Dizilerde ihracat rekoru ATV’nin
TÜM dünya bizi izliyor! Nasıl mı? Medya takip kuruluşu Ajans Press’in açıkladığı son rakamlar bunu açıkça ortaya koyuyor. Türk dizilerinin ihracat karnesine göre, son 10 yıllık dönemde adeta patlayan Türk dizi sektörü, elde ettiği ihracat oranlarıyla ABD’den sonra ikinci sırada yerleşmiş durumda.
Aynı karne, ATV’nin dizilerinin ise en çok ihraç edilenler listesinde başı çektiğini gösteriyor. Aşmalı Konak, Kara Para Aşk ve Ezel başta olmak üzere, Muhteşem Yüzyıl, Kuzey Güney, Ka-radayı, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Adını Feriha Koydum, Gümüş, Fatmagül’ün Suçu Ne ve Aşk-ı Memnu dünyanın halen izlemeye devam ettiği diziler. Bunlar arasmda en çok hasılat getirisini de Kara Para Aşk’m sağladığını ekleyelim.
HEDEF 1 MİLYAR DOLARI AŞMAK
Yerli dizilerimizi ilgiyle izleyenlerin başında ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika var. Ayrıca Avrupa’nın tamamı, ABD ve Latin Amerika ülkeleri de Türk starlarına bayılıyor. Rakamlar da ilgiyi ve ihracat rekorunu açıkça gösteriyor; 2008’de 10 milyon dolar olan dizi ihracat getirisi, düzenli olarak artış göstererek 2016 yılında 350 milyon dolara ulaşmış. Aynı araştırmada, Türk dizilerine olan talebin bölüm
başı fiyatlarının artmasına yol açtığı da gözlemleniyor. 2023 yılı için ise hedef, 1 milyar doları aşmak.
Haberler…
Sportif hareketler başladı
Spor liglerinin hareketlenmesiyle birlikte sponsorların reklam ve iletişim atakları da hızlandı. Bu sayfalarda, bu konudaki iyi ve elbette başarısız hareketleri ele alıyor olacağız. Bu konudaki en güçlü reklamverenlerden Turkcell örneğin, Türk sporunun asırlık çınarı Galatasaray Spor Kulübü ile dijital işbirliğini, sarıkırmızılıların başarılarla dolu tarihini bir kez daha bizlere hatırlatan yeni bir reklam filmiyle duyurdu. Galatasaray’ın forma renklerinin ortaya çıkış öyküsünün anlatıldığı film, Galatasaray’ın kurucusu Ali Sami Yen’in gerçek hikayesinden esinlenerek hayata geçirilmiş; ortaya da coşku değil ama duygu dolu bir film çıkmış. Vodafone ise “Come to Beşiktaş” sloganına yönelik bir reklam filmi hazırlamış. Türkçe ifadeyle “Gel gel ne olursan o! yine gel” diyen reklam filminde Everton’a transfer olan Cenk Tosun’un yanı sıra Hutchinson, Pepe ve Çuaresma da yer almış. Muhabbet ajansının imzasını taşıyan film, insanda Beşiktaşlı olma isteği yaratmıyor dersem yalan olur.
Tenisin şampiyonu şefe karşı
Tenisin büyük şampiyonu Roger Federer raketini bir kenara bırakmış ve Micheün yıldızlı şef Davide Oİdani ile leziz bir domates soslu spagetti hazırlamak için mutfağa girmiş. Barilia’nm yeni reklam kampanyasında kamera karşısına geçen iki ustanın yemek yapma yarışı, 72andSunny Amsterdam reklam ajansının fikri… Normal şartlar altında adapte reklamlardan çok haz etmediğimi söylemem gerekiyor. Reklam ve iletişim, istisnai durumlar haricinde, ülke ve kültürlere özgü olduğunda elbette daha büyük etki bırakıyor. Ama Barilla’ntn reklamı hiç fena olmamış.
PSG noktayı koyacak mı?
itişim ve reklamda “İçeriden mi, dışarıdan mı?” ikilemi son buluyor derken PBG’den yeni bir atak geldi. Dünyanın en büyük reklamvereni, ajanslarla olan ilişkisini gözden geçirdiğini açıkladı. Son dönemde dijital reklam yatırımlarında önemli kesintilere giden FMCG devi, birlikte çalıştığı ajansların sayısını da yüzde 60 oranında azaltmıştı. Tüm dünyada 6 bin ajansla çalışan ve geçen sene alınan kararla bu sayıyı 2 bin 500’e çekerek, ajans ve prodüksiyon maliyetlerinden 750 milyon dolar tasarruf ettiğini duyuran şirket, geçtiğimiz yıl çıktığı bu yolda ilerlemeye kararlı görünüyor. Ajans sayısını bu yıl da yüzde 50 oranında azaltma hedefi olduğunu açıklayan PSG, bu sayede 400 milyon dolar daha tasarruf yapacağını öngörüyor.