Türkiye’nin En Önemli Gündem Maddesi Kuru Soğandı
GEÇEN yıl bu tarihlerde Türkiye’nin en önemli gündem maddesi soğandı. Pazarda bile kilo fiyatı 10 TL’yi gören kuru soğan fiyatları market raflarında bu rakamın çok üzerine çıktı. Üretimdeki plansızlık ve spekülatörlerin bunu fırsata çevirmeye kalkmasıyla soğan fiyatları geçen yıl enflasyonu ateşlemişti. Ancak hızlı ve yerinde müdahaleler ile fiyatlar zaman içinde tekrar 2-3 TL bandına çekilmişti. Fiyatlar uzun süre bu seviyelerde sürdü. Yılbaşı öncesinde tekrar fiyatlar yukarı yönlü bir seyre girince Tarım ve Orman Bakanlığı 7 Ocak 2020’de kuru soğan ihracatının ön izne tabi mallar listesine eklendiğini açıkladı. Bu karar sonrasında kuru soğan ihracatı durdu. Yıllık 200 bin ton ihraçlık kuru soğan da iç piyasaya kaldı. Böylece kuru soğan fiyatı perakendede tekrar 2 TL’nin altına geriledi.
Ancak görüldüğü kadarıyla soğanda sorun yine kapıda. Çünkü bu kez de piyasada talebin üzerinde soğan olması fiyatları iyice aşağıya çekti. Fiyatlardaki gerileme de bu yıl soğan ekiminin daralmasına yol açtı.
Türkiye’de geçen yıl 2 milyon 200 bin ton kuru soğan üretimi gerçekleşti. 150 bin ton civarında da taze soğan üretiliyor. Kuru soğan deyince eskiden ilk akla Bursa’nın Karacabey ilçesi gelirdi. Ancak bu tablo değişmiş durumda. Kuru soğan üretiminde Ankara’nın Polatlı ilçesi, Amasya’nın Suluova ve Merzifon ilçeleri, Tokat, Çorum, Hatay ve Adana illeri öne çıkıyor.
Soğanda iki dönem hasat yapılıyor. Biri nisan sonu, diğeri ise eylül ayında. Nisan sonunda Adana ve Hatay’da erkenci soğan diye tabir edilen türler sofralarımıza geliyor. Bursa, Amasya ve Tokat’ta ise eylülde hasat yapılıyor. Geç soğanın erkenciye göre daha dayanıklı olduğunu belirtelim. Arpacık diye tabir edilen tohumla ekilen geç soğan, küçük tohumdan ekilene göre daha dayanıklı oluyor.
POLATLI’DA EKİM ALANLARI DARALIYOR
Soğana yapılan müdahaleler tüketicinin lehine olsa da bu işten zararlı çıkan bir taraf olduğunu da unutmayalım. Üreticiler fiyat 10 TL olduğunda da kazanamıyordu. Fiyatlar 2 TL’nin altına inince elinde soğan bulunan çiftçi zarar etmiş durumda. İhracat kısıtlaması sonrasında Ankara Polatlı, Amasya gibi soğan üretim merkezlerinde üreticiden çıkış fiyatları 50 kuruşun altına inmiş durumda. Tabi bu fiyatlar üreticinin üretimden soğumasına neden oluyor. 85 bin dekar alanda 500 bin tona yakın soğan üretimi yapan Ankara’nın Polatlı ilçesinde ekim alanları daralmış. Polatlı Ziraat Odası Başkanı Zekai Köscoğlu, üretim alanlarının daraldığı uyarısında bulunarak şunları söylüyor: “Soğanın bizim bölgede tam ekim dönemi. Bu fiyatlar çiftçilerimizin üretimden uzaklaşmasına neden oluyor. Sahada gördüğümüz kadarıyla ekim alanları daralıyor. Geçen yıl 85 bin dekar alanda soğan üretimi yapıldı. Bu rakamın bu yıl 65 bin dekara inmesi bekleniyor. Şu anda maliyetler 1 TL civarında. Üretici en az 1.5 TL’den satmalı ki cazip olsun. Diğer türlü zarar eder. İhracat bağlantısı yapılan yerler vardı. Pakistan ve Libya’ya bağlantısı yapılmış soğanlar gönderilemedi. ihracat kısıtlaması fiyatı iyice aşağı çekti. Üretimin sürekliliği için çiftçinin zarar etmemesi lazım. Yoksa soğan ekecek çiftçi kalmayacak. Ileriki yıllarda komple ithal etmek zorunda kalmayalım.”
Amasya Merzifon’da faaliyet gösteren Oluzlu Tarım Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Çelik de soğan üretiminin mevcut fiyatlarla sürdürülebilir olmadığını dile getiriyor. Soğan üreticisinin bir miktar kazanacağı dönemde ihracat kısıtlamasının üretimi etkileyeceğini söylüyor. Çelik, “Ekim dönemi geldi ama soğan tohumu satışlarında artış yok. Bu da üreticinin soğan ekiminden uzaklaştığını gösteriyor. Üretici küsmemeli. Enflasyon tabi ki çok önemli, düşürülmeli. Ama üreticiyi de koruyalım. Yoksa seneye soğanı 3-4 TL’ye ithal eder iç piyasada 2 TL’ye satarız. Burada ülke kaybeder” diyor.
ADANA’DA İŞLER YOLUNDA
Adana Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen ise daha umutlu. Adanalı çiftçilerin soğan ekimlerini yaptığını belirten Girmen, soğan ekim alanlarının geçen yıl ile aynı seviyede olduğunu belirtiyor. Ekim alanlarında bir azalma gözlemlemediklerini belirten Girmen, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Adana ilk ekimin ve ilk hasadın yapıldığı bir bölge. Soğan tohumları şu anda tarlalara ekildi. Her yıl ortalamasında ekimler yapıldı. Bir gerileme yok. Ters giden bir durum yok. Sadece aşırı soğuklar var. Adana bölgesinin alışmadığı derecede sıcaklık çok düştü. -6 dereceyi gördük.
Bu haliyle meyve ve sebzede zararlara neden oluyor. Soğana bu soğuğun zararı olur mu onu da şu anda söylemek çok zor. Henüz soğanların yaprakları toprak üstüne çıkmadı. Bunu 15-20 gün sonra görürüz. Umarız soğuklar tohumlara zarar vermemiştir. Narenciye, limon gibi dalında olan ürünler dondan zarar gördü. Sadecc soğanda değil bütün tarım ürünlerinde sıkıntı üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas farkı. Bu fark kapanmalı. Adana’da tarlada 50 kuruş olan bir ürün İstanbul’da tüketiciye 5 TL’ye ulaşmamalı. Bu dengeler kurulmalı. Üretici de tüketici de zarar görüyor. Soğandaki durum da tam böyle. Soğan 10 TL’ye çıktığında da üretici kazanmadı. Üreticinin hayal bile edemediği fiyatları görüyoruz pazarlarda. Hal yasası düzenlenerek üreticilerin de tüketicinin de kazanacağı bir sistem oluşturulmak zorunda.”
Ayten ÇÖL / Amasyalı soğan üreticisi
“Fiyatı aracılar yükseltiyor”
Ayten Çöl, Amasya’nın önemli soğan, soğan tohumu, patates, mısır, buğday üreticilerinden. 2 bin dönüm civarında arazisi var. Hititoloji mezunu bir çiftçi. Eski Demokrat Parti [DP] milletvekili Faruk Çöl’ün kızı. Ayten Çöl, arazilerinin 250 dönümünde soğan yetiştiriyor. Soğanda aracıların çok olduğunu, ürünün bazen dört kez el değiştirdiğini söylüyor. Çöl, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Soğan fiyatlarını tüccarlar, aracılar yükseltiyor. Ürünü hiç görmeden soğan ticareti yapanlar var. Bu durum fiyatı yükseltiyor olabilir. Bir konuda bir uyarı yapmak gerekiyor. Soğanın iyi para ettiği yıl, ürünü sadece sofrada görenler bile soğan ekiyor. İlgili ilgisiz herkesin dikim yapması çiftçinin zararına. Bizim gibi standart üreticiler bundan zarar görüyor. Ciddi bir planlama yapılmalı. Bu sadece soğan için değil, her türlü tarım ürününde olmalı. Tarım Bakanlığı hangi ürünün hangi bölgede ekileceğini planlamalı ve ona göre teşvik vermeli. Üretimde istikrar lazım…”
İdriz Çokal