alerjik olduğu madde doğrudan cilt altına veriliyordu. Hekimler alerji aşılarının içeriğini doğadan alıp miktarı belirleyerek hazırlıyorlardı.

Geçmişte bu uygulamalar sırasında alerjik olunan madde standart olmayan dozlarda hızla kana karıştığı için istenmeyen, hayatı tehdit edici alerjik tepkileri beraberinde getiriyordu. Alerjik olunan madde hızla kana karışınca anafilaksi adı verilen ağır tansiyon düşüklüğü ve kalp durmasıyla seyreden bu durum iğneli aşı tedavisinin en korkulan ve istenmeyen yan etkisiydi.

Bunun yanı sıra uygulamanın iğneli olması nedeniyle gerek çocuklar gerekse aileler tarafından istenmeyen bu tedavi zamanla yan etkilerinden dolayı doktorlar tarafında da tercih edilmeyen bir uygulama haline geldi.

Ancak aşı tedavisi olmadan yalnızca ilaçla baskılayarak alerjik hastalıkların doğal yolundan döndürülemeyeceği, ilerlemesinin durdurulamayacağı üzücü bir şekilde fark edildi. Daha güvenli aşı tedavisi araştırmaları kapsamında geliştirilen dilaltı aşıların en az cilt altı iğne aşı kadar etkili olduğu, öte yandan iğne aşıya göre daha güvenli olduğu sonucuna varıldı.

Şimdi iğne aşı ve dilaltı aşı tedavileri konusunda bilinmesi gerekenleri aşağıda ayrıntılı olarak paylaşacağız.

Astımda alerji aşı tedavisi

Ciltaltı (iğneli) alerji aşı tedavisi (subkütan immünoterapi)

iğne şeklindeki alerji aşılarının içinde alerjik olunan madde gitgide artan dozlarda bulundurulur. Günümüzde bu dozlar içinde ne oranda alerjik madde bulunacağı önceden belirlenmiş olarak standart solüsyonlar şeklinde fabrikalarda üretilmektedir. Bunun nedeni standart dozda verilen alerjik maddenin önceden yan etkileri konusunda test edilmiş olmasıdır. Bu şekilde alerjik yan etki riski azaltılmış olur.

Bilim ve teknolojinin ilerlediği günümüzde standart doz hazır aşılar çok rahat bulunabilmektedir. Nadir de olsa hâlâ ülkemizde uygulandığı bilinen doktorun kendisi tarafından hazırlanmış iğne aşıların içinde alerjik maddenin ne oranda olduğu yüzde yüz ayarlana-maz. Bu durum nadir de olsa kazara fazla doza maruz kalınmasına ve akabinde ağır alerjik reaksiyona neden olabilir. Durum böyley-ken aşı tedavisinin içeriğinin doktorlar tarafından hazırlanması gereksiz risk almak demektir. Öte yandan aşının etkili dozdan daha düşük seviyede alerjik madde içermesi, tedavinin başarısız olma-130 sıyla sonuçlanır.

Ülkemizde alerji aşısı üretilmemektedir. Uygulanan aşıların uluslararası aşı firmalarınca hazırlanan, üzerinde içinde ne olduğunun yazıldığı etiket taşıyan aşılar olması gerekmektedir, iğne aşıların kesinlikle doktor kontrolünde acil müdahale şartlarının sağlandığı sağlık kuruluşlarında yapılması önerilir. Kesinlikle evde ya da eczanelerde yapılmamalıdır.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir