Vücudumuz, aldığı fazla şekeri her zaman yağa çevirmez
Vücudumuz, aldığı fazla şekeri her zaman yağa çevirmez
Hemen hemen tüm zayıflama kitaplarında görebileceğiniz bir bilgi var; “Ekmek, hamur işi, tatlı gibi yiyecekleri çok yerseniz vücut bu yiyeceklerin fazlasını yedek enerji olarak depolar…” derler. Eğer vücudun gerçekten böyle bir davranışı olsaydı, çok iştahlı olan kişiler 1000-1500 kg, hatta çok daha ağır olmaz mıydı?
Kendinizden örnek alın, uzun süre aynı kiloda kaldığınız hiç olmadı mı? Kesinlikle olmuştur. Sabah aç karnına ve yemekten sonra ölçülen kilolar daima değişir. Hatta 1-2 kilo oynar. Bu aslında bizim kilo aldığımızı ya da verdiğimizi göstermez. Kilo almak demek 60’lı kilolardan 70’li kilolara veya 80’li kilolara çıkmak demektir. Yani kilo almış olmak için aşağı yukarı bir 10 kilo artış olması gerekir. Yoksa seyahatte, uçak yolculuğu sonrası, kadınların âdet dönemlerinde veya çok kaçırdığımız bir yemek sonrası, ağırlığımızda 3-4 kilo bile fark olabilir. Ama bu durum, yediklerinize hiç dikkat etmeseniz bile bir müddet sonra normale dönecektir. Çünkü aslında bedeniniz değişmemiştir. Bedeniniz değişmeden ağırlığınızın kalıcı şekilde artması mümkün değildir, eninde sonunda normal haline döner. Bir oturuşta 10 kilo baklava yerseniz bile birkaç gün içerisinde eski kilonuza dönmüş olursunuz.
Eğer vücut genişlemiyorsa, yani yapısını koruyorsa veya yapısını koruyacak malzemeyi (kas, bağ dokusu, kolajen ve elastin fibrilleri) oluşturmaya devam edebiliyorsa o zaman beyaz yağ oluşturması için bir neden yoktur. Beyaz yağ oluşturmadığı için de vücudun ağırlığı artmaz ve şişmanlamaz. Zayıf insanlar da bu şekilde her şeyi yiyerek zayıf kalmayı başarırlar.
İnsanların vücutlarında yedek enerji biriktirmesi aslında imkânsız değildir. Örneğin Afrika’da açlık çeken kabilelere baktığımızda, her insanda ortada kocaman bir göbek ve tezat şekilde ince kol ve bacaklar görürüz. Bu form dede, baba ve torunda hep aynıdır, değişmez. Bu insanlar, gerçekten zor şartlar oluşunca hayatlarını devam ettirebilmek için, yedek enerji deposu olarak karaciğerlerinde glikojen depolarlar. Zor şartlara uyum sağlamak üzere değişmek zorunda kalmışlardır. Onların durumu günümüz şişmanlığı ile hiç alakalı değildir.
Bu değişimi tetikleyen neden, Afrikadaki insanların bulabildikleri yiyecekleri barındıkları alanda saklamalarının imkânsız olmasıdır. Ya yiyecek maddeleri bozulur ya da diğer kişiler tarafından çalınabilir. Yiyecekleri saklamanın en kolay ve diğer yöntemlere nazaran en tehlikesiz yolu, yediklerini vücutlarında biriktirmektir. Böylelikle çok daha uzun süre açlığa dayanabilirler.
DİYET, İNSANOĞLUNUN BEDENİNE YAPTIĞI EN BÜYÜK İHANETTİR VE BU İHANETİN BEDELİ ÇOK AĞIR(LAŞARAK) ÖDENİR.