Türkiye’nin En Güzel Saklı Koyları

Tekne veya yat sahibi olmanın baş sebebidir mavi koylar… Her gün bir başka koyda demirleyip meraklı bakışlar üzerinizde olmadan denizin, güneşin, dinlenmenin tadını doyasıya çıkarırsınız… Alıp başınızı gidersiniz; ne zamanla yarışma telaşı var, ne yapılması gerekenler listesi… Bir taraftan da tekneniz mavi sularda ilerlerken yapacak öyle çok şeyiniz var ki! Bir kere gözünüzün saatte olmayacağı kesin, o nedenle kahvaltı faslını dilediğiniz kadar uzun tutabilirsiniz, ister müzik dinleyin, ister gazete veya kitap okuyun, bulmaca çözün ya da o anda sadece denizi izleyin, Tabii denizle bu kadar iç içeyken sadece ona bakmakla yetinmek olmaz, üstelik de Türkiye’nin en bakir koylarındayken…

Düşünsenize, Ege’nin en berrak sularını günün erken saatlerinde ilk kez dalgalandıranlardan biri sizsiniz! Deniz kabuğu toplamak, dalış yapmak, şanslıysanız balık tutmak da seçenekleriniz arasında. Bazı koylarda kiralıkçalışanjet ski, sörf, hamburger, banana paraşüt, su kayağı gibi su eğlencelerine de katılabilirsiniz. Deniz fenerlerini selamlayıp, antik alanlarda dolaşıp, teknenin dürbünüyle uzakları gözleyebilirsiniz de. Rotanızda ilerlerken çeşitli sürprizlerle karşılaşırsınız; bazen açık denizde yol alırken veya bir koydan diğerine seyrederken yunuslarla yarışır, belki fok bile görebilirsiniz. Sadece fok mu? Yolunuz Dalyan’dan geçiyorsa eğer suyun üzerine başını çıkarıp meraklı gözlerle size bakan bir Nil Kaplumbağası da çıkabilir karşınıza.

Akşamlar da bir başka güzel olurteknede; film izlemek, müzik dinlemek, sohbet etmek, oyun oynamak, yıldızları seyretmek. Size düşen tek şey temiz havayı ciğerlerinize doldurmak, şehir hayatının karmaşasından kurtarılmış bu anların tadını çıkarmak ve belki de hayatınızın en tatlı uykularından birine dalmak..

Mavi yolculukta en gözde rotalar, Bodrum ile Marmaris arasında yer alıyor. Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Göcek kıyıları, doğası, tarihi ve konukseverliğiyle benzer yörelerden çok farklı. Kafa dinlemek için Gökova, doğa yürüyüşlerine ve tarihe meraklıysanız Marmaris rotalarını tercih edebilirsiniz.

Göcek

Bir İngiliz turist, Göcek Göbün Koyunu “Tanrı’nınyeryüzündeki evi” diye tanımlamış. Dünyada eşi benzeri olmayan Göcek, gerçek anlamda özel bir bölge. Dalaman Havaalanı’na 20 dakika mesafede bulunan Göcek’e ulaşım oldukça rahat. Koruma kanunları sayesinde betonlaşmadan bugüne gelen Göcek, korunaklı körfeziyle deniz turizminin de vazgeçilmez merkezlerinden biri. Bugün Göcek’te 4 tane yüksek kapasiteli ve dünya standartlarında teknik donanıma sahip marina mevcut. Tamamı çam ve sığla ağaçlarıyla kaplı muhteşem bir doğanın ortasında yer alan Göcek, küçük adaları ve birbirinden güzel koylarıyla mavi yolculuk rotaları içinde belki de en güzelini oluşturuyor.

Fethiye

Dantel gibi koylar, altın rengi kumsallar, yamaçlara sıralanmış görkemli kaya mezarları, yemyeşil ormanları ve görkemli tarihiyle Fethiye, yat ve tekne tutkunlarının vazgeçemediği rotaların başında geliyor. Hava şartları ne olursa olsun tekne ve yatlar için güvenli ve doğal bir liman olma özelliği sunan Fethiye, dünyaca ünlü konuklarıyla da ününü dünyaya duyurmayı başarmış.

Marmaris

Marmaris, tekne ve yat sahipleri için gerçek anlamda bir cennet rotası sunuyor. Issız koyları, yıldızlı geceleri, sakin köyleri, inanılmaz zenginlikteki sualtı dünyası, Kadırga’dan Orhaniye’ye, Hisarönü’nden Selimiye’ye dünyaca ünlü koylarıyla mavi yolculuk rotalarının en özellerinden birini sunuyor.

Bodrum

Bodrum, bir Mavi Yolculuk klasiği. Teknesi olsun olmasın pek çok denizseverin Mavi Yolculuk hayalini süsleyen Bodrum, huzurdolu koyları, eksikolmayan rüzgârı, sakin köşeleri ve günbatımlarıyla gerçek bir klasik.

Dünyadaki cennet: Ölüdeniz

“Tanrı’nın dünyaya bağışladığı cennet” olarak tanımlanan Ölüdeniz’de mavinin her^tonu, yeşilin her tonuna karışmış durumda. Dip kumları ile sahildeki kumların göz kamaştıran beyazlıkları da bu renklere karışınca, Ölüdeniz’de kulaç atanlar, denizde mi yoksa gökyüzünde mi yüzdüklerini gerçekten karıştırıyorlar. Burası aslında doğal bir lagün ve bu nedenle suyu hep durgun olduğundan, Ölüdeniz adını almış. Teknenizle yakın bir koya demirleyip Ölüdeniz’in keyfini çıkartın.

Klasik tarihin büyüleyici topraklarında: LikyaYolu

Dünyanın en önemli 10 yürüyüş rotası arasında gösterilen Likya Yolu, bugün sadece ülkemizden değil, çok farklı coğrafyalardan insanları kendisine çekiyor. Fethiye’den başlayıp Kaya-köy, Ölüdeniz, Tlos, Saklıkent, Pınara, Leton, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Olimpos ve Faselis’teki güzellikleri görüp Antalya’da sonlandırabileceğiniz rotanın en büyüközel-liği denizin mavisi ve ormanın yeşilinin iç içe olması. Özellikle pembe tonlardaki orman güllerine dikkat. Likya Yolunu tekne veya yatla bir haftada gezebilirsiniz. Bu 500 kilometrelik uzun yolun tamamını değilse bile bazı parkurlarını yürümek, yorgunluğunuza fazlasıyla değecek keyifli anlar yaşatacak size.

Tüm dünyanın uzağında Kabak Koyu

Endemik çeşitliliği, yabanıl hayatı ve 200 metre boyunca uzanan eşsiz koyuyla 1. derece SİT alanı ilan edilen bir doğal cennet Kabak Koyu. Türkiye’de ender rastlananjeolojikbiryapıya sahip olan koy, üç tarafı dağlarla çevrili kanyon biçimindeki derin bir vadi ve vadinin denize açılan çakıllı kumsalından oluşuyor Kabak Koyu, Ölüdeniz’den güney istikametine doğru ilerleyen Likya Yolunun da durak noktalarından biri. Sık ağaçların arasından sürpriz yaparcasına aniden karşınıza çıkan Kabak Kumsalı, kalabalık plajları sevmeyen insanlar için biçilmiş kaftan, O kadar sessiz ve huzur dolu bir kumsal ki, plajın bir bölümünü Caretta Caretta’lar sahiplenmiş.

Kelebek gözüyle: Kelebekler Vadisi

Fethiye’de Belceğiz Körfezi’nin doğu kıyısında yaklaşık 400 metre yüksekliğindeki sarp bir kanyonun duvarları arasına gizlenmiş muhteşem birvadi Kelebekler Vadisi. Babadağ’ın eteklerindeki kanyonun 250 metre genişliğindeki kumsalı ıssız ada tadında. Dev iki yamacın arasında mükemmel bir konumda bulunan Kelebekler Vadisi, doğallığından hiçbir şey kaybetmemiş V şeklinde bir kumsalla tamamlanıyor. Vadide elektrik, yol ve yapılaşma yok ama kamp yapmaya izin veriliyor. Sırf bu nedenle vadiye geleceklere bir uyarı; Kelebekler Vadisi’nde küçük bir restoran dışında başka tesis yok. Vadinin tek lüksü var; o da doğası. Kayıp giden yıldızları, yakamozu, ay ışığı, dalga sesi, güneşi ve ateşi…