Şeker Hastalığının Nedenleri ve Beslenme
Tüm dünyada diyabet oranları hızla artış gösteriyor. Üstelik eskiden erişkin hastalığı olarak bilinen Tip 2 diyabet yaşı, 12 yaşa kadar inmiş durumda. Bu artışın nedeninin ise şekerli gıdaların daha çok tüketilmesi olduğu söyleniyor. Peki o zaman şekerden nasıl kaçabiliriz? Ya da şeker yerine ne kullanabiliriz?
Berk, dokuz yaşmda. Okulda beslenme saatinde annesinin hazırladığı çantasına koyduğu en sevdiği paket kekleri yediği için mutlu.
Eve geldiğinde de masanın üstündeki rengarenk şekerlemeleri ağzına atmak her günün rutini haline gelmiş. Dişleri şimdiden simsiyah ve şekerli yiyecekleri çok yedikçe daha çok yemek istiyor, kilosu da yaşıtlarına göre fazla. Uzmanlara göre Berk ve onun gibi yaşam biçimi olan çocuklar direkt diyabet tehdidi altında. Zaten rakamlar da bu iddiayı doğruluyor. Yapılan araştırmalara göre tüm dünyada her yıl, diyabetli kişi sayısı bir önceki yıla göre artış gösteriyor. Şu anda dünyada yaklaşık 347 milyon kişinin diyabet hastası olduğu biliniyor. Ülkemizde ise 20 yaş üzerindeki her 20 kişiden 3’ü diyabetli. Esas dramatik olan ise eskiden erişkin hastalığı olarak bilinen Tip 2 diyabetin artık 11-12 yaş çocuklarında bile görülmesi. Amerika’da ergenlik çağındaki çocuklar arasında Tip 2 diyabet görülme oranı 10 yılda 10 katm üstüne çıkarken, Japonya’da da iki katma çıktığı belirtiliyor.
ŞEKER ZEHİR Mİ?
Peki neden eskiden sadece yaşı 30-40’ların üstünde olanlarda görülen diyabet bu kadar küçük yaşlara indi? Bu konuda ile ilgili bütün uzmanlık dalları tek cevapta birleşiyor: Kötü beslenme ve şeker…
Tüm dünyada son yıllarda artan bir şekilde şeker karşıtlığı söz konusu. Şeker tüketiminin sürekli özendirilmesi ile şekerin daha çok tüketildiği ve şekerin bir zehir olduğu vurgulanıyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden Nöroendokrinoloji Uzmanı Dr. Robert Lustig, şekerin vücutta zehir gibi etki ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Obezite küresel bir hastalık ve bunun sebebi de şeker.”
“BİR KİŞİYE ‘KARBONHİDRATTAN UZAK DUR HİÇ YEME İÇİNDE ŞEKER VAR’ DEDİĞİMDE KİŞİ 0 YASAKLA KIVRANIYOR. OYSA AMAÇ 0 KİŞİNİN BUNU STRESE GİRMEDEN HAYAT BİÇİMİ HALİNE GETİRMESİ. 0 NEDENLE YAPILACAK ŞEY, OLABİLDİĞİNCE BASİT ŞEKERDEN UZAK DURMAK, CANIMIZ ÇOK İSTEDİĞİNDE DE DAHA AZ ZARARLI TATLIYI TERCİH EDEBİLMEK.”
“DİREKT ŞEKERİ YASAKLAMAK DOĞRU GELMİYOR”
Endokrinolojiye Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serpil Salman, “Aşırı şeker tüketiminin metabolizma üzerine olumsuz etkileri genel olarak insülin direnci ve kilo artışı üzerinden gelişiyor. Kilo artışı aşırı olmasa bile insülin direnci olan, bel ve karın bölgesi yağlanan kişilerde karbonhidrat ağırlıklı yemeklerden birkaç saat sonra reaktif hipoglisemi nöbetleri oluşuyor.
Ayrıca kolesterol yüksekliği, kadınlarda kıllanma, adet düzensizlikleri gibi sorunlar gelişebiliyor. Bu tablodan yola çıkınca bile karşımıza gelen kişilere şekeri hayatınızdan çıkarın demeyi doğru bulmuyorum.
Evet şeker zararlı ama şekeri yasaklamak günümüz hayat şartlarında bana uygun gelmiyor” diyor ve ekliyor: “Çünkü şekere davetiye çıkaran bir sürü uyaran varken yasak koymak hayatın gerçeğine uygun değü diye düşünüyorum. Yani teorik olarak icat edilmiş, üretilmiş şekere tabii ki karşıyım ama teori ile pratik birbirine uymuyor. Bir kişiye ‘karbonhidrattan uzak dur hiç yeme içinde şeker var’ dediğimde kişi o yasakla kıvranıyor. Oysa amaç o kişinin bunu strese girmeden hayat biçimi haline getirmesi.
O nedenle yapılacak şey, olabildiğince basit şekerden uzak durmak, canımız çok istediğinde de daha az zararlı tatlıyı tercih edebilmek. Mesela meyve de şeker kadar hızlı etki ediyor ve insülin salgısını artırıyor. O nedenle meyveyi yoğurda yemek bu etkiyi azaltıyor. Bu tip küçük önlemler, sağlığı korumada etkili oluyor.”