Tartılarla barışıp anlaşabilmek, benim için zayıflamanın yarısıdır
Nergis (32)
Nergis kesin evlendiğinde 48 kiloydu, diğer herkes gibi… Sonra tabii, “erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer” denemeleri, sevdiği lezzetlerle eve bağlamalar falan derken beyaz ekmeğe dönen üst kollardan sonra tartıya bakıp, “2 kg fazla tartıyor değil mi bu?” demeler, tartılıp 2 kg 2 kg eksiltmeler, yeni elbiseler almalar, etrafta kimse yokken tartılmaya başlamalar, soranlara kiloyu eksik söylemeler, aynı kiloda olduğunu söyleyenin 2 beden daha dar olmasını fark edip yalandan vazgeçmeler ve kabulleniş… Hepimiz Nergisiz!
Aylardır tartılmıyorum!
Evet, 1 yıldan fazla olmuştur hatta…
Her şey evlenmeden hemen önce başladı. Diğer kadınlar gibi, ben de evlenmeden önce, gelinliğimi tam 4 kez daraltmaya verecek kadar hızlı ve çok zayıfladım. Evlendiğimde, sanıyorum 34 bedendim. Evlenmeye karar verdiğimdeyse 38…
Düğünün ertesinde balayına gittik, sıfır hareket ve sadece yeme-içme-eğlenceye adanan 2 haftadan sonra eve döndüğümüzde, ikimiz de düğün öncesi stresten verdiğimiz kiloların yarısını almıştık. Aslında buna sevindik de, biraz toparladık kendimizi dedik…
Daha sonraki aylarda, benim yemek konusunda kendimi geliştirmeye çalışmam, güzel yemek yapamadığım zamanlarda dışarıdan hazır yemek söylememiz, biraz da mutlu olduğum zamanlarda iştahımın da açık olmasından dolayı ipin ucunu biraz fazla kaçırdık.
Kıyafetlerinden de mi anlamadın deme lütfen, biliyorsun, sürekli alışveriş yapan insanlarız hepimiz. Her şeyi deneyip alıyoruz evet ama biraz da “bunun kalıbı dar” zaten diyen satış görevlilerinin katkılarıyla, fazla fazla kilo aldığımı hiç anlamadım. Uzun zamanda aldığımdan belki de…
Şimdi evlilik fotoğraflarıma bakıp, o eski, incecik halimi özlüyorum. Ama rejime başlayamıyorum çünkü tartılmaktan ve kilomla yüzleşmekten o kadar korkuyorum ki!
Bu arada merak ediyorsanız, eşim benim kadar kilo almadı. O sanırım iş yerinde çok yoğun olduğu için, az yiyerek dengeliyor. Ama hiçbir zaman da bana kilolu olduğumu ve rejime başlamam gerektiğini söylemedi sağolsun.
Şimdi benim ne yapıp edip bu korkumu yenmem lazım. Tartıyla barışmam, kendimle yüzleşmem, yılmadan eski kiloma kavuşmam lazım.
Peki ya diyet yapar yapmaz kilo vermeye başlayamazsam mesela, işte o da benim için heves kırıcı bir diğer şey olur. Eminim çünkü günde 3 öğün çıkacağım o tartıya.
Kaç zamanda bir tartılmak gerekir? Günün hangi saatinde, dedikleri gibi sabah hiçbir şey yemeden mi? Günaşırı mı yoksa atıyorum 10-15 günde bir mi?
Hep aynı yerde mi yoksa bu da bir hurafe mi? Kilon belliyse her yerde aynı mı çıkarsın? Tartıyla aramdaki bu meseleleri çözersem, zayıflamak daha kolay olacak gibi…
Selam Nergis,
Yaklaşık on beş senedir danışanlarımdan bunları duyuyorum. Ne yediklerini bilmiyorlar ama kilolarını gramı gramına takip ediyorlar.
Bir de senin gibi tartılmaktan korkanlar var. Cihazdaki rakamı görüp dünyaya küsenler… Morali bozulup daha fazla yiyerek acısını çıkarmaya çalışanlar!
Bana göre her ikisi de takıntıdır. Ha her dakika tartılıyorsunuz, ha çok korkuyorsunuz… Gereksiz yere bir makineye anlam yüklediniz, yiyeceklere yüklediğiniz gereksiz anlamlar gibi…
Ben genellikle tartılmayan biriyim, kilolu olduğum dönem dahil. Çünkü bana göre bir makine benim ne olduğumu ve ne olmam gerektiğini belirleyemez. Önemli olan benim kendimi nasıl iyi hissettiğimdir. Bence kendini gözlemleyerek, kıyafetlerinin üstünde nasıl durmasını istediğine bakarak kendini anlayabilirsin.
Öncelikle ağırlık gün içerisinde çok değişkendir. Bütün gün tüketilen sıvı ve yemek miktarına ayrıca o gün vücudun ödemine, idrar ve kabızlık durumuna göre değişir. Senin yemekten sonra aldığını gördüğün kilo, aslında vücudunda depo edilecek olan yağ miktarı demek değildir. İkinci olarak diyet yaparken her gün düzenli kilo kaybı olmayabilir. Vücut yağ yüzdesi düşüp, kas kitlesi artmış olabilir. Bunu tarüda kilo artışı gibi görebiliriz. Oysa vücutta kas artışı çok sağlıklıdır. Diğer yandan ayakta kalma, seyahat vb. durumlardan dolayı vücutta ödem oluşmuş olabilir. Bu birkaç gün içerisinde geçecektir fakat biz bunu tartıda kilo almış gibi görebiliriz. Yani çok sık tartıya çıkmak kişide moral bozukluğu yaratmaktan başka bir işe yaramaz.
Ağırlık kaybı devam ederken örneğin 3-4 gün kilo verilemeyebilir. Kilo verilmeyen günlerde “Diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum” diye diyetten vazgeçilmektedir. Oysa diyete devam edilse ağırlık kaybı devam edecektir. Bu yüzden diyet yaparken her gün 3-4 kez kilo verdim mi diye tartıya çıkmak doğru değildir.
Özellikle kadınlarda menstrüasyon döneminde ve öncesinde oluşabilecek ödemlerden dolayı 1-2 kg kadar ağırlık artışı gözlemlenmektedir. Kadınlar gerçek kilosunu, bu dönem bittikten üç gün sonra görebilirler. Bu nedenle tartılıp, boşu boşuna kendilerine kızmış olurlar.
Tartıların zaman geçtikçe kalibrasyonu bozulabilmek-tedir, doğru kilodan sapmalar gözükebilmektedir. Özellikle farklı tartılarda ağırlıklar farklı çıkabilmektedir. Bu yüzden farklı yerlerde farklı tartılarda ağırlık ölçümleri yanıltıcı olabilir.
EN DOĞRU ÖLÇÜM NASIL YAPILIR?
• Kilo tartımları sabah aç karnına yapılmalıdır.
• Hep aynı saatte tartım yapılmalıdır.
• Haftada 1 veya en fazla 2 gün tartılmak yeterlidir.
• Hafif kıyafetlerle veya çıplak olarak tartılmak gerekir.
• Aynı tartıda tartılmaya özen gösterilmelidir.
• Evde kullanılan tartılar belli aralıklarla servise gönderilip kalibrasyonları yapılmalıdır.
• Menstrüasyon, seyahat, kabızlık, ishal veya egzersiz sonrası tartımlar doğru değildir.
• Sadece kilo değil, yağ ve kas oranınızın da önemli olduğunu unutmayınız, kilo verebilirsiniz fakat bunun yağdan mı kastan mı kaybedildiği de önemlidir.
• Sürekli tartılmak kişide psikolojik bozukluklara sebep olabilir.
• Önemli olan sadece kilo vermek değil, beslenme alışkanlıklarım uzun süreli değiştirmektir. Bu yüzden amaç dengeli ve yeterli beslenme olmalı, ikinci olarak kilo kaybetmek olmalıdır.