Soru sormak ve öğrenmek

Soru sormak ve öğrenmek

Soru sormak ve öğrenmek

Soru sormanın öğrenme merakından geldiği bilinen bir gerçek; ancak asıl önemlisi kendimizi sorgulamamız ve doğru yanıtları yine kendimizin bulması çalışmasıdır. Soru sormanın özünde öğrenmek yattığına göre, sorular bizi eğitir. Sorular bilgi hâzinemizi büyütmek için içgüdüsel bir davranış olduğuna göre, bu özelliğimizi kullanma bilincimizi geliştirmeli ve çok daha ilerilere taşımalıyız.

Soru sormak ve ogrenmek

Başkalarına iyilik yapmak, içimizde iyi duygulara neden olur, bunun hayatı, insanları sevmek gibi birçok açıklaması olabilir. Ancak nedense kendimize iyilik yapmak gibi davranışın farkında değiliz. Otoriteler insanın kendisini sorgulamak gibi düşüncesi yoksa eksiklerini göremeyeceği gibi, düzeltmek gereksiniminin farkında olmayacağını da belirtiyorlar.

Öğrencilik yıllarımda en mutlu olduğum anlardan birisi de okullar arası yarışmalardı. Spor faaliyetleri, folklor yarışmaları, bilgi yarışmaları ve şiir okuma yarışmaları çok heyecanlı geçerdi. Bu tür aktiviteler var olduğumuz, kabul edildiğimiz, değer verildiğimiz duygusunu yaşatarak kendimize olan güvenimizi artırır ve derslerimize daha çok odaklanmamıza neden olurdu. Böyle bir yarışmadan çok etkilenmiş ve çok çalışarak tam puan aldığım anım bütün canlılığıyla hafızamda duruyor.

Ayaklarımın yerden kesilip, ağzımın kulaklarıma varışı, sevinçten içim içime sığmayışı çok keyifliydi. Hele annemle babamın yüz ifadeleri görülmeye değerdi. Ne büyük bir iş başarmıştım. Ne büyük bir ayrıcalıktı. Tüm sınıfta fark edilmiştim. İmrenen bakışlar güzeldi. Kendimi denize ulaşmaya çalışan bir nehrin akıntısında hissediyordum. Gerçek ben işte buydum.

Belki de o yıllarda kendime yaptığım en büyük iyilikti.

Hayatım boyunca savaştığım hobilerimi ve zaaflarım tek tek gözümün önünden geçiyor, ne çok hata yapmışım, neden yapmam gerekenleri yapmamış, bazı güzellikleri yeterinde yaşamamışım. Kısacası yaşamı ıskalamışım; ama henüz erken, kaç yaşındayım ki öğrencilik, askerlik sonrası yıllar. Artılarım ve eksilerim neredeyse eşit diye düşünürken artılarım öne geçmeli diye fısıldadığımı hissediyorum. Çünkü ben yaşamı artılara göre planlıyorum, nerede hatam var, nerede eksiklerim var bütün bunları tek tek analiz ederek yeni başarılara odaklanmalıyım diye düşünüyorum. Beni benden başka benim gibi düşünen olmayacağını bile bile hata yapmamam gerektiğini zihnimden geçirirken geçmişe hayıflanmadığımı hissediyorum. Bu duygu beni kendime iyilik yapmaya zorluyor. İçgüdüsellik bu olsa gerek. Belki de nasıl düşünmem gerektiğini yeni yeni fark ediyorum, ama nasıl olursa olsun iyi düşünmeyi sevdim ve iyilik yapmayı…

Yaşam ben hissettiğim zamanlarda güzel…




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir