Kuaförler online randevu sistemine geçti
PANDEMİ hayatımızı her anlamda derinden etkilerken geçmişte sıradan işler olarak gördüğümüz pek çok hizmeti alamaz hale geldik. Kuaförler, bu durumdan en çok etkilenen serbest meslek sahiplerinden biri olarak öne çıktı. Kuaförlerin kapanması nedeniyle bu ihtiyacımızı evde kendimiz yapar olduk. Instagram’da, “Saçımı kendim kestim. Nasıl olmuş?” ibareli fotoğraflar dolaştı. Birçoğumuz saçını kendi boyayıp, manikürünü yapmayı öğrendi. Bazı ünlü kuaförler bu süreçte canlı yayınlar yapıp müşterilerini bir nebze de olsa mutlu etmeye çalıştı. Hayatın normalleşmesiyle birlikte tekrar hizmet vermeye başlayan kuaförler tüm önlemleri alarak yeni döneme giriş yaptılar. Müşteriler artık randevu ile kabul ediliyor, maskesiz hiçbir işlem yapılmıyor ve kullanılan materyaller her işlem sonrası dezenfekte ediliyor. Talep artışıyla birlikte, eski günlere büyük ölçüde dönüldü. Bazı kuaförler randevulara yetişemediklerini söylüyorlar. Bu hafta sektörün bilinen isimleriyle merak edilenleri konuştuk…
“SALGINA HAZIRLIKLI YAKALANDIK”
Pandemi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tam anlamı ile telaffuz edilmeden ve karantina dönemi başlamadan önce önlem alarak salonlarını kapattıklarını söyleyen Garage Hair Repair Studio Kurucu Ortağı Ahmet Çoban, “Süreci dünyadaki gidişata bakarak tahmin ettik. Hem çalışanlarımızın hem de müşterilerimizin sağlığı için en doğru kararı verdik” diyor. Üç ay kapalı kaldıkları dönemde attıkları doğru adımlarla yaşadıkları kaybı telafi ettiklerini ifade eden Çoban, “Salgın üç ay boyunca herkes gibi bizi de etkilese de hazırlıklı yakalandık. Kazancımızı yüzde 30 seviyelerinde artırarak kapalı kaldığımız dönemin açığını kapattık” diyor.
Fiyatlarını artırmadıklarının altını çizen Çoban, online randevu sistemine geçtiklerini vurguluyor.
“SAÇ TAMİRAT STÜDYOSU”
Kapalı kaldıkları dönemde müşteriyle olan diyaloglarını daha da arttırdıklarının altım çizen Çoban, “Türkiye’nin birçok ulusal televizyon, basın ve dijital mecrasında gerek yazılı gerek konuk olarak önümüzdeki dönemde kuaföre daha az ziyaret edebilmeleri için onları daha uzun süre kullanabilecekleri, daha natürel sonuçlu, fazla tekrar gerektirmeyen uygulamalara yönlendirdim” diyor. Ayrıca karantina döneminde evde saç bakımı, kesim hatta boyama konusunda bilgilendiren yayınlar yaptıklarını da söyleyen Çoban, “Müşterimiz bizimle güzel bir bağ kurdu. Açıldığımız dönemde online rezervasyon sistemimizi bloke edecek kadar çok talep aldık” diyor. Sektörün değişime ve yenilenmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Çoban, “Artık herkesin her işi ortalama yaptığı bir salon sisteminden, markalaştığımız ve uzmanlaşma alanlarımızı belirlediğimiz yeni bir sektörel yapıya evril-memiz gerektiğini düşünüyorum” diyor.
Sosyal medyanın dünyaya açılması ile beraber artık çıtanın çok yükseldiğini söyleyen Çoban, “Her işi ortalama yapan kariyerler yerine belirli bir alanda uzmanlaşmış ve markasının hikayesini kendi kurgulayan ve bunu müşteri kitlesine doğru bir şekilde anlatan kurumlar haline gelmeliyiz” diyor. Günümüzde saç ve tasarım merkezlerini kuaförlerden ayıran ne diye sorduğumuzda Çoban sözlerini şöyle tamamlıyor: “Çok bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kuaförlük bu mesleğin genel adıdır. Biz bu sektörün içinde başka bir alan açtık. O da saç tamiratı. Bu nedenle marka adımız Garage Hair Repair Studio. Ama mesleğimiz kuaförlük…”
“RANDEVULAR ÇOK YOĞUN”
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından her sektör gibi kuaförlerin de etkilendiğini söyleyen SSM (Saç Sanatı Merkezi) Kuaför işletme Sahibi İbrahim Ayral, birçok nişan ve düğünün iptal olmasıyla :iroda yüzde 30 kayıp yaşadıklarının altını çiziyor. Türkiye’nin gelin saçı ve makyajı konusunda referans salonlardan biri olduklarını iddia eden Ayral, ikinci dalgaya maddi ve manevi olarak hazırlıklı olduklarını ve planlarını buna göre yaptıklarını söylüyor.
Salon içinde belirli noktalarda dezenfektan, maske, eldiven ve galoş bulundurduklarını söyleyen Ayral, müşteriler arası 1.5 metre mesafe kuralına uyduklarının da altını çiziyor. Randevu sisteminde eski kapasitenin yarısı kadar hizmet verdiklerini söyleyen Ayral, müşteri isimlerini kayda geçirerek, olası bir enfeksiyon durumunda temas izinin sürülmesini kolaylaştırmayı amaçladıklarım vurguluyor. Bugünlerde randevularda yoğunluk olduğunu söyleyen Ayral, “Müşterilerimizde tekrar kapanırsa endişesi var. Randevu talebi olanlara bir hafta sonrasına tekrar randevu verdiğimiz oluyor” diyor.
Saçla ilgili bütün işleri bir merkezde topladıklarını ifade eden Ayral, yaptıkları işin güzellik, saç ekim, saç kaynak merkezleri gibi yerlerin dışında olduğunu özellikle vurguluyor. Ayral, sadece pandemi döneminde değil daha öncesinde de hijyene ve temizliğe önem veren işletmelerin bu süreçten güçlenerek çıkacağını söylüyor.
“B PLANIMIZ HAZIR”
Sektör olarak pandemiden olumsuz etkilendiklerini dile getiren Selçuk Sümer Hair Studio Kurucusu Selçuk Sümer yaklaşık iki ay kapalı kaldıklarını söylüyor. Kapalı kaldıkları süre boyunca ekibi mağdur etmediklerini belirten Sümer, kuaförlerin açılmasıyla sürecin kaybını fiyatlara yansıtmadıklarını sözlerine ekliyor. Salon girişinde dezenfektan üniteleri yerleştirdiklerini söyleyen Sümer, çalışma alanındaki koltukları bir boşluk olacak şekilde ayarladıklarını ve her müşteri değişiminde koltuk ve tezgahların dezenfekte edildiğini söylüyor.
Olası bir yeni dalga için önlem aldıklarını belirten Sümer, “İşletmemiz için tedbirli olmamız gerektiğini öğrendik. Gereksiz harcamalardan kaçınıp olası bir ikinci dalga durumu için B planı ve bütçe ayarladık” diyor. Açıldıkları ilk günden bu yana yoğun bir taleple karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Sümer, randevu sistemiyle hizmet verdiklerini ifade ediyor. Bu süreçte bazı müşterilerin daha soğukkanlı davrandığını söyleyen Sümer, hassas ve tedirgin müşterileri açık havada seyyar tezgahlarda ağırladıklarını sözlerine ekliyor. Sümer’e saç merkezleri ve tasarım merkezlerinin farkı ne diye sorduğumuzda ise sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Sonuç itibariyle hepimiz aynı noktada buluşuyoruz. Yaptığımız işler hemen hemen aynı. Farklılık olması için konulmuş isimler olduğunu düşünüyorum.”
“MÜŞTERİYİ MAĞDUR ETMEDİK”
Pandemi sürecinde yüzde 50 oranında zarar ettiklerini söyleyen Esfiraaclass işletme sahibi Gökhan Kanbur, korona kaynaklı zararların devam ettiğini dile getiriyor. Müşterilerin halen kaygılı olduklarını söyleyen Kanbur, “Aldığımız tüm tedbirler kapsamında riski en aza indirdik.
Müşterilerimiz içleri rahat şekilde geliyorlar” diyor. Kapalı kaldıkları süre boyunca giderlerin aynı şekilde devam ettiğini dile getiren Kanbur, “Bu dönemde yaşadığımız zararları işletmeyi açtıktan sonra ne kendi personelimize ne de müşteriye hiçbir zaman yansıtmadık” diyor. Sağlık Bakanlığı’nca yayınlanan 14 kurala uygun bir şekilde 10 koltuklu işletmeyi 5 koltuğa indirdiklerinin altını çizen Kanbur, sosyal mesafeyi korumak adına aralarında 1.5 metre mesafe olacak şekilde dizayn ettiklerini hatırlatıyor. Salona giren her müşterinin galoş giydirilip ve ateşinin ölçüldüğünü söyleyen Kanbur, personelin de kendi hijyenini sağlayarak hizmete başladığını söylüyor. İkinci bir dalga için bir hazırlık içinde bulunmadıklarını söyleyen Kanbur, “Ümidimiz bu zorlu süreçten en kısa sürede kurtulmak” diyor. Bulunulan süreçte tekrar kapanma ihtimaline karşı bu dönemi değerlendirmek isteyenlerin olduğunu söyleyen Kanbur, “Bu oran en minimum seviyede. Vaka sayılarının artmasıyla beraber gelmeyenlerin sayıları gelenlere oranla en dip seviyede” diyor. “Sektörümüzün gelmiş olduğu nokta dünya modasıyla aynı oranda ilerlemekte” diyen Kanbur sözlerini şöyle sürdürüyor: “Dünya genelinde sektörümüz yaklaşık 1 yıldır covid-19 mücadelesinden dolayı ciddi bir ekonomik kayıp yaşadı. Ayrıca yine son dönemde müşterilerimizin evde kendi saç bakım ihtiyaçlarını gidermelerinden dolayı sektör yüzde 60-70 oranında geriledi.”
Hüseyin POLAT / Polat Plus İşletme Sahibi
“Pandemi gerileme dönemi değil”
Pandemi sürecinde yepyeni bir tecrübe edindik. Devletin belirlediği tarihler arasında işletmelerimizin faaliyetlerini tamamen durdurduk. 0 dönemde yüzde 20 civarında bir ciro kaybı verdik. Açıldığımızda herhangi bir fiyat artışı yapmadık. Mekanlarımızda tüm tedbirleri üst düzeyde aldık. Tek kullanımlık ve kişiye özel ekipmanlarla çalışıyor, her işlem sonrası ekipmanların sterilizasyonunu yapıyoruz. Tasarım merkezi adı altındaki işletmeler bence kuaför isminin modernize edilmiş uyarlamaları. Sektör hızlı çözümler, ürünler ve uygulamalarla sürekli kendini yeniliyor. Bu sektörde hizmet veren herkesin yenilikleri araştırmasını ve kendisini geliştirmesini motive ediyor. Pandemi bence gerileme dönemi değil bekleme ve var olanı koruma dönemi olarak adlandırılmalı.
“ikinci dalgaya hazırız”
Pandemi sürecinden her sektör gibi biz de maddi ve manevi olarak olumsuz etkilendik. Ama işletmemizde işveren-çalışan ilişkisinden çok aile ortamı olduğu için bu süreci çalışanlarımızın da desteğiyle hafif atlattığımızı düşünüyorum. Kazancımız yüzde 70 düştü. Bu oranın sektör için iyi bir oran olduğunu düşünüyor. Açıldıktan sonra fiyatlarımızı artırmadık. Hepimiz için zor geçen bir dönemde birbirimize destek olmak yerine köstek olmak insani değerlerimize yakışmazdı.
Pek çok tek kullanımlık malzeme kullanıyoruz. Her müşteri değişiminde maskeler yenilenip eller dezenfekte ediliyor. Salonu açtıktan sonra ve kapatmadan önce dezenfekte etmeyi ihmal etmiyoruz. Olası bir ikinci dalgaya maddi anlamda yatırım yaptık ve süreci idare edecek bir strateji planı çizdik. Kuaförlük sektöründe birçok yer kendi dalında bölündü. Daha önceleri boya, manikür, pedikür gibi kategorilerde hizmet verirken, son dört yıldır sadece saç ve makyaj üzerine çalışıyoruz. Bu bize daha çok profesyonelleşme imkanı sağladı.
MERVE YILMAZ